Kolajen, sağlıklı eklemlerden ve cilt elastikiyetinden veya esnekliğinden sorumlu bir proteindir. Gençken sıkı parlak görünmeyi sağlayan bu protein yaşlandıkça yıpranmaya, azalmaya başlar. Yaşlandıkça doğal kolajen seviyelerini korumak daha zor hale gelir. Bunun nedeni, zamanla vücudunuzun kolajen yapmak için ihtiyaç duyduğu besinleri yeterince emmek için giderek daha fazla çabalamasıdır.Ancak, kolajen açısından zengin yiyecekler yemek vücudunuzun bu emilim sorununun bir kısmını aşmasına yardımcı olabilir.
Kolejenin faydaları arasında ölü deri hücrelerinin yenilenmesi, kan pıhtılaşmasına yardımcı olma gibi etkiler yer alır. Kolajenin genel faydaları şöyle sıralanabilir;
Kolajen eksikliği belirtileri arasında kasların küçülmesi, eklem hasarının yanı sıra kan dolaşımında sorunlar, saç ve tırnaklarda zayıflama yer alır. Vücuttaki kolajen miktarı ölçülemez (kan testinde) ancak kolajen seviyesinin azaldığına dair bazı işaretler ve belirtiler şunlardır:
Kemik suyu, kırmızı meyveler, soya ürünleri, sarımsak, portakal, mandalina, greyfurt, limon, kara lahana ve pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünlerinde kolajen doğal olarak bulunur. Bu besinleri beslenme rutininize ekleyerek vücudunuzun ihtiyaç duyabileceği kolajene ulaşabilirsiniz.
Kemiklerde, kaslarda ve kanda bulunur, cildin dörtte üçünü ve vücuttaki proteinin üçte birini oluşturur. İnsan vücudu bunu, gıdalarda bulunan proteinlerin yapı taşları olan amino asitleri birleştirerek doğal olarak üretir. Kolajenin en fazla bulunduğu besinler şöyle sıralanabilir;
Vücudunuz birçok kolajen türü içerir. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar beş ana tür de dahil olmak üzere toplam 29 kolajen çeşidi tanımladılar. Bunlar:
Tip I kolajenin genellikle cilt için en iyisi olduğu kabul edilir. Vücutta en çok bulunan kolajen türüdür. Kemikleri, cildi, saçları ve tırnakları korur. Tüm kolajen türleri gibi, tip I kolajen seviyeleri de yaklaşık 25 yaşından sonra azalmaya başlar.