Kafa ve yüz bölgesine uyarı götüren sinirin etkilenmesi sonucu ortaya çıkarak, etkilediği kişinin yüzünde dayanılmaz ağrılar yapan Trigeminal Nevralji ya da toplumda bilinen adıyla ‘Delirten Hastalık’, Türkiye’de her yıl 4 bin kişiyi etkiliyor. Kadınlarda daha sık görülen bu hastalık, çoğunlukla diş ağrısıyla karıştırılıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özhan Merzuk Uçkun, şimşek çakar tarzdaki ağrılar nedeniyle birden fazla dişini çektiren hastalar olduğunu söyleyerek, hastalığın birden fazla tedavi yönteminin olduğunu ifade etti.
Beyindeki trigeminal sinirin yüz bölgesine yayılımı sırasında çeşitli nedenlerle basıya uğraması sonucu kendini gösteren Trigeminal Nevralji, toplumda “Delirten Hastalık” ya da “İntihar Hastalığı” olarak biliniyor. Beyincik damarının sinire bası yapması, tümör basısı, iltihap, multiple skleroz gibi nedenlerle ortaya çıkan hastalık, dünyada 100 bin kişiden 5’inde görülüyor.
Tıraş Olamaz, Diş Fırçalayamaz, Yemek Yiyemez
Medicana International İzmir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özhan Merzuk Uçkun, Trigeminal nevraljide ağrının bu sinirin dağıldığı yüz bölgesinde ani ve ataklar halinde görüldüğünü belirterek, “Trigeminal sinirin dağılımı olan üst ve alt çene, yanak ve göz bölgesinde olur. Ağrı zonklayıcı, şimşek çakar tarzda olur. Belli aralıklarla gelir ve geçer. Gün geçtikçe ağrı aralıkları kısalır ve dayanılmaz hale gelir. Yemek yeme, tıraş olma, diş fırçalama, yüz yıkama gibi durumlarda ağrı tetiklenir. Hasta bu ağrısını diş ağrısı şeklinde tarif edebilir ve ilk başvuru yerleri diş hekimleridir, bundan dolayı tanı konulması zaman alabilir. Bazen dişlerini çektirecek kadar ağrı şiddetlidir” dedi.
Tedavisi Nedenine Göre Değişiyor
Trigeminal nevraljinin tedavisinin hastanın yaşına, altta yatan hastalığına göre değiştiğini belirten Doç. Dr. Özhan Merzuk Uçkun, “Altta yatan bir tümör, kitlesel bir bası varsa öncelikle cerrahi önerilir. Bunun dışında trigeminal nevraljide 3 tip tedavi yöntemi uygulanır. Trigeminal nevraljinin hem tanı hem tedavisinde ilaç ilk tercihtir. Tedavi düşük dozda başlanır. Gerektiğinde kombine kullanılır. Dozlar ağrı şiddetine göre arttırılır. Maksimum doz ve kombinasyonda ağrıya yanıt alınmazsa veya ilaç yan etkisi gelişirse bu durumda girişimsel ve cerrahi yöntemler uygulanır” şeklinde konuştu.
Cerrahide Başarı Oranı Çok Yüksek
Girişimsel yöntemin dünyada en çok uygulanan yöntem olduğunu belirten Doç. Dr. Uçkun, “Sebebi yöntemin orta yaşlı ve yaşlı hastalarda güvenle kullanılabilmesi ve gerektiğinde tekrarlanabilmesidir. Uygulamanın özü iki dudak bileşkesi arasından girilen iğne- elektrot sistemi ile trigeminal sinir liflerinde kontrollü harabiyet yapılabilmesi esasına dayanır. Cerrahi yöntem ise trigeminal sinirin beyin sapından çıktığı yerde damarsal bir bası varsa bu basının kaldırılması esasına dayanır. Erken dönem başarı oranı yüzde 99 iken başarı oranı 5 yıl için yüzde 63-84 arasında değişmektedir. Cerrahi deneyimli ellerde uygulandığında komplikasyon oranı oldukça düşüktür. Yaşlı hastalarda da kolaylıkla uygulanabilir. Siniri tahrip etme durumu olmadan, sinir ile damar arasına teflon materyeli yerleştirilmesi esasına dayanır” dedi.