KURUMSAL HABERLER


+A A-

Kaygı Kalbe Zarar



Kaygı Kalbe Zarar

Kaygı duymak vücutta stres yaratır. Stres durumu kronikleşirse kalp damar hastalığı için risk oluşturmaya başlar. Stres anında adrenalin ve kortizol salgılanır. Bu da tansiyon yüksekliği, kan şekeri yüksekliği, insülin direnci, nabız artışına sebep olabilir diyen Medicana Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Begüm Öztürk, stresin kalp atış hızınızı da artırdığını ve zamanla, uzun süreli stres durumunun kalbiniz üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini de ekledi. Kaygılı kişilik yapısının birçok kalp hastalığı tipinde daha yüksek bir riskle ilişkilidir. Bunlar da koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ve taşikardi gibi kalp ritmi bozukluklarıdır.İnsanlar stres ile başa çıkmaya çalışırken sağlıksız alışkanlıklara başvurabilir. Bunlar genellikle aşırı yemek yemek, sigara içmek ve daha fazla alkol almaktır. Bunların hepsi kalbinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bunlar kalp damar hastalıkları ve kalp krizi için büyük risk faktörleridir.


Kaygı bozukluğu kalp hastalıkları ile karışır mı?


Aşırı kaygılı insanlarda çarpıntı, nefes darlığı, göğüste sıkışma, terleme, tansiyon ve nabız yüksekliği gibi belirtiler bulunabilir. Bu belirtiler aynı zamanda kalp damar hastalıklarında da bulunabildiği için, kaygılı kişiler kendilerinde kalp hastalığı olduğunu hatta kalp krizi geçirdiklerini sanabilirler. Endişe, kaygı kalp hastalıklarına neden olabileceği gibi kalp damar hastalıkları ile de karışabilir.Bu tür şikâyetleri olan kişilerin kalp damar hastalığını teşhisi ve kaygı bozukluğundan ayırt edilmesi için kardiyoloji hekimi tarafından muayenesi uygun olur. Endişeli bir kişi tekrar tekrar kaygılanarak kalp sağlığını da bozabilir. Çarpıntı, tansiyon yükselmesi, yorgunluk, halsizlik gibi semptomla teşhis konusunda dikkatlice ayırt edilmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, kardiyoloji hekimi tarafından yapılan muayene ve gerekli tetkiklerin sonucunda kalp hastalığı olmadığı görülen kişilerin kaygı bozukluğunun tedavisi için psikolojik destek almaları, bunun için de bir psikolog ile görüşmelerini önerdi. Yapılan bir araştırmaya göre, yaygın anksiyete bozukluğu görülen hastaların anksiyete bozukluğu olmayan hastaların 6 kat kalp krizi ya da inme geçirme riski olduğunu göstermiş.Bu sonuçlar yaygın ve sürekli kaygı halinde bulunan insanların biyolojik açıdan da dolaşım sorunlarına bağlı ölümcül risklerinin yükseldiğine çok güçlü bir kanıt oluşturuyor. Daha önce yapılan araştırmalar da, depresyonun kalp hastalıkları riskini 2 kat artırdığını gösteriyor.Beyin kimyasındaki değişikliklerin bir dizi biyolojik ve hormanal değişiklikleri tetiklediğini ve hayati hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırladığı kaydediliyor.

Begüm Öztürk
Profili Gör
Oluşturma: 11.01.2021 12:00
Son Güncelleme: 07.12.2021 11:27
Oluşturan: Begüm Öztürk