Aşı karşıtı mısınız? Tabii ki hayır. Neden derseniz; Çiçek hastalığı ölümcül bir hastalık idi. Keşfedilen ilk aşı çiçek hastalığı aşısıdır. Aşı uygulamasından sonra Çiçek hastalığı ölümcül hastalıklar listesinden silinmiştir. Günümüzde çocuk felci dahil olmak üzere bu listeden aşı sayesinde silinmeye aday başka hastalıklarda bulunmaktadır. Aşılamada vücuda hastalık mikrobunun zayıflamış bir formu enjekte edilir. Aşı, hastalanmadan önce vücudun bir hastalığa karşı doğal bağışıklığını oluşturmanın bir yoludur. Bu aşı kişiye hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını önler.
Neden Covid-19 Aşısı Olmalıyız?
1- Aşılar Güvenlidir. SARS-COV-2 virüse karşı geliştirilen aşılar, yüksek bir teknolojiye ve bilgi birikimine dayanıyor. Klinik deneyler, çeşitli yaş ve etnik grupları içeren 10 binlerce kişi üzerinde yapıldı ve sonuçlar aşıların hafif yan etkilere neden olduğunu gösteriyor. Pfizer/BioNtech, Moderna ve Sinovac aşılarından biri ile aşılanan her 10 kişiden en az 7-9'unun hastalanmayacağı anlamına geliyor. Tüberküloz, kızamık, hepatit B, hemofilus influenza tip B, tetanoz, meningokok menenjit, sarıhumma ve difteri hastalıklarında aşıların etkinliği kanıtlanmıştır. Milyonlarca insan hastalanmadan sağlıklı kalmıştır. Covid-19’un da aşıyla önlenebilen bir hastalık olduğu çok net anlaşılmıştır. Bir haftada Covid-19 hastalığını oluşturabilen SARS-COV-2 ölümcül olabiliyor. Artık anlaşıldı ki aşıyla önlenebilen bir hastalık. Geç olmadan aşı yaptırmak, sevdiklerimizi korumak çok güçlü bir neden.
2- Aşı İle Toplum Bağışıklığı. Aşıyla önlenebilir hastalıklarda aşılanma hem bireyler hem de toplum için oldukça önemli. Bireylerin ölmelerinin azaltılması ve sağlık maliyetlerin azaltılması için toplum bağışıklığının bir an önce sağlanması çok önemlidir.
3- Aşı Sayesinde Covid-19’a Karşı Bir Süre Korunuruz. Geliştirilen aşıların en kötü ihtimalle 6-12 ay boyunca Covid-19'a karşı koruma sağlayacağı öngörülüyor. Bu süre ölümlerin engellenmesi, sağlık hizmetlerinin rahatlaması için yeterli bir süre. Araştırmalar, güçlü bir T hücresi bağışıklık tepkisine sahip olanların altı ay sonra hala bu güce sahip olduğunu göstermiştir.
4- Genç ve Sağlıklı İnsanlar da Covid-19 Nedeniyle Ağır ve Riskli Sağlık Sorunları Yaşayabiliyor, Hayati Tehlike Altında Kalabiliyor. SARS-COV-2 virüsü yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için bir risk oluşturuyor ama genç ve sağlıklı insanların da Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği bir gerçek. Ayrıca, gençler hastalığı hafif semptomlarla geçirseler bile korona virüsü yayabiliyorlar. Bununla birlikte, hastalık semptomlarının en az 6 hafta sürdüğü durum gençleri daha fazla etkiliyor. Geçmeyen yorgunluk, dalgınlık, kalp ritmi bozukluğu ve hatta felce varan problemlere yol açarak hayat kalitesini ve yaşamını tehdit ediyor. Bu nedenle gençlerin de yaşlılar kadar aşı olması toplum bağışıklığının sağlanması için oldukça önem taşıyor.
5- Ne Kadar Çok İnsan Aşı Yaptırırsa Covid-19 Virüsüne Karşı Başarı O Kadar Büyük Olur. Geçmişteki pandemilerde bir toplumdaki aşılama hızı ne kadar hızlı ise, salgının da aynı hızla bitebileceği bizlere gösterdi. Yaygın toplum bağışıklığının gelişmesi için nüfusun yüzde 60-70'inin aşılanması yeterli olabiliyor. Bu nedenle Türkiye'de en az 50 milyon insanın en kısa sürede en az iki doz aşı olmasının sağlanmasını gerektiriyor.
