10 Soruda Rahim Ağzı Kanseri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemi
Rahim ağzı kanseri, dünyada kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türüdür. Her 100 kadından en az 2’si hayatının bir döneminde Rahim ağzı kanserine yakalanmaktadır. Bu nedenle bu kanser türünün belirtileri, korunma ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Rahim Ağzı Kanseri Nedir?
Rahim ağzı kanseri, gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserdir. Dünyada yılda 500 bin yeni rahim ağzı kanseri vakası görüldüğü ve tahminen 1 milyon 500 bin kadar da bu kanserle yaşayan kadın olduğu tahmin edilmektedir. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıksa da son yıllarda genç kadınlarda görülme oranı artmıştır. Rahim ağzı kanserine % 98 oranında HPV (Human Papilloma Virüsü) neden olmaktadır.
Rahim Ağzı Kanseri Nasıl Oluşur?
Tip 16 ve 18 gibi kanserojen riski yüksek HPV tipleri, işgal ettiği hücrelerde bir dizi etkileşim ve değişimin başlamasına neden olur. Hücrelerde yaşanan bu değişim uzun vadede rahim ağzı kanseri olarak tanımladığımız tabloyu oluşturur. Her HPV enfeksiyonunda aşırı endişeye kapılmamak gerekir. Çünkü HPV enfeksiyonu, ilk 1 yıl içinde kişilerin yüzde 70’inde, ikinci yılda ise yüzde 90’ında kendiliğinden ortadan kalkabilir. Bireyin savunma sistemi sağlamsa, kişi bu virüsü yok edebilir. HPV enfeksiyonu geçiren kadınların sadece yüzde 10’unda enfeksiyon kalıcı hale gelmektedir. HPV’nin bulaşması ile kanserin ortaya çıkması arasında 10-15 yıl gibi uzun bir süre vardır ve bu süre içinde, tarama testleri ile kanser erken evrede rahatlıkla saptanabilir.
HPV Nedir?
HPV (Human Papilloma Virüs) cinsel ilişki yolu ile bulaşan bir virüstür. Rahim ağzı, penis ve anüs bölgelerinde kansere neden olabilen türleri vardır. Bunlardan en belirgin olanları HPV tip 16 ve 18 olup rahim ağzı kanserlerinin % 70’inde saptanır.
Rahim Ağzı Kanserinin Nedenleri Nelerdir? Kimler Risk Altında?
HPV cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğu için cinsel yaşam şekli ile doğrudan ilişkilidir. Yirmi bir yaşından önceki cinsel ilişkiler, çok eşlilik, HPV için yüksek taşıyıcılık riskine sahip çok partnerli erkek ile ilişki durumlarında hastalığın görülme sıklığı artar. Rahim ağzı kanseri için diğer risk faktörlerinden bazıları, fazla doğum sayısı (3’ün üstünde), sigara, rahim ağzının diğer enfeksiyonları, vücudun savunma sisteminde zayıflık ve rutin kontrollerin yapılmamasıdır.
Rahim Ağzı Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Rahim ağzı kanseri ileri aşamaya gelinceye kadar herhangi bir bulgu ve belirti vermeyebilir. Bulgular hastalığın yayılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Cinsel ilişki sırasında kanama, pelvik ağrı, adet kanamaları dışında kanamalar, berrak ya da kokulu her türlü akıntı hastalığın habercisi olabilir ve mutlaka incelenmelidir.
Rahim Ağzı Kanseri Bulaşıcı mıdır?
Rahim ağzı kanserine neden olan HPV bulaşıcıdır. Cinsel ilişki, virüsün ana bulaşma yoludur. Enfekte olmuş penis, skrotum (erkek yumurtalık torbası, vajina ve genital bölge ile temas virüsün bulaşması için yeterlidir. Kondom kullanmak kesin bir korunma sağlamasa da riski azaltacak bir faktördür. Dolayısıyla HPV riskini azaltmak için, tuvalet, hamam, havuz gibi enfeksiyon riski taşıyan yerlerde de, hijyen kurallarına dikkat edilmesi önemlidir.
