Stres ve Yorgunluk Bağışıklık Sistemini Zayıflatıyor
Dr. Ergi Hysi, ‘’ Hindistan, Çin, Pakistan, Güney Afrika ve Nijerya en yüksek tüberküloz hastalığına sahip ülkelerdir. Sadece solunum yolu ile bulaşılan bu hastalığın belirtileri çoğu zaman diğer solunum yolu hastalıkları ile karışabilir ve tanı koymak zor olabilir. Hasta olan kişi öksürerek ortama mikrop dolu damlacıkların yayılmasına neden olur. Fakat bu mikroplar her insanda verem hastalığına neden olmaz. Düzensiz ve kalitesiz beslenme, stres, yorgunluk, sigara ve alkol içimi bağışıklık sisteminin zayıflatır. Yetersiz savunma mekanizması olan bireylerde verem mikrobu kolaylıkla hastalığa neden olur. Güçlü bir bağışıklık sistemi olan kişiler ise bu mikrobu yok eder ve hastalığa yakalanmazlar. Günümüzde kalabalıklaşan ortamlar, göçün artması ve hijyen kurallarına uyulmaması tüberküloz vakalarında artışa sebep olur. Bu sinsi hastalığın tanısını koymak oldukça zordur. Tedavi görmeyen tüberküloz mikrobunu taşıyan bir hasta yaklaşık 10-15 kişiye mikrop bulaştırabilir. ‘’ diye ifade etti.
Halsizlik ve İştahsızlık Önemli Belirtilerdir
Veren hastalığı belirtilerinin aylar boyunca ilerleyerek devam ettiğini ifade eden Dr. Ergi Hysi, ‘’ Bu konulara dikkat çekti: ‘’ Başlangıç döneminde halsizlik, iştahsızlık, kuru öksürük gibi belirtileri hastalar önemsemeyebilir. Hastalığın ileri sürecinde gelişen gece terlemesi, kilo kaybı ve balgamda kan şikayetleri oluşursa bir doktora başvurulması gerekir. Bu belirtileri olan hastalara akciğer filmi çekmek çoğu zaman yeterli olmaz. Bilgisayarlı tomografi, balgam kültürü ve bazı dönemlerde bronkoskopi işlemi gerekir. Halk arasında oldukça korkutucu olan verem doğru tedavi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır. Tedavi süreci çoğu zaman hastanede yatış gerektirmeden tamamlanmaktadır. Tedavisinde tüberküloz mikrobunu yok etmek için çeşit antibiyotik kullanılmaktadır. Bu tedavi en az 4-6 ay sürmektedir. Doktorun kararı ile bu süre 9-12 ay arasında değişebilmektedir. Ülkemizde bu ilaçlar verem savaş dispanserlerinde ücretsiz olarak verilmektedir. Takip altında tutulan hastaların yaptığı en büyük hata tedaviyi erken bırakmasıdır. Böylece iyileştiğini sanan hasta iyileşemez ve çevresindeki insanlara dirençli mikroplar bulaştırır. Temiz hava ve sağlıklı beslenme tedavi sürecinde şarttır. ‘’ dedi.