Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Çocuk Cerrahisi bölümünden Doç. Dr. Özgür Kuzdan "Göğüs Ön Duvarı Deformiteleri Tedavisi Nasıldır?" sorusunu sizler için yanıtlıyor:
Göğüs ön duvarı deformiteleri, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan, estetik ve bazen de fonksiyonel sorunlara yol açabilen durumlardır. Bu deformitelerin tedavisinde hem ameliyatsız hem de cerrahi yöntemler başarıyla kullanılmaktadır.
Müjdeli haber şu ki, göğüs ön duvarı deformitelerinin büyük bir kısmı ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Bu tedavinin en önemli başarı faktörü, ebeveynlerin problemi erken fark etmesi ve bir hekime başvurmasıdır. Deformite ne kadar erken yaşta tespit edilirse, tedavi başarısı da o kadar yüksek olmaktadır. Erken müdahale, deformitenin ilerlemesini durdurabilir ve daha basit yöntemlerle düzelmesini sağlayabilir.
Göğüs ön duvarı deformitelerinin en bilinen iki türü, güvercin göğsü ve kunduracı göğsüdür. Her ikisi için de özel tedavi yaklaşımları mevcuttur:
- Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum): Bu durumda göğüs kemiği dışarı doğru çıkıntılıdır. Güvercin göğsü için 5 yaşından itibaren ortez tedavisi uygulanabilmektedir. Özel olarak tasarlanmış bu korseler, düzenli kullanımla göğüs kafesine dışarıdan baskı uygulayarak deformitenin düzelmesine yardımcı olur.
- Kunduracı Göğsü (Pektus Ekskavatum): Bu deformitede ise göğüs kemiği içeri doğru çöküktür. Kunduracı göğsü için yenidoğan döneminden itibaren vakum tedavisiyle yüksek başarı oranları elde edilmektedir. Vakum çanları, göğüs kafesine negatif basınç uygulayarak çöküklüğü yavaş yavaş düzeltir.
Ameliyatsız yöntemlerin yeterli olmadığı veya deformitenin ileri seviyede olduğu durumlarda cerrahi müdahale düşünülebilir. Günümüzde göğüs ön duvarı deformitelerinin cerrahi tedavileri minimal invaziv yöntemlerle yapılmaktadır. Bu, büyük kesiler yerine küçük insizyonlarla gerçekleştirilen, daha az ağrılı ve iyileşme süreci daha hızlı olan operasyonlar anlamına gelir.
Minimal invaziv cerrahi yöntemler, hastalar için oldukça konforlu olup yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Bu sayede hem estetik görünüm düzelir hem de varsa solunum veya kalp üzerindeki potansiyel baskılar ortadan kalkar.