Medicana Sivas Hastanesinde görev yapan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkerim Yılmaz, genelde mide ve bağırsak sisteminde kullanılan endoskopi işlemi hakkında açıklamalarda bulundu. Yılmaz, endoskopinin tanımını yaparak, “Endoskopi cihazı ile vücudumuzun bazı bölgeleri incelenir. Endoskopi ışığı ve kamerası olan fleksibıl bir cihazdır. Teşhise dönük olan endoskopi cihazı ile sıklıkla mide ve bağırsak sistemi incelenir. Sindirim sistemini incelemek için rektal/anal yol ya da ağız kullanılır. Rektal/anal yol kullanılarak yapılan endoskopik işlemlere Kolonoskopi, ağız yolu ile yapılan Endoskopik işlemlere de Gastroskopi denilir. Endoskopi ile mide problemleri yanında yemek borusu, on iki parmak bağırsak rahatsızlıkları teşhis edilebilir. Benzer şekilde Kolonoskopi ile kalın bağırsak rahatsızlıkları ve ince bağırsak rahatsızlıkları teşhis edilebilir’’ şeklinde konuştu.
Endoskopi Tedavi Amaçlı da Kullanılabilir
Yılmaz, endoskopinin birçok sindirim sistemini ilgilendiren hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanıldığını dile getirerek , “Sebepsiz kilo kayıplarında, sebepsiz karın ağrılarında, uzun süren mide yanma ve ekşimelerinde, göğüs yanmalarında, reflü hastalığın tanısında, kansızlıklarda teşhis amaçlı, mide poliplerinde, karın gaz ve şişkinliklerinde, yemek borusu hastalıklarında, özellikle yutma güçlüğü şikayetlerinde, makattan kan gelmesi durumlarında, kanser taramasında ve bunun gibi daha birçok sindirim sistemini ilgilendiren hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılır. Bu yöntemle gerek mideden gerekse kalın bağırsaktan biyopsi alınarak tanı kesinleştirildiği gibi mide kanamalarında, sindirim sistemi poliplerinin alınmasında ve bir takım prekanseröz lezyonların çıkarılması gibi durumlarda da tedavi amaçlı kullanılır’’ifadelerini kullandı.
Yan Etkiler Görüldüğünde Hekime Başvurulmalı
Prof. Dr. Abdulkerim Yılmaz, Endoskopi işlemi sırasında oluşabilecek risklerin düşük olduğunu söyleyerek, “Endoskopi cerrahi işlemlere göre oldukça güvenli bir yöntemdir. Her tıbbi işlem gibi endoskopinin de düşük olmakla birlikte riskleri bulunmaktadır. Endoskopik işlem borusu son derece hassas ve hastaya zarar vermeyecek şekilde tasarlandığı için endoskopi işlemi sırasında oluşabilecek riskler son derece düşüktür. Bazı hastalarda endoskopi yan etkileri, birkaç gün sürebilen boğaz ağrısı veya anesteziye bağlı gelişen halsizlik şeklinde görülebilir. Endoskopi sonrası riskler düşük olsa da şiddetli mide yanması, karın ağrısı, kan gelmesi, kusma, nefes zorluğu aşağıdaki durumların gözlemlenmesi halinde mutlaka bir hekime danışınız. Endoskopi genellikle tanısal amaçlıdır, bir grup hastada ve hastalıkta tedavi amaçlıdır. Endoskopi cihazına özel aletler eklenerek tedavi amaçlı da kullanılabilir. Yemek borusu darlıklarını açmak, polip kesmek, yabancı bir nesnenin çıkartılması gibi işlemler Endoskopi yöntemi ile yapılabilir’’ dedi.
Deneyimli Ellerce Yapıldığı Takdirde Son Derece Kolay ve Ağrısız Bir Yöntem
Yılmaz, Endoskopi işlemi yapılmadan 8 saat önce yemenin ve içmenin bırakılması gerektiğini belirterek, “Gerek Gastroskopi gerekse Kolonoskopi deneyimli ellerce yapıldığı takdirde son derece kolay ve ağrısız bir yöntemdir. İşlem sırasında duyulabilecek her türlü ağrı ve rahatsızlık şikayetlerini ortadan kaldırmak için hastaya yapılacak işlemin özelliğine göre, sakinleştirici ve gerekirse uyutucu aneztesi uygulanır. Böylece hasta işlemi hiçbir şekilde hissetmez. Midenin görüntülenmesi yaklaşık 10 dakika kalın bağırsağın görüntülenmesi ise yaklaşık 20-30 dakika sürer. Midenin işlem için boş olduğundan emin olmak için endoskopiden önce sekiz saate kadar yemek ve içmek bırakılmalıdır. Endoskopi işleminden önce kullanılan bütün ilaçlarla ilgili gastroenteroloji doktoruna bilgi verilmelidir. Kan sulandırıcı ilaçlar Endoskopi işleminden birkaç gün önce kanamaya neden olabileceği için bırakılmalıdır. Diyabet, kalp hastalığı veya yüksek tansiyon gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler ile ilgili Gastroenteroloji doktoru gerekli yönlendirmeleri yapacaktır. Gastrit, ülser, erezyon, herni, özefeajit, emilim bozukluğu, kanserler, kanama, polipler gibi tanılar konulabilir. Bu tanılara göre de hastanın tedavisi başlanır. Gerekli durumlarda biyopsi alınıp patolojiye gönderilebilir’’ şeklinde konuştu.