En hassas bölgelerden biri olan göğüs uçları, birçok nedenden dolayı olumsuz etkilenebilir. Göğüs ucu yarası, özellikle emziren annelerde sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak hamilelikten, cildi tahriş edici maddelere ve enfeksiyonlara kadar birçok neden, göğüs ucunda yaralara sebebiyet verebilir. Göğüs ucunda yara, bezen sürtünme ve dar kıyafetlere maruz kalma gibi basit nedenlerden kaynaklanabileceği gibi mastit, apse veya daha ciddi hastalıklara bağlı da ortaya çıkabilen bir durumdur. Çoğu zaman ev tedavilerinin etkili olduğu göğüs ucu yarası, iltihap ya da kanamanın meydana gelmesi halinde mutlaka tıbbi tedavi gerektirir.
Göğüs ucu yarasında, göğüs ucunun kızarması ve acıması en önemli belirteçtir ve bu yaralar özellikle emzirmenin ilk haftasında sık karşılaşılan bir durumdur. Çoğu zaman bebeğin memeyi tam olarak kavrayamaması nedeniyle ortaya çıkar. Bazı durumlarda göğüslerde oluşan ağrılar, adetinizin yaklaştığı anlamına da gelebilir. Bununla birlikte meme ucunda şiddetli ağrılar yüksek olasılıkla bir enfeksiyon belirtisidir. Tıkalı kanallarda bakteriler çoğalır ve göğüs ucunda yoğun bir ağrıya neden olur. Göğüs ucu yarası daha birçok nedenden kaynaklanabilir.
Göğüs ucu yarasının olası nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür;
Meme uçlarınız bazı maddelere tepki olarak ağrıyabilir, kaşınabilir ve döküntü meydana gelebilir.
Sık sık emzirme veya süt sağma, oldukça hassas olan meme uçlarında ağrıya, kaşıntıya ve kızarıklığa yol açabilir.
Mastit olarak bilinen meme enfeksiyonu, meme dokusunda meydana gelen ve genellikle tıkalı süt kanallarının ya da mikroorganizmaların yol açtığı bir durumdur.
Memede kızarıklık, yara, kaşınma, kabuklanma ve çatlama egzama belirtileri arasında yer alır.
Cildin uzun süre havasız veya tere maruz kalması sonucu göğüs ucunda hassasiyet, yara veya ağrı gelişebilir.
Bol bir kıyafet veya sutyen, özellikle uzun mesafe koşu gibi tekrarlayan hareketlerde meme uçlarınıza sürtünerek cilt tabakasında tahrişe yol açabilir.
Menstrüasyon, hamilelik, emzirme veya menopoz sırasında hassasiyet ve tahrişler meydana gelebilir.
Meme ucunda pamukçuk, candida albicans adı verilen bir mayadan kaynaklanır. Meme ucu pamukçuk belirtileri genellikle yanma, kaşıntı veya batma şeklinde kendini gösterir.
Göğsünüzdeki herhangi bir ağrı, meme kanseri ihtimali nedeniyle paniğe kapılmanıza neden olabilir.
Göğüs ucu yarasının iyileşme süreci ve tedavisi altta yatan nedene bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Göğüs ucu yarasına iyi gelebilecek tedaviler şunları içerir;
Göğüs ucu yarasının hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlamak için öncelikle bölgenin kuru ve temiz tutulması gerekir. Ardından sürtünmeye ya da bölgede havasızlığa neden olabilecek sentetik iç çamaşırları bu süreçte kesinlikle kullanılmamalıdır. Göğüs ucu yarası göğüs ucunda meydana gelen yaranın şiddetine bağlı olarak genellikle 5-7 gün içinde iyileşir. Ancak yeterli hijyen sağlanmaz, emzirme tekniğine dikkat edilmez ve enfeksiyon var ise göğüs ucundaki yaranın iyileşme süreci haftalar sürebilir.
Eğer göğüs ucundaki yara 1 hafta geçmesine rağmen kendini toparlamıyor, ağrı ve kanama gibi durumlar da eşlik ediyorsa doktora başvurmak gerekir. Göğüs ucu yarası durumunda enfeksiyonun hızlı bir şekilde iyileşmesi için doktorunuzun önerdiği antibiyotik veya topikal kremi kullanmanız önerilir.
Göğüs ucu yarası meydana geldiğinde ve yaranın tekrar oluşma ihtimali göz önüne alındığında bu durum çoğu zaman endişe vericidir. Göğüs ucunda yaranın neyden kaynaklandığını bilmiyorsanız uzman yardımı almanız sizin için faydalı olacaktır. Aynı zamanda hekiminiz durumun tekrarlamaması adına size bazı önerilerde bulunabilir.
Göğüs ucu yarasını önlemek için faydalı olabilecek bazı ipuçları aşağıdaki gibidir;
Göğüs ucu ağrısının emzirme sürecinde meydana gelmesi halinde gidilmesi gereken bölüm kadın doğum hastalıklarıdır. Ancak göğüs ucunda egzama belirtileri varlığında dermatoloğa gitmek gerekebilir. Göğüs ucunda açıklanamayan kalıcı değişiklikler, deri lezyonları, ele gelen kitle, kanlı veya sızıntı şeklinde akıntı ya da meme şeklinde herhangi bir değişim gözlendiğinde genel cerrahi ya da meme cerrahisine başvurulması önerilir.