Şeker Hastalığı Nasıl Sınıflandırılır?
Dr. Adnan Özdolap, ‘’ Şeker hastalığı tip 1 ve tip 2 olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Tip 1 de pankreasta beta hücre harabiyeti olup, genellikle mutlak insülin eksikliği vardır. Tip 2 şeker hastalığında ise insülin direnci ve nispi insülin eksikliği veya insülin salınım bozukluğu olabilir. Günümüzde şeker hastalığı sınıflaması, önceki sınıflamalardan bazı farklılıklar gösterir. Birincisi; insülin bağımlı şeker hastalığı ve insülin bağımlı olmayan şeker hastalığı terimlerinin kullanımı artık önerilmemektedir. Bu terimler tip 1 de mutlak insülin ihtiyacı olması ,buna karşılık tip 2 de insüline gerek olmayışı esasına dayanılarak kullanılmaktaydı. Ancak, birçok tip 2 şeker hastalığı olan hastada kan şekerini kontrol altına almak için eninde sonunda insülin kullanmak gerektiğinden, insüline bağımlı olmayan kavramı sorun oluşturmaktadır. Yeni sistemde ikinci bir farklılık, hasta yaşının sınıflamada artık bir ölçüt olarak kullanılmamasıdır. Her ne kadar tip 1 çoğunlukla 30 yaşın altında ortaya çıkarsa da, otoimmün beta hücre harabiyeti herhangi bir yaşta oluşabilmektedir. Benzer şekilde, tip 2 şeker hastalığı genellikle ileri yaşta ortaya çıkmakla birlikte, özellikle şişmanlarda olmak üzere, çocukluk döneminde de oluşabilmektedir.Diğer şeker hastalığı sebepleri arasında insülin salınım veya etkisindeki genetik defektler, insülin etkisini bozan metabolik anormallikler ve glukoz intoleransı yapan birçok sebep yer almaktadır.’’ diye ifade etti.
Gebelerin % 4 ‘nde İnsülin İhtiyacı Artabiliyor
Gençlerin erişkin tipi Şekeri (MODY) otozomal dominant geçişli, erken yaşta başlayan şeker yüksekliği ve insülin salınım bozukluğu ile karekterize bir tablodur diye kaydeden Dr. Adnan Özdolap şu konulara dikkat çekti: ‘’ Gestasyonel şeker hastalığı olarak ifade edilen gebelik sırasında glukoz intoleransı veya var olan bozukluk ilk defa gebelikte kendini gösterebilir. Gebeliğin geç döneminde oluşan metabolik değişiklikler insülin direnci yaptığından insülin ihtiyacı artabilir, şeker yüksekliği veya şeker tolerans bozukluğu gelişebilir. Gebeliklerin %4’n de şeker yüksekliği görülür,bunların çoğu doğumdan sonra normale döner. Gebelikte şeker bozukluğu oluşan kadınlarda yaşam boyu şeker hastalığı gelişme riski %30-60 gibi oldukça yüksek düzeylerdedir. Dünyada her iki şeker hastalığı tipi de artış göstermekle birlikte,tip 2 deki artış daha fazladır.Bu durum hareketsiz yaşam ve şişmanlığın artışına bağlıdır.Ülkemizde son çalışmalar toplam nüfusun yaklaşık % 13’ünde şeker hastalığı olduğunu ortaya koymaktadır.Bunların %90 nından fazlası tip 2 şeker hastalığıdır.Tip 2 şeker hastalığı sıklığı yaşla birlikte artmaktadır.20-39 yaş grubunda %1.5 olan sıklık,60 yaştan sonra %20 leri bulmaktadır.’’ dedi.
Şeker Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?
Dr. Özdolap, ‘’ Şeker hastalığı tanısı kan şekeri yüksekliğinin açlık ve/veya toklukta yüksek saptanması ile konulur. Fazla yeme,kilo kaybı,çok su içme ve fazla idrara çıkma gibi klasik şeker hastalığı belirtileri ile birlikte herhangi bir zamanda ölçülen kan şekerinin 200 mg/dl olması veya açlık kan şekerinin 126 mg/dl olması veya 75 gram ile yapılan şeker yükleme testinde 2.saatte kan şekerinin 200 mg/dl olması şeker hastalığı tanısını koydurur.Bazıları HbA1C ölçümünün de tanıda kullanılmasını önermekteler.HbA1c geriye doğru 3 aylık şeker seyrini göstermesi bakımından hem tanıda hem de şeker hastalığının takiplerinde sık olarak kullanılmaktadır.Kan şeker düzeyi yüksekliği ile birlikte HbA1c arasında kuvvetli bir korelasyon olmasına rağmen hafif şeker tolerans bozukluğu olanlarda açlık kan şekeri ile HbA1c arasındaki ilişki net değildir.Ancak gene de %6.5 üzeri şeker hastalığını büyük oranda destekler.Açlık kan şekerinin 110 mg/dl ile 126 mg/dl arasında olması bozulmuş açlık glukozu olarak tanımlanır.Bozulmuş açlık glukozu tanımı bozuk glukoz tolerans bozukluğuna(OGTT testinde 2.saat şeker düzeyinin 140-200 mg/dl arasında olması durumu)benzer bir durumdur. Bozulmuş açlık şekeri ve şeker tolerans bozukluğu olan kişiler ilerde şeker hastalığı gelişme ve kalp-damar hastalıkları oluşması açısından risk altındadır.’’ diye kaydetti.