Allerjik hastalıklar, en sık görülen kronik hastalıkların başında geliyor. Ayrıca görülme sıklığı gittikçe artıyor. Medicana International Ankara Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Allerji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Karaayvaz, özellikle çocukluk çağında en sık görülen allerjik hastalıkların allerjik rinit, astım ve çocuk egzaması olduğuna işaret etti. En sık görülen alerjenlerin ise polenler, ev tozu mite’ları, mantar sporları, hayvan tüy ve deri döküntüleri, gıdalar ve ilaçlar olduğunu söyleyen Karaayvaz, şöyle devam etti:
"Allerjik rinitte allerjenlerin burun mukozasında oluşturduğu allerjik inflamasyona (iltihap) bağlı burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi belirtiler meydana gelir. Bazı hastalarda belirtiler mevsimsel olarak tekrarlar. Özellikle bahar aylarında şikayetleri olan hasta grubunun sıklıkla polen alerjileri vardır. Bazı hastalarda ise belirtiler yıl boyu sürebilir. Bunlar sıklıkla ev tozu akarı alerjisi, mantar sporları, hayvan tüy ve deri döküntüsü alerjisi olan hastalardır.
Tanı ve tedavi
Tanısında en önemli nokta hekimin muayenesinden sonra allerji testlerinin yapılmasıdır. Deri testleri kanda bakılan allerji tetkiklerine göre daha duyarlı ve kesinlikle daha hassastır. En fazla yarım saatte sonuç veren güvenli ve hızlı bir metottur. Tedavi için öncelikle sakınılması mümkün olan allerjenlerin uzaklaştırılması gereklidir. Fakat ev tozu gibi bazı allerjenler yok edilmese de azaltılabilir. Ancak polen gibi engelleyemeyeceğimiz bazı allerjenler için pencereleri sabah saatlerinde biraz geç açmak fayda verebilir. Tedavideki ikinci adım ise ilaç tedavisidir. Fakat verilen ilaçlar hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz, kullanıldığı sürece rahatlatabilir. Bazı hastalar buna rağmen yeterince rahatlayamazlar. Böyle hastalarda erkence immunoterapi denilen allerji aşı tedavisi planlanmalıdır."
Allerjik astım KOAH'a dönüşebilir
Prof. Dr. Mehmet Karaayvaz, allerjik astımın ise belirtilerinin genelde 5 yaş altında başladığına işaret etti. "Astımın belirtileri çok değişkenlik gösterebilir. Basit bir öksürükten şiddetli nefes darlığı, hırıltı ve morluk gibi solunum yetmezliği tablosuna kadar değişebilir. Astımın gelişmesinde genetik faktörler ve çevrenin önemi vardır" diyen Karaayvaz, şunları kaydetti:
"Astımlı hastalar düzenli takip ve tedavisi yapılması gereken gruptur. Yoksa ileri yaşlarda KOAH denilen tedavisi zor kronik hastalığa kadar ilerleyebilir. Allerjik astım tedavisinde ilk adım aile ve hastaya hastalığın ve hastalıkta kullanılacak ilaç ve cihazların anlatılması olmalıdır. Bunun yeterince yapılmaması ve uygun ilaç ile cihazın seçilmemesi tedavinin başarısını etkileyebilir. Hastalar düzenli takip edilirse bu problemler çözülebilir. Allerjik astımlı hastalarda da bu tedavilerle yeterince cevap alınamadığı durumlarda, allerji aşı tedavisi uygulanabilir."
Allerjide ilk istasyon: Çocukluk çağı egzaması
Prof. Karaayvaz, “allerjik hastalıkların ilk istasyonu”nun genellikle 2-3 aydan itibaren başlayan çocukluk çağı egzaması olduğunu söyledi. Karaayvaz, "Daha sonraki istasyonlarda gıda allerjileri, allerjik rinit ve allerjik astım gibi diğer hastalıklar görülebilir. Özellikle yanakta kızarıklık şeklinde başlayıp dirsek önü ile diz arkasına yayılabilir. Eğer kontrol altına alınmazsa tüm vücudu tutan kızarıklık, pullanma ve kabuklanma olabilir. Bu hastalarda uykuyu bozabilecek derecede kaşıntı mevcuttur. Yumurta gibi hastalığı alevlendirebilen alerjenler vardır. Bu alerjenlerin allerji testleri ile tespit edilip uzaklaştırılması gereklidir. Testler uygulanmadan sadece tahmin ile gıdaların kesilmesi sakıncalıdır" dedi.