Prof Dr Nazlıhan Günal, Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı
DOĞUMSAL KALP HASTALIKLARI
Türleri: Çocuklarda çok çeşit doğumsal kalp hastalıkları görülebilir. Bunların önemli bir kısmını, kalbin bölümlerini ayıran duvarlar üzerindeki bir veya birden çok delik oluşturur. Bir kısım hastalıklar ise kalp kapakçıklarında ve kalpten çıkan ana damarlarda darlık veya şekil bozukluklarıdır. Kalbin göğüs boşluğunda yerleşim anomalileri, kalp yapılarının veya büyük damarların ters yerleşimi, kapakçıkların, damarların veya kalp odacıklarının hiç gelişmemiş olması da rastladığımız anomalilerdendir. Daha nadiren de doğumsal kalp kası hastalıkları görülebilir.
Belirtileri: Hastalığın cinsine, işlev bozukluğuna, çocuğun yaşına bağlı değişik belirtiler olabilir. Morarma, çabuk yorulma, sık nefes alma, çarpıntı, bayılma, göğüs ağrısı bunlardan bazılarıdır. Morarma, özellikle yenidoğanda olmak üzere her yaşta önemli bir belirtidir. Ancak her kalp hastalığı morarma yapmaz. Küçük bebeklerde sık nefes alma, beslenirken çabuk yorulma, terleme, kilo almada gerilik, sık akciğer enfeksiyonları, kalp hastalığı belirtisi olabilir. Bazı kalp hastalıkları ise belirtiye yol açmaz. Örneğin kalpte küçük delikler, damar veya kapaklarda hafif veya orta dereceli darlıklar çoğu zaman muayene sırasında hekimin kalpte üfürüm duyması ile fark edilir.
Tedavisi: Kalp hastalıklarının bir kısmı tedavisiz izlenirken, bir kısmında ise cerrahi tedavi gerekebilir. Bazılarında zaman içinde kendiliğinden görülebilir. Ameliyat ile düzeltilen birçok hastalıkta tam iyileşme görülebilir. Anatomik olarak düzeltmenin mümkün olmadığı bazı kompleks ve ağır hastalıklarda ise palyatif ameliyatlar ile kısmen iyileşme sağlanabilir.
Önlem: Gebelik sırasında alınan bazı ilaçlar, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, ileri yaş gebeliği veya radyasyona maruz kalmak, bebek için zararlı olabilir. Akraba evliliklerinin olduğu durumlarda bazı genetik hastalıkların ve beraberinde kalp hastalıklarının görülme olasılığı artar. Bunların engellenmesi bazı kalp hastalıklarını önleyebilse de doğumsal kalp hastalıklarının büyük bir kısmının sebebi bilinmemektedir.
Doç Dr Mehmet Boyraz, Çocuk Endokrinoloji Uzmanı
GEÇ VE ERKEN ERGENLİK SORUNU
Belirtileri: Ergenlik başlama yaşı kızlarda en erken 8, ortalama 10.5, en geç 13; erkeklerde en erken 9, ortalama 11.5, en geç 14 olup, bu veriler çocukların % 95’inin bu yaş aralıklarında ergenliğe gireceği anlamına gelmektedir. Kızlarda meme, erkeklerde testislerin büyümeye başlaması ergenlikle ilgili “nirengi noktası” olarak alınır ve diğer endokrinolojik, biyolojik, fiziksel ve ruhsal değişikliklerin birbirini izleyeceği varsayılır. Genel olarak ergenlik gecikmesi erkeklerde, erken ergenlik ise kızlarda sık görülmektedir. Erkeklerde gecikmiş ergenlik vakalarının büyük kısmında bir neden bulunamadığı gibi, kızlardaki bu vakalarda da ağırlıkla hastalık saptanamaz. Erkeklerde erken ergenlik çoğunlukla bir hastalığa bağlı olabilecek iken kızlarda 6 yaşından önce görülen erken ergenlik vakalarında bir hastalık olma ihtimali yüksektir. Kızlarda erken meme gelişimi tek başına belirti olmayıp, ergenliğin diğer belirtileri varsa ve hızlı bir ilerleme söz konusu ise erken ergenlik ihtimali yüksektir.