6- "Doğal" Enfeksiyon Kesinlikle Ölümlere Neden Oluyor. Hastalık oluşturmadan ilgili hastalığa karşı vücudun korunmasını sağlamak için yapılan “aşı” dediğimiz uygulamalar mevcut en uygun ve en güvenli önleyici yöntemlerden biridir. Aşıların her 10 kişiden 7-9 kişiyi koruduğu net bir durumdur. Ayrıca, Covid-19'u şansa bırakmak, virüsün bulaştığı kişi için, güçlü bulaşıcılığı nedeniyle de çevresindeki insanlar için ölümcül olabilmektedir.
7- Ağır Hastalık ve Ölümleri Önleme Konusunda Aşıların Etkinlikleri Yüzde Yüze Yakındır. Covid-19 için dünyada uygulanmaya başlanan ilk dört aşının hastalığı önleme konusundaki etkililikleri farklı olmakla birlikte ağır hastalık ve ölümleri önleme konusunda etkilerinin yüzde 100’e yakın olduğu; farklı yaş ve risk gruplarında etkileri ve yan etkileri açısından değişiklikler gözlendiği, bugüne kadar ki veriler ışığında hiçbirinin ciddi yan etki oluşturmadığı gözlenmektedir.
8- Aşılanma Yapılmazsa Sonuçları Ne Olur? Aşılama bırakıldığında ya da yapılmadığında salgınlar yaşanır. Mesela 1970’lerde Japonya‘da boğmaca salgını yaşanmıştır ve boğmaca için yeniden iyi bir aşılama programı yapılmıştır. Japon çocukların yaklaşık %80’i aşılanmış ve 1974’te 393 boğmaca yaşanmış, fakat ölüm vakası olmamıştır. Sonra aşının güvensiz olduğu ve gerekmediği konusunda söylentiler başlamış ve 1976’da aşılanma oranı %10’a düşmüştür. 1979’da 13.000’den fazla vaka ve 41 ölümle boğmaca salgını tekrar yaşanmıştır. Kısa süre sonra aşılama oranları düzelince vaka sayısı geriye gelmiştir.
Aşı karşıtlığı için ya da aşı olmaya temkinli yaklaşanlar için neler söylemek istersiniz?
Bu konuda Covid-19 aşıları hakkında doğru bilinen yanlışları gözden geçirmek iyi olur.
Aşılar otizme neden olur mu? Hiçbir çalışmada aşı ile otizmin arasında bir bağlantı bulunamamıştır. Araştırmalar, herhangi bir aşı yapılmadan da bebeklerin otizmle doğabileceğini göstermiştir.
Aşılar bir bebeğin bağışıklık sistemi için ağır mıdır? Bebeklerin bağışıklık sistemleri çok güçlüdür. Aşılar bağışıklık sistemlerine ağır gelmez aksine daha iyi çalışmasını sağlar.
Aşılar kişiye zarar verecek toksinler içerir mi? Bazı aşılar formaldehit, alüminyum ve civa içerir. Ancak aşılarda kullanılan miktar o kadar küçüktür ki aşılar tamamen güvenlidir. Bebekler vücutlarında doğal olarak bir aşıda bulunandan 10 kat daha fazla formaldehit bulundurabilir.
Aşılar, önlemesi gereken hastalıklara neden olur mu? Bu, özellikle grip aşısı ile ilgili yaygın bir yanılgıdır. Zayıflamış canlı virüs kullanan aşılarda hastalığa benzer hafif semptomlar yaşanabilir ama aslında hastalığa neden olmaz.
Günümüzde enfeksiyon oranlarının düşük olmasına rağmen hala aşılara ihtiyaç var mıdır? Yüksek aşılama oranı olan başta ABD olmak üzere birçok ülkede pek çok hastalık nadirdir. Enfeksiyon oranlarını düşük tutmanın tek yolu aşılamaya devam etmektir.
Kaç doz aşı yapılmalıyız? Bir de bu yıl yaptırdıysak önümüzdeki yıl da mı yaptırmamız gerekiyor?