Rahim Ağzı Kanseri Aşısı Gerekli midir? Ne Zaman Yapılmalıdır?
HPV aşısı, kanserojen olan HPV tip 16 ve 18, genital organ siğillerine neden olan HPV tip 16 ve 18 ve genital organ siğillerine neden olan HPV tip 6 ve 11’e karşı koruyuculuk sağlar. Aşının 9-26 yaş arasındaki kadınlara yapılması önerilir ise de ideali cinsel yaşam başlamadan aşı programının tamamlanmasıdır. Aşının en sık görülen yan etkileri, enjeksiyon yerinde ağrı, kızarıklık ve şişme, baş ağrısı, kas ağrısı, yorgunluk, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, kırmızı deri döküntüsü, eklem ağrısı, 38 dereceye varan vücut ısısında artıştır.
Rahim Ağzı Kanserinden Nasıl Korunulur?
Tek eşlilik rahim ağzı kanserinden korunmada önemlidir. Çok eşlilik varsa mutlaka kondom kullanılmadır. Sigara kullanımı da riski ciddi oranda artıran etkenlerden biridir. Sağlıklı beslenme, bol meyve ve sebze tüketimi, yeterli mineral ve vitamin takviyesi, vücudun HPV ile mücadelesine katkı sağlar. 21 yaşından sonra tüm kadınların yıllık jinekolojik muayene ile her yıl düzenli olarak Smear ve HPV testi yaptırmaları erken teşhis için çok önemlidir. HPV testinin yapılamadığı durumlarda ise yalnız Smear ile tarama kabul edilebilir bir yaklaşımdır. Taramanın 65-70 yaşına kadar sürdürülmesi önerilir.
Smear Testi Neden Önemli?
Erken teşhis yüzde 100’lük tedavi demektir. Smear testinin uygulandığı ülkelerde, rahim ağzı kanseri sıklığında ve bu kansere bağlı ölümlerde önemli oranda azalma sağlanmıştır. Rahim ağzı kanserinin kanserleşme süreci, hiçbir bulgu vermeden sessizce ve sinsice gerçekleşebilir. İzlenecek en doğru yol, rahim ağzı kanseri şüphesi olsun veya olmasın her kadından yılda bir kez olmak üzere Smear testi yaptırmasını istemektir. Smear testi sonucuna göre hastaya kolposkopi ve biyopsi işlemleri yapılır ve tanı konulur.
Rahim Ağzı Kanserinin Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır?
Geçmişte, rahim ağzında oluşan bu tür lezyon nedeniyle rahmin tamamı alınırken, günümüzde rahim ağzı kanseri öncü lezyonları durumunda dondurma (Krioterapi) ve yakılmayla tahrip edilebiliyor ya da hastalığın olduğu bölge küçük bir cerrahi yöntemle (Konizasyon) çıkarılabiliyor. Hastalık daha ileri bir aşamada ise tedavide 2 ana yöntem bulunuyor. Bunlardan ilki cerrahi tedavi. Bazı özel durumlarda farklılıklar göstermekle birlikte, erken evrede standart olarak uygulanan cerrahi yöntem; rahmin, kanserin yayılması muhtemel çevre yapılar ve lenf bezleriyle beraber çıkartılmasını kapsıyor. Bu hastaların bir kısmına, cerrahi müdahaleye ek olarak ameliyat sonrasında tek başına veya kemoterapi ile birlikte ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanması gerekebiliyor. Diğer tedavi şekli ise; ameliyat yapılmadan hastanın radyoterapi ve sıklıkla eş zamanlı verilen kemoterapi ile tedavi edilmesi. Radyoterapinin öncelikli olarak kullanıldığı tedavi seçeneği, genellikle cerrahinin uygulanamadığı ileri evredeki hastalar için tercih edilir.