Varisin genetik yatkınlık ya da tetikleyici yardımcı faktörlerle ortaya çıktığını belirten Medicana Sağlık Grubu Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Erol Kurç, kapalı ameliyat olan lazer, radyofrekans ve embolizasyon ile varis sorununa yüzde 99 çözüm sağlanabileceğini belirtti.Bu yöntemlerden hastaların korkmaması gerektiğini ifade eden Medicana Kadıköy Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr.Kurç, “Kesik, kan, genel anestezi, hastanede yatış, ağrı sızı olmadan ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Hasta aynı gün içinde yürüyerek evine gidebiliyor” dedi.Pasif olarak yerçekimine karşı çalışan toplar damarların; risk faktörlerinin varlığında, kanın alp ve akciğerlere taşınmasına yardımcı olan kapakçıkların bozulması ve ilgili damarların genişlemesiyle bacaklarda varisler ortaya çıkar. Varisin genetik yatkınlık ve yardımcı faktörlerle nedeniyle görüldüğünü ifade eden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erol Kurç, yardımcı faktörlerlerin; kadın cinsiyet, hamilelik, uzun süre ayakta kalmak ya da oturmak, kilo almak, sigara içmek, topuklu ayakkabı giymek olduğunu vurguladı. “Tedavisi iki ayrı şekilde yapılmaktadır. Biri ciddi sağlık problemlerine yönelik tedavi,diğeri ise kozmetik tedavidir. Kozmetik tedaviyi genellikle görünen kılcal damarlardan rahatsız olan kişilere yapıyoruz. Sağlık problemi olanlarda ise birinci ve ikinci derece kapak yetmezliği olanlar da tıbbi tedavi yani ilaç ve çorap, üçüncü ve dördüncü dereceden kapak yetmezliğine bağlı gelişen varis hastalarında ise cerrahi yöntemleri kullanıyoruz” diye de ekledi.EN FAZLA KADINLARDA GÖRÜLÜYORVarisin kadınlarda daha fazla görüldüğünü belirten Prof. Dr. Erol Kurç, genetik yatkınlığın yanı sıra doğum kontrol ilaçları ve hamilelik döneminde bu riskin daha da arttığını söyledi. Prof. Dr. Kurç sözlerine şunları ekledi:“30’lu yaşlardaki insanlarda varis görülme oranı yüzde 30’dur. Bunun büyük çoğunluğunu ise kadınlar oluşturmaktadır. Bunun ana nedeni ise yapılan doğumlardır. 70’li yaşta görülen varis oranı ise yüzde 70’lere çıkmaktadır. Bunun ana sebebi ise doku yaşlanması ve yer çekimidir. Erkeklerde görülen varis oranı kadınlara göre oldukça azdır. Genç yaşlardaki kişilerde de görülebilir. Ama genetik yatkınlık yoksa bunun oranı oldukça düşüktür.”YAZ AYLARINDA ŞİKÂYETLER ARTIYORVaris şikâyetlerinin yaz aylarında arttığını ifade eden Prof. Dr. Kurç, genişleyen damarlardaki ağrı ve ödemlerinin daha çok hissedildiğini söyledi. Ne ameliyatta ne de iğne tedavisinde mevsimsel bir baskınlığın ya da etkinin olmadığını belirten Prof. Dr. Kurç, “Ancak oluşacak morluklar, ufak pıhtılar ve giyilecek olan çoraptan dolayı bazı hastalar tedavi için kış aylarını tercih ediyor” ifadelerini kullandı.DERECESİNE GÖRE TEDAVİSİ DE DEĞİŞİYORYapılan ultrasonografi sonucu hastada birinci ya da ikinci derecede varis problemi varsa hastaya ilaç ya da çorap tedavisi uyguluyoruz. Damar görüntüsünden şikâyetçi olan hastalara ise ek olarak köpük tedavisi olarakta bilinen skleroterapi uyguluyoruz.Üçüncü ve dördüncü derecede varis görünen hastalarda, damarların çapı belli standartların üstüne de çıktıysa bu damarların dolaşıma bir katkısı olmadığı gibi negatif yönde etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Kurç, hastaya bozulmuş olan damarları lazer,radyofrekans veya embolizasyon yöntemleriyle kapatma önerisini sunduklarını söyledi.TEDAVİDEN KORKMAYINGünümüzde açık cerrahinin artık çok nadir kullanıldığını belirten Prof. Dr. Kurç, “Lazer,radyofrekans ve embolizasyon tedavisinde başarı oranı yüzde 95-98’dir. Kozmetik tedavide ise sorunu sıfırlama gibi bir durum söz konusu değildir. Görüntüdeki Yüzde 70-80 oranındaki düzelmeyi başarı olarak kabul ediyoruz... Tedavi sonrası ikisinde de sorunun tekrar etme olasılığı yoktur. Günümüzde lazer,radyofrekans veya embolizasyon ile tedavi hasta için büyük bir konfor alanı sağlamaktadır.. Çünkü hasta; genel anestezi, hasta yatışı, iş-güç kaybı, kanama, ağrı-sızı olmadan tedavisini olabilmektedir. Bu yüzden hastaların endişelenerek tedavilerini ertelemelerine gerek yoktur. Aynı gün içerisinde tedavi olup, evlerine yürüyerek gidebilirler ” diye konuştu.
