Tenisçi dirseği, bir diğer adıyla lateral epikondilit, dirseğin aşırı kullanımına bağlı gelişen ağrılı bir rahatsızlıktır. Birçok çalışan ve sporcuda görülmesine rağmen adını aşırı kullanımın tipik olduğu tenis ve raket kullanan sporculardan almaktadır. Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aldülhamit Mısır, tenisçi dirseği hakkında bilgiler verdi.
En Sık Şikayetler: Dirseğin Dış Kısmında Ağrı, Şişlik ve Hassasiyet
Tenisçi dirseği, önkol kaslarındaki tekrarlanan hareketler sonucu inflamasyon veya önkol kaslarının bir kısmının tendonlarında görülen mikro yırtıklara bağlı gelişir. Dirseğin dış kısmında ağrı, şişlik ve hassasiyet en sık şikayetlerdir. Ressamlık, tesisatçılık ve marangozluk gibi tekrarlayan hareketlerin çok yapıldığı meslek grupları tenisçi dirseği geliştirmeye daha eğilimlidir. Araştırmalar, otomobil işçileri, aşçılar ve kasapların, nüfusun geri kalanından daha sık tenisçi dirseğine yakalandığını göstermiştir. Bu mesleklerde gerekli olan tekrarlama ve ağırlık kaldırmanın yaralanmalara yol açtığı düşünülmektedir.
Tedavilere 6 Aydan Uzun Süre Yanıt Alınmazsa Cerrahi Uygulanabiliyor
Tenisçi dirseğinde şikayetler yavaş yavaş gelişir. Çoğu durumda, ağrı hafif başlar. Haftalar ve aylar içinde yavaş yavaş kötüleşir. Geceleri artan ağrı görülebilir. Ayrıca elin kavrama gücü azalabilir. Önkol kaslarının aktivitesini artıran el sıkışmak, ağırlık kaldırmak veya anahtar çevirmek gibi hareketler şikayetlerin kötüleşmesine neden olur. Doç. Dr. Abdülhamit Mısır, hastaların çoğunda cerrahi dışı tedaviler etkilidir. Birkaç hafta süreyle spor, ağır iş faaliyetleri ve ağrıyı artıran hareketlerden kaçınmak, enflamasyona bağlı gelişen ağrı, şişlik ve hassasiyetin giderilmesi için iltihap önleyici ilaçları kullanmak, önkol kaslarını güçlendirici özel egzersizleri uygulamak, kas iyileşmesini hızlandıran ultrason, buz masajı ve kas uyarıcı teknikleri uygulamak, aktivite sırasında kas ve tendonları dinlendirecek bir dirsek desteği kullanmak ve sporcularda ekipman değişiklikleri ile çoğunlukla iyileşme sağlanır. Bu uygulamalara rağmen şikayetleri yeterince azalmayan hastalara steroid enjeksiyonu, PRP uygulamaları ve şok dalgası tedavisi gibi cerrahi dışı tedaviler uygulanır. Tüm bu tedavilere 6 aydan uzun süre yanıt alınamazsa cerrahi tedavi uygulanabilir.
Cerrahi Tedavide Açık ve Kapalı Yöntemler Uygulanabiliyor
Cerrahi tedavilerde temel prensip, ağrıya sebep olan tendon bölgesinin çıkarılmasıdır. Tedavi planlanırken birçok faktör göz önünde bulundurulur. Bunlar: şikayetlerin şiddeti, hastanın genel sağlığı ve ihtiyaçlarıdır. Cerrahi tedavide açık ve kapalı yöntemler uygulanabilir. Açık cerrahide etkilenen dirsek bölgesinin açılarak etkilenen bölgenin temizlenmesi ve kasların yeniden kemiğe tutturulması şeklinde uygulanır. Artroskopik cerrahide ise eklem tamamen kapalı yöntemle etkilenen bölgenin temizlenmesi uygulanır. Açık cerrahiye göre avantajları minimal kesiler üzerinden yapılması, etkilenen bölgeye ulaşmak için diğer dokuların kaldırılmasına ihtiyaç olmaması ve daha erken fonksiyon kazanımı sayılabilir.