Toplardamardaki kanın kalbe doğru değil, ters yönde ilerlemesi durumuna venöz yetmezlik (kanın aşağıya kaçması – reflü/kaçak), biriken kan ile damar duvarında gerginlik sonucu oluşan toplardamar genişlemesine de varis denildiğini anlatan Medicana International Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ekibi (Prof. Dr. Neyyir Tuncay Eren, Uzm. Dr. Mehmet Fazıl Tolga Soyal, Uzm. Dr. Hakkı Serkan Şahin), aşırı kilo, hareketsiz kalmak ve sürekli ayakta kalmak gibi durumlarla da tetiklenen varis ve venöz yetmezliğinin tedavi edilmediği takdirde kalp damar sağlığı açısından ciddi sorunlara neden olabildiğini belirtti.
İnsanların fiziksel özelliklerinin farklılık göstermesi gibi, damarlara ait yapısal özellikleri de farklılık gösterdiğini belirten Prof. Dr. Neyyir Tuncay Eren, “Bu noktada ailesinde venöz yetmezlik ve varis öyküsü olan birinin bu hastalığa daha yatkın olma ihtimali vardır. Kadınlar hem hormonal yapı, hem de fizyolojik olarak zorlu bir durum olan gebelik süreçleri nedeniyle risk altındadırlar. Modern çalışma hayatının eseri olarak uzun süre oturarak çalışmak ve/veya ayakta kalmak ile sıcağa uzun süre maruz kalmak bu süreci tetikleyebilir. Yine aşırı kilo, yaşlanma, damarlarda kan pıhtısı bulunması ve hareketsizlik toplardamar hastalıkları dahil birçok sağlık sorununa yol açabilir. Ayrıca sigara kullanımı damar duvarını zayıflatan bir dış etken olarak düşünülebilir. Tıkayıcı toplardamar hastalığı (flebit-tromboflebit-derin venöz tromboz) geçiren hastalar risk grubundadır.” dedi.
Venöz Yetmezlik ve Varis Sadece Estetik Görüntü İçin Değil, Sağlık İçin de Ciddiye Alınmalı
Venöz yetmezlik ve varis hastalığının, bacaklarda şişme, renk ve şekil bozukluklarına yol açabilen ve toplumda yaygın olarak değişik derecelerde görülen ve meslek hastalığı olarak bilindiğini anlatan Medicana International Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ekibi, hastalığın damar genişlemesi, ince damar çatlakları şeklinde olabileceği gibi, uzaktan dahi görülebilen damar genişlemeleri (pake) şeklinde gelişebildiğini söyledi. Bu durum insanı görüntü ve ağrı ve bunlara bağlı olarak da psikolojik olarak etkileyen bir tablo yarattığı, kişinin yaşamını olumsuz etkilemeye başladığı anda erken müdahale edilmesinin önemini belirtti. Ayrıca “huzursuz bacak” şikayetlerinin de sıklıkla bu durum ile ilişkili olabileceğini vurguladı. Diğer yandan tedavi edilmediğinde; flebit yani toplardamarın iltihabı, bacak ülser oluşumu ve varisli damarın patlaması gibi sorunlara neden olabileceğinin altını çizdi.
Tedavide Hastaya Uygun Seçenekler
Belirtileri arasında bacaklarda kaşınma, ağrı ve krampların olması, bacak dokularında ve ayak bileklerinde ödem; özellikle ayak bileklerinde renk değişimi ve kalınlaşma, karıncalanma ve uyuşma, bacaklarda yara oluşması ve iyileşme süresinin uzamasının sayılabileceğini belirten Uzm.Dr.M.F.Tolga Soyal, “ Venöz yetmezlik oluşumu nedenine göre değişiklik göstermekle beraber, büyük oranda tedavi edilebilen bir hastalıktır. Seçilecek tedavi yaklaşımı ve yöntemi hastaya özeldir. Uygun tedavi, etkin bir damar laboratuvarında bacağın tüm damar dolaşım sistemi (atardamar, toplardamar, lenf damarı) gözden geçirilerek, detaylı muayene ve doppler ultrasonografi incelemesi ile belirlenmelidir.” dedi.
Uzman hekim ve deneyimli bir ekip ile yapılacak muayene, doğru teşhis ve uygun tedavi ile sadece aktif bacak şikayetlerine ve görüntüden kaynaklı estetik sorunlara değil, en önemlisi damar tıkanıklığı, akciğere pıht atması ve uzun süreli venöz yetmezliğe bağlı olarak bacalarda yara açılması gibi ciddi tıbbi sorunların önüne geçilebileceğini önemle vurgulayan Uzm.Dr.H.Serkan Şahin, “ Sadece cilt altı damar çatlamaları olan bir hastada yerine göre lazer, radyofrekans, ameliyat, köpük ya da yapıştırıcı ile kaçak olan damarın kapatılması gibi yöntemler uygulanabilir. Daha derin olan venöz yetmezliği / varis tablolarında damarlar stentlerle açılabilir ya da açık kozmetik cerrahi veya uzun süreli tedavi programları uygulanabilir.” dedi.
Medicana International Ankara Hastanesi Kalp Damar ve Cerrahisi Ekibi
Prof. Dr. Neyyir Tuncay Eren,
Uzm. Dr. M. F. Tolga Soyal,
Uzm. Dr. H. Serkan Şahin