Uyku Laboratuvarı Nedir?
Gündüz yorulan bedenin gündelik işlere ara vererek; gece boyunca biyolojik ve kimyasal fonksiyonları sayesinde, fiziksel ve ruhsal durumunun yeniden yapılanmasına uyku adı verilmektedir. Hayatımızın üçte birinin uykuda geçtiği düşünüldüğünde, ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir. Zira vücut, uyku sayesinde dinlenerek kendini yenileme imkânı bulur.
Uyku halindeki bozukluklar, aşırı uyuma ya da hiç uyuyamama, uyku esnasında ortaya çıkan ve uyanıklık fonksiyonlarının bozulmasına sebep olan rahatsızlıklar ile uyku durumunu etkileyen diğer hastalıklar uyku tıbbının ana çalışma alanını oluşturmaktadır. 80'i aşkın farklı uyku ve uyanma problemi mevcuttur. Bu problemlerin hepsi insanın yaşam kalitesini bozararak olumsuz olarak etkilemektedir. En sık rastlanan uyku hastalıkları şunlardır:
- Uykuda nefes durması (uyku apnesi),
- Gündüz aşırı uyku hali,
- Uykuya dalamama,
- Huzursuz bacak sendromu,
- Horlama
- Uyum bozukluğuna bağlı uykusuzluk
- Öğrenilmiş uykusuzluk
- Uyurgezerlik
Uyku Laboratuvarı Hangi Hastalıklara Bakar?
Uyku laboratuvarında değerlendirilmesi gereken problemler şunlardır:
- Horlama
- Uykuda nefes kesilmesi
- Göğüs ağrısı
- Gece meydana gelen kalp ritmi düzensizlikleri
- Yetersiz ve bölünmüş uyku şikayetleri
- Ağız kuruluğu
- Geceleri uyku esnasında boyun terlemesi
- Narkolepsi
- Gündüz yorgunluk ve uykulu olmaya neden olan periyodik bacak hareketleri.
Tıkayıcı Uyku Apnesi (OSA)
Uyku bozuklukları arasında en çok görülen hastalıklardan biridir. Tıkayıcı uyku apnesi, karın ve göğüs solunum eforu normal seyretmesine rağmen, ağız ve burundan hava akımının kesilmesi durumudur. Hasta, apneli süre ardından gürültülü şekilde nefes alır ve çırpınma benzeri bir hareket ile horlamaya başlar.
Uyku apnesinin en sık gözlenen belirtileri şunlardır:
- Horlama
- Gündüz aşırı uyku hali
- Atipik göğüs ağrısı
- Kalp sorunları
- Kalpte ritim bozuklukları
- Uykuda boğulma hissi
- Yüksek tansiyon
- Akciğer sorunları
- Uyanınca görülen baş ağrısı
- Hafıza zayıflaması ve unutkanlık
- Cinsel isteksizlik
- Akciğer sorunları
- Karar verme yetisinde azalma
- Depresyon ve psizkoz
- Gece terlemesi
- Ağız kuruluğu
- Gastro-özofageal reflü
- Ruhsal ve bedensel çöküntü
Uyku Apnesi Tedavisi
Tıkayıcı uyku apnesi (OSA) tanı ve tedavisi için multidisipliner bir yaklaşım tarzı belirlenmektedir. Genel tedavi yöntemleri medikal tedavi ve cerrahî tedavi yöntemleri olarak ikiye ayrılabilir.
Medikal tedavi yöntemleri daha çok genel önlemler kapsamında ilerler. Özellikle aşırı kiilo, uyku apnesi sendromunu kötüye götüren bir faktördür. Bu nedenle kilo kontrolü sağlanması, tedavinin önemli bir parçasını oluşturur. Bunun dışında uykuda sırt üstü yatma yerine yan yatış tercih edilmelidir. Eski bir yöntem olsa da pijama sırtına sert bir top dikmek, günümüzde de geçerliliğini koruyan bir yöntemdir. Böylece sırt üstü uyumak zor olacağından, horlama ve apne problemi azaltılmaya çalışılmaktadır. Bazı durumlarda mekanik aletlerden faydalanılmaktadır. CPAP, BİPAP, ağız ya da burun içi aletler pozitif havayolu basıncı uyguladıklarından faydalı olmaktadır.
