Pandemi dönemi, beraberinde pek çok zorluğu beraberinde getirirken bu dönemin şartlarından en çok etkilenen grupların başında kanser hastalarının geldiğinin altını çizen Medicana Kadıköy Hastanesi Onkoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Selçuk Cemil Öztürk, ‘’Pandemide kanser teşhisi ve tedavisinde ciddi aksaklıklar oluştu.’’ ifadelerini kullandı.Kanser Yakından Takip Edilmesi Gereken Bir HastalıkKanser hastalığı hem ülkemizde hem de dünyada insanların hayatını kaybetmesine neden olan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ülkemizde erkeklerde en sık olarak akciğer, prostat, kolon, mesane ve mide kanserleri görülürken kadınlarda ise meme, tiroit, rektum, akciğer ve rahim kanserleri sık görülen kanserler arasında yer alıyor. Günümüzde kanser tedavisinde geçmişe göre oldukça başarılı sonuçlar alındığını vurgulayan Uzm. Dr. Selçuk Cemil Öztürk, ‘’Kanser alanındaki bilgilerimizin artması, tanı ve tedavi imkanlarının gelişmesiyle artık kanser giderek daha az korkutucu bir hastalık olmaya başladı. Ancak tıp dünyası olarak hâlâ istediğimiz noktada değiliz. Biz kimsenin kanser nedeniyle hayatını kaybetmediği, sağlık problemi yaşamadığı, hastanede yatmadığı bir dönemi hedefliyoruz. Bu hedefimize geçmişe göre çok daha yakınız ama hâlâ katedilecek çok yol var.’’ şeklinde konuştu. Kanser tedavisinde başarıyı getiren en önemli faktörlerden birinin erken teşhis olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Öztürk, ‘’Kanseri erken teşhis edebilmek bize daha etkin bir tedavi uygulama şansı tanıyor. Pek çok kanser türü erken evredeyken cerrahi ve cerrahiye ek kemoterapi, radyoterapi gibi uygulamalarla başarılı bir şekilde tedavi ediliyor. Ancak kanser ileri evrelerde fark edilirse birden çok dokuya, organa sıçramış oluyor ve bu bizim cerrahi yapma şansımızı düşürüyor. Asıl tümör kitlesini çıkaramayınca da kemoterapi ve radyoterapinin de etkinliği azalıyor ve maalesef hastalarımızda hızlı bir kötüleşme görüyoruz.’’ dedi. Kanser hastalarının tedavi verildikten sonra sıkı bir şekilde takip edilmesi gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Selçuk Cemil Öztürk, ‘’Kanser, tedavisini verdim bitti gitti diyebileceğimiz bir hastalık değil ne yazık ki. Hastanın tedaviden sonra tedavinin etkinliği, hastalık nüksü, ilaç yan etkisi gibi pek çok konuda yakinen takip edilmesi gerekiyor.’’ şeklinde konuştu.Pandemi Kanser Taramalarını %85 AzalttıKanser tanısı genellikle kişinin belirli şikayetlerle doktora başvurması sonucu konuluyor. Ayrıca ülkemizde meme, serviks (rahim ağzı) ve kolon kanserleri için Sağlık Bakanlığınca yürütülen tarama programları mevcut. Tarama programında sonuçları şüpheli gelen kişiler daha ayrıntılı bir değerlendirme için hastanelere yönlendiriliyor. Tanı alan hastaların ise hemen kanser türü ve evresi belirlenip vakit kaybetmeden tedavisine başlanıyor. Normal şartlarda belirli bir düzen içerisinde ilerleyen bu işleyişin pandemi nedeniyle sekteye uğradığını söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, ‘’Pandemi döneminde insanlar hastaneye gitmekten çekindi, sağlık hizmetlerinde aksamalar oluştu. Gerek tarama gerek tedavi gerek de tedavi sonrası hasta kontrollerinde ciddi bir azalma meydana geldi. Bu durum sadece ülkemize has değil. Farklı ülkelerde yapılan çalışmalar sonucunda özellikle pandeminin başlarında önceki yıllara göre kanser taramalarında %85’e varan azalmaların olduğunu ortaya koydu. Yine tedavi veya kontrol için onkoloji bölümüne başvuran hastaların sayısında %25-30’luk azalmalar gözlendi. Bu bilgiler ışığında pandeminin kanser tanı ve tedavisini olumsuz etkilediği çok açık bir şekilde görünüyor.’’ şeklinde konuştu. Kanserin pandemi dinlemeyeceğini söyleyen Uzm. Dr. Selçuk Cemil Öztürk, ‘’Kanser hastaları aşı için öncelikli grupta yer alıyor. Zaten artık hemen herkese aşı hakkı tanımlanmış durumda. Haliyle insanlarımızın tarama, teşhis veya tedavi amacıyla hastaneye gitmelerinde bir sakınca bulunmuyor. Hatta asıl sorun gitmezlerse oluşuyor. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızın kanserle ilgili işlemleri için gerekli önlemleri alarak, vakit kaybetmeden sağlık merkezlerine başvurmalarını tavsiye ediyorum.’’ diyerek sözlerini noktaladı.
