Yazın ortasındayız. Pek çok kişi bronzlaşmak, güneşin altında denizin tadını çıkarmak istiyor. Ancak güneşten zarar değil yarar görmek için bu ‘ışık veren sıcaklığı’ yakından tanımak, etkilerini bilmek gerekiyor. Güneşin farklı dalga boylarında farklı ışın çeşitleri var. Bu farklı ışın çeşitlerinin de cilde farklı zararları var. En sık bildiğimiz, ultraviyole A ve ultraviyole B ışınları. Ultraviyole B ışınları çabuk etki gösteren ışınlar. Güneşin ilk etkilerinde sulanma, kızarma, güneş yanığı dediğimiz tabloyu oluşturan ultraviyole B ışını. Ultraviyole A ışınlarının etkilerini ise hemen göremiyoruz. Solaryumda kullanılanlar da ultraviyole A ışınları. Kısa vadede ultraviyole B ışınlarının etkilerini güneş yanıkları olarak görüyoruz ama uzun vadede cildi yaşlandırıcı, benlere zarar verici etkileri var. Kahverengi benlerin yapısını değiştirip uzun vadede kansere neden olabiliyor.
Su toplama ve bulantı varsa dikkat!
Güneşle ilgili en sık karşılaşılan sorun güneş yanığı. Güneş yanığının da dereceleri var. Çok hafif olanlarda sadece ciltte kızarıklık görülüyor. Kızarıklığın, yanmanın şiddeti arttıkça su toplamalar ortaya çıkabiliyor. Güneş yanığı 1 ile 3 arasında derecelendiriliyor. En sık görülen birinci derece. Ancak ilk bir iki gün hafif gözüküp ikinci günden sonra su toplamalar başlayabiliyor. Bu belirtilere bulantı ve kusma eklendiğinde genel vücut sağlığı da olumsuz etkileniyor.
Enfeksiyon önleyici krem gerekebilir
Hafif kızarıklık ve yanma hissi olduğunda güneş yanığına maruz kalan kişi bunu tolere edebiliyor. Nemlendiriciler ve yanma hissini alan kremlerle sorunu çözmek mümkün. Ama su toplamaları olursa enfeksiyon ve mikrop kapma riski olabiliyor. O zaman antibiyotikli, enfeksiyonu önleyici bakımlar gerekebiliyor. Eğer tablo biraz daha ağırsa yatarak tedavi gerekebiliyor.
Çocukların ciltleri daha korumasız ve kuru olduğu için güneşe daha hassas. Çocukların dışında yaşlılar, kalp, şeker, tansiyon rahatsızlıkları olanlar da daha dikkatli olmalı. Açık tenlilerin de güneşten daha iyi korunması gerekiyor.
Güneşe Maruz Kalınca Yapılması Gereken 8 Şey
- Güneş maruziyeti sonrası kişi, serin bir yere alınmalı ve bol sıvı verilmeli
- Ilık veya soğuk duş alınabilir fakat buz ile temas önerilmez
- Birinci derece yanık oluşmuşsa hafif steroidli ve nemlendirici kremler kullanılabilir
- İkinci derece yanık, diğer sebeplere bağlı yanıklar gibi yara bakımı gerektirir
- Ağrı kesiciler kullanılmalı, tansiyon düşüklüğü varsa bol sıvı veya serum ile sıvı desteği sağlanmalıdır
- Özellikle alt bacaktaki şiddetli yanıklar sonrası dolaşım bozukluğu, belirgin ödem önemlidir ve şiddetli kramp tarzı ağrıya sebep olur. Bu durumlarda yatak istirahati önerilir
- Sistemik tedavilerle birlikte ilerleyen günlerde deride soyulmalar başlar, nemlendiricilerle cilt desteklenmelidir. Kaşıntı önleyici antihistaminikler ihtiyaç halinde verilebilir
- Yanık sonrası düzensiz renk oluşumunu önlemek için güneş koruyuculara devam edilmeli ve tekrarlayan yanıklardan korunulmalıdır
Güneş Ve Kahverengi ‘Ben’ler
Kahverengi benler güneşe karşı çok hassas. Kahverengi benlere güneşin asıl zararı, içindeki hücre tiplerini, DNA yapısını değiştirerek kötü hücrelere dönüştürme riskinin olması. Yani vücudunda çok sayıda kahverengi ben olanlar mutlaka senede bir ya da iki senede bir kez dermatoloğa gidip kontrol ettirmeli. Kol, bacağın alt kısmı ve yüz gibi güneşe maruz kalan yerlerdeki kahverengi benlere dikkat etmek ise çok önemli. Bu bölgelere güneş koruyucu sürmek gerekiyor.
‘Benlere dokunulmaz’ diye bir inanış var ama bu yanlış! Eğer bir ben kanser riski taşıyorsa, usulüne uygun olarak çıkartıldığı takdirde alınmasında hiçbir sakınca yok. Hatta çoğu zaman hayat kurtarıcı olabiliyor. Bu nedenle benleri belli periyodlarda takip edip başlangıçta önlemini almak gerekiyor. Aksi taktirde vücudun başka organlarına kanser yayılma riski ortaya çıkabiliyor.