
Dünya Stereotaktik ve Fonksiyonel Derneği (WSSFN) ilk olarak 1961 yılında Filadelfiya’da gerçekleştirilen uluslararası kongre sırasında kurulmuş bir dernek olup kurulduğu yıldan itibaren düzenli olarak kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştiren ve dünyada başta halk arasında Beyin Pili olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) girişimi olmak üzere tüm Stereotaktik, fonksiyonel girişimler konusunda uzman olan Beyin ve Sinir cerrahisi uzmanlarının bir şemsiye altında toplanmasını sağlayan bir dünya derneğidir. “Stereotaktik ve Fonksiyonel Nöroşirurjiyi, beynin farklı bölgelerini tanımlayan hedefleyen ve özel müdahaleler (örneğin ablasyon, nörostimülasyon, nöromodülasyon, nörotransplantasyon vb) aracılığıyla çeşitli nörolojik bozuklukların semptomlarını baskılayan ve sinir sisteminin işlevini iyileştiren, bu sayede hastalara daha konforlu bir yaşam imkanı sunan Nöroşirürji dalı olarak tanımlayabiliriz” diyen Medicana Sağlık Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Atilla Yılmaz, “WSSFN derneği tüm dünyada bu işle meşgul olan Nöroşirurjiyenleri bir çatı altında toplayan tek dünya derneğidir” dedi.
WSSFN yönetim kurulunda görev süresi 4 yıldır. Önerme komitesi (Yönetim kurulu üyelerinden oluşmaktadır) tarafından 4 yılda bir 10 yeni aday isim belirlenmekte ve genel kurul sırasında yapılan seçimde başarılı olan isimler yönetim kuruluna (Directors of Board) girmeye hak kazanmaktadırlar. “Bu seneki kongremiz (20. WSSFN kongresi) Şikago’da gerçekleştirildi ve yapılan seçimde önerilen 10 adayın yanında 9 eski yönetim kurulu (YK) üyesi de aday olmaya karar verdi ve bu sebeple aday sayısı 18’e çıktı (yeni önerilen adaylardan biri çekildi)” diyen Medicana Ataşehir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Atilla Yılmaz, “Genel kurul sırasında kapalı oylama yöntemiyle yapılan seçimde sadece ben ve Brezilya’dan gösterilen aday, önerilen yeni üye adayları arasından seçimde başarılı olarak Yönetim Kurulu'na girmeye hak kazandı. Bizim dışımızdaki tüm isimler görev süresi dolan mevcut YK üyeleri arasından yeniden seçilerek YK’na girdiler” ifadelerini kullandı.
DBS tedavisi, kanıtlanmış ve etkili bir tedavi yöntemidir.
Esansiyel tremor toplumda oldukça sık gözlenen bir titreme hastalığı olup halk arasında Beyin Pili olarak bilinen talamusun VIM çekirdeğine uygulanan Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) tedavisi, kanıtlanmış ve etkili bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Atilla Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Bunun yanında Distonik tremor, Holmes tremoru, kafa tremoru, ses tremoru gibi nadir görülen tremor tipleri de toplumda sık görülebilmektedir ve bu tür nadir görülen şiddetli tremor tiplerinde DBS’in etkinliğine dair net bir konsensus bulunmamakta olup literatürde net bir klinik çalışma veya yayın da bulunmamaktadır. Mevcut çok az sayıda yayın da DBS girişiminin bu konuda etkili olmadığını öne sürmektedir.
İlk olarak İsveç Umea üniversitesinde Prof. Dr. Patric Blomstedt tarafından geliştirilen ve beynin her iki bölgesinin (posterior subtalamik alan ve talamusun VIM çekirdeği) tek bir elektrod aracılığı ile uyarılmasını sağlayan yeni teknikte, tremor hastalığında oldukça etkili sonuçlar elde edildiği belirtilmişti. Benim de 5 yıl önce kliniklerini eğitim almak amacıyla ziyaret ettiğim sırada öğrendiğim bu tekniği ülkemize döndükten sonra nadir tremor tiplerinde de uygulama şansım oldu. Sonuçlarımız gerçekten çok etkileyici idi ve bu sonuçları derleyip bilimsel yazıya döktüğümüz makalemiz bu konuda dünyadaki en önemli dergi olarak kabul edilen Stereotactic and Functional Neurosurgery dergisinde yayınlanarak literatürde nadir görülen tremor tiplerinde uygulanan çift hedefleme tekniği ile ilgili yayınlanan ilk yazı oldu. Yazımız DBS’in bu tip nadir tremor tiplerinde etkili olmadığı görüşünün çift hedefleme tekniği ile aşılabileceğini bilim dünyası ile paylaşma imkânı sunarak bu konudan muzdarip birçok hastaya yeni bir tedavi imkanının kapısını açmış oldu. Yazımız yayınlandıktan sonra uluslararası birçok klinikten gelen taleplere dönüş yaparak bu tekniğin uygulanması sırasında dikkat edilmesi gereken bazı nüansları paylaştık ve halen paylaşmaya da devam ediyoruz. Bir süre sonra bu konuda birçok yeni yayının çıkacağını düşünmekteyim.”
Başarının sırrı mesleğini sevmektir.
Prof. Dr. Yılmaz, “Başarının mutlaka birçok sırrı vardır ama özellikle bilimsel başarının sırrının şunlara bağlı olduğunu düşünüyorum; Öncelikle mutlaka mesleğini sevmek, çok çalışmak, bilgi kaynağı ve yenilik nerede ise gidip kaynağından öğrenmek (bunun için zaman ve bütçe ayırırken cömert olmak hatta fazlasıyla fedakâr olmak), bilimsel gelişmeleri, literatürü ve kongreleri mutlaka yakından takip etmek ve iyi ilişkiler geliştirmek.” diye konuştu.
Prof. Dr. Atilla Yılmaz şöyle devam etti, “Ülkemizin, özellikle Stereotaktik ve Fonksiyonel Nöroşirurjide dünya çapında çok daha iyi yerlerde olması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemiz Dünya sıralamasında en çok DBS yapılan ülkeler arasında 3. Sırada ama ne yazık ki bunca büyük tecrübeye rağmen bilimsel arenada hak ettiği yerde değil. Şu ana kadar 28 farklı ülkeden gelen meslektaşlarıma eğitim verdim ve birçok ülkede ilk DBS-Nöromodülasyon ameliyatlarını ben gerçekleştirdim. Ülkemiz aslında bilgi ve tecrübe ihraç eden bir ülke konumunda. Ülkemizin bilimsel arenada da hak ettiği yerlere çıkması için yaptıklarımızın mutlaka bilimsel literatürde yayınlanmak amacıyla daha sık yazıya dökülmesi ve dünya kongreleri başta olmak üzere uluslararası bilimsel aktivitelerde sonuçlarımızın sıklıkla paylaşılması gerektiği ve bu sayede ülkemizin daha sık ve etkin temsil edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca, bu gibi dünya derneklerinin YK’unda Türkiye’yi temsilen daha çok ismin yer almasının bu noktada oldukça önemli olduğunun altını çizmek istiyorum.”