Tanı ve tedavi: Kızlarda 6-8 yaş arasındaki erken ergenlik vakalarında bir hastalık olma ihtimali % 2 dolayındadır. Genel olarak hormon düzeyleri, kemik yaşı tayini, ergenlik bulgularında ilerleme hızı, over ve uterus boyutları ve gerekli vakalarda beyin MRI incelemesi birlikte değerlendirilerek tedavi kararı verilmelidir. Hiç kuşku yok ki bir patolojiye bağlı erken ergenlik vakaları tedavi edilmelidir. Bir nedene bağlı olmayan vakalarda ve 6 yaşından sonra başlayan ergenlik vakalarında tedavi kararı ergenliğin ilerleyici olup olmadığına ve diğer parametrelere göre verilmelidir.
Op Dr Banu Kumrulu, Çocuk Cerrahisi Uzmanı
YENİDOĞAN SÜNNETi
Cerrahi: Penis başını çevreleyen derinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu önemli cerrahi girişim en uygun koşulların olduğu ameliyathanelerde konu ile ilgilenen deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilmelidir. Her çocuk ve aile yapılacak işlem hakkında bilgilendirilmelidir. Çocuğa yapılacak cerrahi işlemin mümkün olduğunca psikolojik travma oluşturmadan, hijyenik şartlara uygun ve problemsiz yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de yenidoğan sünnetini öneriyoruz. Bebeğinizin doğumundan 24 saat geçtikten sonra yapılan genital muayene sonuçlarının uygunluğu üzerine yenidoğan sünneti kararı verilir. Genel anestezi uygulamadan lokal anestezik krem ile steril şartlarda yapılan bu operasyon son derece sağlıklıdır.
Avantajları: Bebeğinizle, adeta hiçbir işlem yapılmamış gibi evinize dönebilirsiniz. Sargısı kendi kendine düşer, bebeğiniz henüz kendini bilmeden yapıldığı için travma yaratmaz ve hiçbir ağrı kesici ilaç kullanılmaz. Çünkü anne sütü iyi bir ağrı kesici ve iyileştiricidir.
Prof Dr Mehmet Karaayvaz, Çocuk Alerjisi ve İmmunolojisi Uzmanı
ÇOCUKLARDA ALERJİK SORUNLAR
Egzama: Allerjik hastalıkların "ilk istasyonu” genellikle 2-3 aydan itibaren başlayan çocukluk çağı egzamasıdır. Özellikle yanakta kızarıklık şeklinde başlayıp dirsek önü ile diz arkasına yayılabilir. Uykuyu bozabilecek derecede kaşıntı mevcuttur. Hastalığı alevlendiren alerjenlerin, allerji testleri ile tespit edilip uzaklaştırılması gereklidir. Sadece tahmin ile gıdaların kesilmesi sakıncalıdır. Daha sonraki istasyonlarda gıda allerjileri, allerjik rinit ve allerjik astım görülebilir.
Allerjik rinit: Bu hastalıkta burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi belirtiler meydana gelir. Bazısı mevsimsel olarak tekrarlar. Tedavi için öncelikle allerjenlerin mümkün olduğunca uzaklaştırılması gereklidir. İkinci adım ise ilaç tedavisidir. Fakat ilaçlar hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz, kullanıldığı sürece rahatlama sağlar. Sağlanamadığı hastalarda allerji aşı tedavisi planlanmalıdır.
Astım: Belirtileri çok değişkenlik gösterebilir. Basit bir öksürükten şiddetli nefes darlığı, hırıltı ve morluk gibi solunum yetmezliği tablosuna kadar değişebilir. Gelişiminde genetik faktörler ve çevrenin etkisi vardır. Düzenli takip ve tedavisi yapılmalıdır. Aksi halde ileri yaşlarda KOAH'ya yol açabilir. Allerjik astımlı hastalarda da allerji aşı tedavisi uygulanabilir.
