Ezilme ve Burkulmalar Nasıl Oluşur?
Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, ‘’ Burkulmalar genellikle eklem üzerinde yer alan ligaman ve tendonların gerilmesi ya da yırtılması ile sonuçlanan yaralanmalardır. Ağrı, şişlik, morarma ya da hareket kısıtlığı gibi belirtilerin meydana geldiği burkulmaların, klinikte en sık karşılaşılan yaralanmaların başında gelir. Bu belirtiler arasındaki ağrı hissinin, etkilenen ayak üzerine ağırlık verilmesi ya da yaralanma bölgesine dokunulması halinde belirginleşir. Burkulma ile birlikte eklem bağlarında hasar oluşması, eklemin, etkilenen ligaman veya tendona göre bazı yönlerde denge ve hareket yeteneğinin bozulmasıyla sonuçlanır. Burkulmaların en sık görüldüğü yer ise ayak bileği olarak karşımıza çıkar. Ayak bileğinin dönmesine neden olabilecek bir düşme, uygun olmayan zeminlerde yapılan sporlar veya eklem bölgesine gelen bir travma sonrasında, ayak bileği eklemindeki bağlarda ezilme veya burkulmalar oluşabilir. El bileğinde de oluşma mekanizması ayak bileğinden farklılık göstermez. Günlük aktiviteler veya spor müsabakaları esnasında el bileği ekleminde ve çevre yapılarında yaralanma meydana gelebilir. El bilek ekleminin yaralanma mekanizmalarından en sık rastlanılanı ise dışa veya içe doğru bükülmüş elin üzerine düşme olarak karşımıza çıkar. El bileği burkulmalarında ağrı semptomunu belirgindir. Ağrı dışında hassasiyet, morarma, şişlik ve yaralanan bölgede ısı artışının meydana gelebileceği için dikkatli olunması gerekir.’’ diye kaydetti.
El ve Ayak Bileği Eklemlerindeki Bağların Ezilme ve Burkulmaları Nasıl Tanı Alır?
Eklem bağlarının etkilendiği ezilme ve burkulmalar günlük hayatta çok sık meydana gelen yaralanmalardır diye ifade eden Dr. Kahraman bu konulara dikkat çekti: ‘’ Bu yumuşak doku yaralanmaları, uygun tanı almamaları ya da hekimlerin önerdiği zamandan daha erken olacak şekilde aktivitelere başlanması halinde tekrarlama eğilimindeler. Hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayene esnasında ezilme ve burkulmalara dair belirti ve bulguların tespit edilmesine ek olarak, direkt grafi (x-ray) ya da manyetik rezonans görüntüleme(MRI) yöntemlerinin kullanılması ile eklem bölgelerindeki yumuşak doku yaralanmalarına tanı konulabilir. Hem tekrarlayan yaralanmaların hem de uygun tanı ve tedavi almamış yumuşak doku yaralanmalarının, ilerleyen zamanda eklem bölgesinde kronik ağrı ve eklem iltihabı (artrit) gibi çeşitli sorunların oluşmasına neden olabileceği için dikkatli olunması gerekir.’’
Ezilme ve Burkulmaları Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Dr. Kahraman, ‘’ Yaralanma meydana geldikten sonraki ilk 48 saat içinde eklemi dinlendirme, soğuk uygulamalar, sargı ile sabitleme ve yüksekte tutma uygulamaları, sağlık kuruluşlarınca önerilen müdahaleler arasında yer alır. Özellikle ezilme ve burkulma yaşayan kişilerde gelişebilecek gizli (okült) kırıklar, sağlık kuruluşlarına başvurulmaması halinde tam olarak iyileşemeyebilir ve ameliyat gibi daha ileri tedavi yöntemleriyle müdahale edilmesini gerektirebilir. Eklem bölgelerinde meydana gelen yumuşak doku yaralanmaları sonucunda belirtiler hafif ya da orta düzeyde olabilir. Belirtiler hafif seyirli olsa bile meydana gelen hasarın cerrahi müdahale gerektirebilir. Fiziksel aktiviteye başlamadan önce yapılacak temel açma-germe egzersizleri, eklemde hasar meydana gelme riskini azaltıcı uygulamaların başında gelir. Isınma egzersizlerine ek olarak, uygun zeminde fiziksel aktivite yapma, topuklu ayakkabı kullanma süresini azaltma, aktiviteye uygun giyinme, daha önce yaralanma yaşanmış veya zayıf olan eklemin uygun şekilde sargı gibi uygulamalarla desteklenmesi, yapılabilecek diğer koruyucu uygulamalar arasında yer alır. ‘’ dedi.