Cerrahi tedavi yöntemleri, horlama ve tıkayıcı uyku apnesi tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır. Tıkanıklığı by-pass eden yöntemler için cerrahî girişimlere başvurulur. En sık yapılması gereken cerrahî girişimler şunlardır:
- Dil kökü cerrahisi,
- Yumuşak damak ve tonsil operasyonu,
- Adenoidektomi gibi nazofarenks cerrahisi,
- Konka küçültme, polipektomi, septum veya valv cerrahisi gibi burun operasyonları.
Uyku Laboratuvarı Süreci
Uyku laboratuvarında yapılacak polisomnografi testi içi hastalar kendi pijamalarını ve kişisel eşyalarını getirir. Uyku saatinden önce gelen hastanın ortama alışması ve bulguları kayıt altına alacak elektrotların yapıştırılması için normal uyku saatinden birkaç saat önce gelmesi gerekmektedir. Hasta, teknisyen ile birlikte hazırlanır ve uyumak istediğinde yatağa yatırılarak uyuması söylenir.
Teknisyenler, başka bir odadan hastayı izler ve ihtiyaç halinde hastaya yardımcı olurlar. Gece boyunca izlendiğini bilen ve vücudundaki kablolar nedeniyle hasta sık sık uyanabilir. Fakat en olumsuz durumlarda dahi kişiye ait uyku verimliliği gözlenebilir.
Polisomnografi sonuçları, deneyimli bir hekim tarafından değerlendirilir ve raporlanır. Rapor sonuçlarına göre en uygun tedavi yöntemi rahatlıkla saptanabilir. Polisomnografi, hastalar tarafından ilk başta çekinilen bir test olsa da, hekime oldukça fazla veri sağlayan hasta açısından basit bir testtir.
Uyku Laboratuvarı Kapsamında Uygulanan Testler
Uyku Testi (Polisomnografi)
Uyku bozukluklarının saptanması için yapılan önemli testlerden biri polisomnografi olmaktadır. Genellikle horlama ile uyku apnesi gibi problemler için kesin tanı yöntemidir. Polisomnografi ile hasta gece boyunca uyurken, vücudun çeşitli alanlarına sensörler yerleştirilir ve izlemeye alınır. Kullanılan sensör sayısı ve sensör hassasiyeti ne denli fazla olursa, problemin boyutları hakkında o kadar çok bilgi edinilebilir.
Uyku laboratuvarında gerçekleştirilen polisomnografi ile uyku esnasında yaşanan solunum durmaları ile süresi, oksijen azalma seviyesi, kalp atışındaki düzensizlikler ve uykunun tüm bunlardan ne derecede etkilendiği saptanır. Polisomnografi ile elde edilen bulgular yardımı ile hastalığın şiddeti belirlenerek uygun tedavi plânlaması yapılmaktadır.
EEG (Elektroensefalografi)
EEG, beyinde bulunan sinir hücrelerine ait elektriksel faaliyetlerin, saç derisine yapıştırılan elektrotlar sayesinde algılanması ve bilgisayarlar ile voltajının yükseltilerek kaydedilmesidir. Kayıt işlemi yapılırken dalgasal titreşimler kullanılır ve elektriksel aktivite görünür hale gelir. EEG, uyanıklık durumunda hasta yarı oturur bir pozisyonda otururken, gözler kapalı şekilde çekilir. EEG, kişiye rahatsızlık vermeyen basit bir testtir. Ortalama 10-15 dakika içinde tamamlanır. Merkezî sinir sisteminin ilerleyici olan veya olmayan hastalıklarında güvenilir ve bilgi verici araştırma yöntemi olarak EEG kullanılmaktadır.
EMG (Elektromiyografi)
EMG testi iki bölümden oluşmaktadır. Birincisi elektronörografi (ENG), ikincisi ise elektromiyografi (EMG). Her iki aşamayı da kapsayan tekil yöntem EMG olarak adlandırılır. EMG testi ile amaç belirli sinirlerin belli noktalardan geçmesi esasına dayanarak, bazı özel bölgelere düşük voltajlı elektriksel uyarı verilmesidir. Test, uyarılar ile birlikte sinir lifinin duyusal ya da motor elektriksel yanıtlarını elde etmek esasına dayanır. İkinci aşamada ise belirli çizgili kaslara özel elektrotlar uygulanır. Böylece hem kasın hem de kaslara gelen sinirin ve ilgili sinir ile kas lifleri arasındaki bileşke bölgelerin işleyişi hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Testler ortalama 20 ila 30 dakika sürmektedir.