Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Kerime Nazlı Salihoğlu erken doğum eyleminin gebeliklerin yüzde 10'luk kısmında görüldüğünü ve 20 ve 37'nci haftalar arası doğumların erken doğum olduğunu belirterek, "Erken doğum tehlikesi yaşayan hastalarda düzenli kasılmalarla, vajinal kanamalarla, su gelmesi durumu veya vajinal müdahale yaptığımızda açıklık durumu ile karşılaştığımızda eğer hastanın gebelik haftası 37'nci haftadan önce ise erken doğum eylemine girdiğinin belirtisidir’" dedi.
Annenin sigara ya da alkol kullanıyor olmasının erken doğumu tetiklediğini ifade eden Salihoğlu "Annenin stresli iş hayatı ve annenin boyuna göre vücut ağırlığının aşırı kilolu olması veya aşırı zayıf olması erken doğum risk faktörlerindendir. Erken doğumun faktörleri annenin daha önce geçmiş gebeliğinde erken doğum yapmış olması en önemli risk faktörlerinden birisi, annenin daha önce rahimle ilgili bir operasyon geçirmiş olması veya bir miyom aldırması, rahim ağzıyla ilgili herhangi bir ameliyat geçirmiş olması erken doğum riskini oluşturmaktadır" diye konuştu.
Bebeğin suyunun az olmasının da erken doğuma neden olduğunu aktaran Salihoğlu, "Bebeğe ait erken doğum risklerinde en çok gözlemlediğimiz risk çoğul gebelik ve bebeğin suyunun fazla olması ya da bebeğin suyunun az olması erken doğum riskini oluşturur" şeklinde konuştu.
"Erken doğum riski taşıyan hastalar hastaneye başvurmalı"
Erken doğum problemi ile gelen hastaların erken doğum eylemini durdurmak için kullanılan tedavi yöntemlerinden bahseden Salihoğlu, "Hastaları hastaneye yatırarak damar yolu açarak serum tedavisine başlıyoruz, eğer ki haftası 24 ve 34'üncü haftalar arası ise bebeğin akciğer gelişimi için mutlaka akciğer geliştirici iğneler kullanıyoruz. İğne yaptırıyoruz ve tokoliz dediğimiz rahim kaslarını gevşetecek bir takım ilaçlar kullanmaya başlıyoruz. İlaçlar sonucu hastada erken doğum eyleminin gerçekleşmeyeceğini düşünüyorsak, hastayı taburcu etsek bile hastayı yakın takipten çıkarmıyoruz" ifadelerini kullandı.