Uzm Dr Sümer Gönül, Çocuk Nörolojisi Uzmanı
DALMA NÖBETLERİ / ABSANS EPİLEPSİ
Belirtileri: Epilepsi, beyin hücrelerinin tekrarlayan anormal elektriksel deşarjları sonucu ortaya çıkar ve 40’ın üzerinde nöbet tipi vardır. Herkesin iyi bildiği tüm vücutta kasılma ve titremenin ve şuur kaybının gözlendiği Sara gibi büyük nöbetlerin yanı sıra fark edilemeyen nöbet tipleri de vardır. Bunlardan olan Absans Epilepsi, diğer adıyla dalma nöbetleri, sıklıkla atlanır ve dikkat dağınıklığı zannedilir. En sık 6-7 yaş kız çocuklarında görülen bu epilepsi türünde nöbetin başlangıcı ve sonlanması hızlıdır; günde yüzlerce kez olabilir. Çocuk 10-30 saniye hayal alemine dalmış gibi boş bakar. Heykel gibi donuklaşma, hareketsizlik, seslenince cevap vermeme, çevresinde olanların farkına varmama, göz kapaklarında ritmik titreşimler, başta hafif öne eğilme, ağız çevresi ve yüzde seğirmeler, %10’unda kasılma ve titreme de olabilir. Sonrasında dalma sırasında yaptığı işe devam edebilir. Defterdeki yazım kopuklukları ve yazım hataları uyarıcı olmalıdır. Bu nöbetler öğrenmeyi engeller ve çocuğun okul başarısı düşer.
Tanı ve tedavi: Bu nöbetler çoğu zaman tanınmadıkları için başladıktan aylar hatta yıllar sonra doktora başvurulur. Dikkat dağınıklığı tanısı ile sıklıkla da Çocuk Psikiyatrisine başvurulur. Tanısı Elektroensefalografi (EEG) ile kolaylıkla konur. Tedaviye yanıt da son derece yüksektir.
Uzm Dr Esin Açıkgöz, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
ÇOCUK OBEZİTESİ
Nedenleri: Obezitenin önlenmesinde yenidoğan döneminden itibaren beslenme çok büyük önem taşımaktadır. En az bir yıl bebeklere anne sütü verilmesi obeziteyi engelleyen en önemli etkendir. Altıncı ayda ek gıdalara başlanmasıyla beraber obezite riski de ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde çocuklar yakından takip edilmeli, ek gıda çeşit ve miktarlarına dikkat edilmelidir. Çocuklar yuvaya ve okula başladıklarında ise sağlıksız gıdalarla tanışmakta ve obezite riski artmaktadır. Ergenlik de obezite riskinin artması yönünden kritik bir dönemdir.
Önlemler: Şekerli - gazlı içecekler, çikolata, şeker, bisküvi yerine atıştırmalık olarak kuruyemiş, kuru ve yaş meyve, süt, ayran, limonata, mısır gevreği ve hafif atıştırmalıklar bulundurulmalıdır. Çocuk, yemek ile ödüllendirilmemelidir. Anne - baba çocuğuna beslenme ve yaşam tarzı konusunda liderlik yapmalı ve ona örnek olmalıdır. Uyarı yapmak yerine çocukla birlikte yürümek, bisiklet gibi spor aktiviteleri birlikte yapmak önemlidir. Aile televizyon ve bilgisayar başında daha az vakit geçirmelidir.
Tedavi: Obez bir çocuk, genetik ve hormonal nedenlerin araştırılması, gerekli kan vb. tetkiklerin yapılması, beslenme ve aktivite planının düzenlenmesi amacıyla mutlaka bir çocuk doktoruna götürülmelidir. Tedavisi, zayıf bir çocuğa kilo aldırmaktan daha zordur. Çocuklukta obezitenin tedavisinde beslenme ve aktivite planlanması esastır. İlaçla tedavi insülin direnci olan seçilmiş vakalarda doktor kontrolünde uygulanabilmektedir. Obezitede cerrahi tedavi çocuklarda önerilmemektedir.