En kapsamlı korunmanın elde edilebilmesi için en iki doz aşı olunması ve vücudun antikor üretip, T hücrelerinin Covid-19’u engelleyip öldürmeyi öğrenmesi açısından önemlidir. Yapılan bir çalışmada: Astra Zeneca'dan sonra Biontech aşısının yapılması, Biontech’den sonra Astra Zeneca aşısının yapılmasına kıyasla daha çok antikor ve T hücresi tepkisi, bu iki karışım da iki doz AstraZeneca'ya kıyasla daha çok antikor üretilmesini, iki doz Biontech aşısıdan sonra en çok antikor, AstraZeneca'dan sonra Biontech aşısının yapılmasıyla da en yüksek T hücresi tepkisi oluştuğu saptandı. Bu verilerin başka çalışmalarla da teyit edilmesi önem arz etmektedir. Sinovac aşısı ile de böyle bir kıyaslamanın da en kısa sürede yapılması ve verilerin birlikte değerlendirilmesi konu hakkında yorumlarımızın daha doğru olmasını sağlayacaktır.
Celal Bayar Üniversitesi'nin 1053 sağlık çalışanının takip edildiği "Sinovac Aşısının Bağışıklık Yanıtı 3. Ay İzlem Sonuçları" adlı araştırmaya göre, ikinci aşıdan 28 gün sonra sağlık çalışanlarının yüzde 97'sinde antikor tespit edildi. Bu oran, üçüncü ayın sonunda yüzde 77'ye gerilediği saptandı. "Tüm bu veriler, Ağustos 2021'de yapacağımız 'Aşılama sonrası altıncı ay antikor düzeyleri ve etkinliği' izlem sonuçları ile netleşecek olmakla birlikte, aşının etkinliğinin uzun süreli olabilmesi için sağlık çalışanlarında 'üçüncü doz hatırlatma aşısının' gerekebileceğini düşündürmektedir." Bilgisinin yayınlanmasından sonra inaktif aşılarda rapel dozun yapılması gerekeceği gündeme geldi.
İlk iki dozunu Sinovac veya Pfizer/BioNTech olanlara üçüncü doz için hangi aşının ne zaman yapılması uygun olacaktır sorusunun cevabı aranmaktadır. Hatırlatma dozlarının kaç ay sonra yapılacağı Faz-3 çalışmalarının son raporları ve kullanımda olan aşıların etkinlik sürelerinin takibinden sonra kesinleşecektir. Bağışıklık bilimi açısından immün sistemimizin daha iyi çalışabilmesi için her iki dozun ve rapel dozlarının aynı yöntemle hazırlanmış (mRNA ya da inaktif ) aşılardan olması gerekli olduğu önem arz etmektedir. İnaktif aşıların 6 ila 12 ay içerisinde etkinliğini kaybedecekleri tahmin edilirken daha yüksek koruma sağlayan mRNA aşılarının en az 12 ay etkili olmasının beklendiği bilgisayar modellemesi hesaplanmıştır. Küresel çapta toplu aşılama çalışmaları 2020 Aralık ayında, yani 8 ay önce başladı. Dolayısıyla henüz iki doz aşının ne kadar süre koruma sağladığı tam netlik kazanmamıştır. Üçüncü doz için planlamalar aslında matematiksel öngörüdür. Aşılama programının ilk başladığı ülkelerde ve hızlı bir şekilde halkın çoğunun aşılandığı İngiltere'de gönüllüler üzerinde yedi ayrı aşının üçüncü doz denemeleri yapılıyor. İlk sonuçların en erken 2021 Eylül ayında açıklanması bekleniyor. Alman BioNTech firmasıyla birlikte Covid-19 aşısı üreten ABD'li ilaç firması Pfizer, korona virüsü önlemede en geç 12 ay içinde üçüncü doz denemelerinin başlayacağı ve iki yıl süreceği öngörüyor. Ayrıca, 6 ay boyunca yüzde 50'nin üzerine koruma sağlayan aşıların en az bir yıl boyunca etkili olacağı değerlendirildiğinden üçüncü doza bir yıl dolmadan gerek duyulmadığı görüşü de güncelliğini koruyor.
Mevcut bilgilerimize göre iki doz aşılamadan sonra inaktif aşılarda 6 ay, diğer aşılarda ise 10-12 ay sonra tek doz hatırlatma aşısı yapılması şu aşamada uygun görünmektedir.