Hipofiz tümörü tedavi edilmediğinde birçok hormonal bozukluğa yol açabiliyor. Peki, Hipofiz bezinden ortaya çıkan Hipofiz tümörü nasıl belirti veriyor? Nasıl tedavi ediliyor? Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Burak Kınalı, hipofiz tümörü hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Hipofiz bezi nedir?
Hipofiz bezi beynin taban bölgesinde, türk eğeri adı verilen kemik yapının içinde bulunan bezelye büyüklüğünde, hormon salgılayıcı bir organdır. Salgıladığı hormonlar ile diğer organlar ve dokular üzerinde etkilerde bulunur. Büyüme, gelişme ve üreme fonksiyonlarını da kontrol eder. Hipofiz bezi vücudumuzun ana salgı bezidir, diğer hormonların salınmasını başka organlar üzerinden düzenlemektedir.
“Baş ağrısı, halsizlik ve açıklanamayan kilo kaybıyla ortaya çıkabiliyor”
“Hipofiz tümörü, Hipofiz bezinden köken alan kitlesel doku bozukluklarına verilen addır. Bu tümörler hormon salgılayabilir veya hormon salgılamayan tümörler olabilmektedir. Büyük çoğunluğu yavaş büyüyen iyi huylu kitleler olmakla birlikte vücudun diğer bölümlerine sıçramazlar, ancak yerel olarak büyüme göstererek komşu anatomik yapılara uyguladıkları bası etkisiyle bazı belirtiler oluşturabilirler.
Hipofiz tümörlerinde belirtiler nelerdir?
Hipofiz tümörlerinin tanısı; hormonal testler, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MrG) ile koyulabilmektedir.”
Tedavi yöntemleri nelerdir?
“Hipofiz tümörü tedavisinde birçok tedavi seçeneği bulunmakla birlikte tedavi seçenekleri, hipofiz tümörünun yerine, türüne, büyüme şekline ve büyüklüğüne göre değişir. Şu tedaviler uygulanabilir:
Hipofiz tümörü nasıl tedavi edilir?
“Hipofiz Bezinden kaynaklanabilecek çeşitli iyi huylu tedavi gerektirmeyen doku bozukluklar mevcut olup bunlar genellikle gelişimsel olarak oluşan kistik kalıntılar olmaktadır. Bu doku bozukluklarının takipleri daha uygun olacaktır.
Burundan girilerek (endoskopik) hipofiz tümörü çıkarılması avantajları nelerdir?
Hipofiz Tümörlerinin burun deliklerinden girilerek kafa tabanına yani hipofiz bölgesine ulaşılarak, kafatasında herhangi bir insizyon yapmaksızın, uygulanan cerrahi yöntemidir. Tümör fazla büyümeden müdahale edilmesi halinde, burundan girilerek, kamera eşliğinde daha yakın ve geniş açılarla gözlemlememizi sağlamaktadır. Cerrahi sonrasında genellikle buruna tampon bile koymaya gerek kalmadığı için hastalar açısından büyük kolaylık sağlayan cerrahi yaklaşımdır. Hastane yatış sürelerini de kısaltmaktadır. Her cerrahi de olduğu gibi bu cerrahiye özgü de bir takım riskler bulunmaktadır, ancak cerrahi deneyim bu noktada en önemli rolü oynamaktadır.
Kitlenin büyüklüğüne ve yerine göre kombine ( ikili ) yaklaşımlar ve ya mikroskopik cerrahi (kafatasını açarak) yaklaşımlar gerekli olabilmektedir. Cerrahi sonrasında hastalar hormonal yetmezliklere bağlı olarak ve ya tümörün baskılanması adına ömür boyu tedaviler alabilmektedirler.”