Göz Kapağı Düşüklüğü Nedenleri ve Belirtileri
Tek taraflı veya iki taraflı görülebilen göz kapağı düşüklüğü, birçok farklı sebebe bağlı ortaya çıkabilir. Doğuştan oluşan göz kapağı düşüklüğü genellikle genetik sebeplerden kaynaklanır. Göz kapağı düşüklüğünün sonradan da gelişebildiğini belirten Op. Dr. Gezer, bu durumun nedenlerini şöyle açıkladı: “Bazı kas hastalıkları, yaşa bağlı göz kapağı cildinde sarkmalar , göz kapağı kaslarında ve etrafındaki dokularda zayıflamalar, göz bölgesinde oluşan travmalar,üst göz kapağında oluşan kitleler ve sinir felçleri nedeniyle göz kapağı düşüklüğü görülebilir.” Medicana Bahçelievler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Günay Gezer, göz kapağı düşüklüğünün her zaman fark edilemediğini ve genellikle ağrıya sebep olmadığını ifade etti. Bazı kişilerde görüş alanının bir kısmını kapattığı için görme bozukluklarının oluşmasına sebep olabileceğini belirtti. Göz kapağı düşüklüğü, ayrıca kaşların bu düşüklüğü telafi etmek için kaş kaldırma refleksine neden olabilir, bu da yüzdeki kasların yorulmasına ve baş ağrısına yol açabilir.
Göz Kapağı Düşüklüğü Nelere Yol Açar?
Çocuklarda doğuştan gelen göz kapağı düşüklüğü görme aksının kapanmasına , bu nedenle de görme bozukluklarına ve ambliyopi olarak da adlandırılan göz tembelliğine yol açabilmektedir. Aynı zamanda çocuklarda anormal boyun ve baş pozisyonuna sebep olabilmektedir. Bunun nedeni genellikle çocukların görebilmek için çenelerini yukarı kaldırmaları ve boynunu geriye doğru eğmeleridir. Bu hareket görmeyi sağladığı için zamanla alışkanlık haline gelmekte ve boyun ve kas sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Erişkinlerde de görme alanının kapanmasına , kozmetik olarak istenmeyen görüntüye ,kapaklarda ağırlık hissine ,yorgun ve daha yaşlı ifadeye neden olabilmektedir.Tüm bu problemlerin cerrahi tedavisinde oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Medicana Bahçelievler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Günay Gezer, “Göz kapağının görüşü engelleyecek kadar aşağı inmesi, bireylerde görme bozukluklarına yol açmakta ve bu durumda tedavinin mutlaka yapılması gerekmektedir,” diyerek tedavinin önemini belirtti.
Göz Kapağı Düşüklüğü Tedavisi
Göz kapağı düşüklüğünün tedavisi genellikle durumunun ciddiyetine bağlıdır. Op. Dr. Gezer, “Bireylerin görünüm açısından rahatsız olması ya da göz kapağının görme bozukluğuna neden olması durumunda tedavi seçenekleri gözden geçirilmektedir,” dedi ve tedavi gerektiren birçok durumda cerrahi işlemle göz kapağının yukarı çıkmasını sağlayan yapıların düzeltildiğini ifade etti. Op. Dr. Gezer, blefaroplasti olarak bilinen bu prosedürün göz kapağı düşüklüğü tedavisinde güvenle uygulandığını belirtti ve şu açıklamalarda bulundu: “Botoks enjeksiyonuna bağlı oluşan göz kapağı düşüklüğünün tedavisinde genellikle cerrahi işlem uygulanmaz. Bu durumda göz kapağındaki kasların uyarılması için medikal tedavi yöntemleri uygulanır.”
Diğer Göz Kapağı Problemlerinin Tedavisi
Göz kapağı şekil bozuklukları arasında sadece göz kapağı düşüklüğünün yer almadığını belirten Op. Dr. Gezer, ektropiyon ve entropiyon olarak adlandırılan göz kapağı şekil bozukluklarının da ameliyat ile düzeltilebildiğini söyledi. Ektropiyon göz kapağı kenarının ve kirpiklerin dışarı doğru dönmesi anlamına gelirken entropiyon içeri doğru dönmesi demektir. “Bu durumlarda göz kapağının anatomisini düzeltmek için cerrahi işlem uyguluyoruz,” diyen Op. Dr. Gezer, trikiyazis ve distikiyazis adı verilen problemlerden de bahsetti. Kirpiklerin göze doğru dönmesi ve bunun sonucunda göze batarak korneaya zarar vermesi durumuna trikiyazis denilirken distikiyaziste olmaması gereken yerde yeni kirpik oluşması sonucu göze kirpik batması olmaktadır. Medicana Bahçelievler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Günay Gezer bu durumların tedavisi ile ilgili şunları belirtti: “Trikiyazis ve distikiyazis gibi kirpik batmasına neden olan durumlarda batmayı önlemek için göz damlaları veya kontakt lens kullanımı fayda göstermektedir, ancak bazen kirpiklerin çekilmesi ve epilasyon uygulamaları da yapılmaktadır. Tedavinin doğru yapıldığı göz kapağı problemlerinde görme sorunları veya kornea hasarı oluşma riski azalmaktadır.”