Neden gıdıklanırız? İnsan kendini neden gıdıklayamaz?
Herhangi bir duyusal deneyimde olduğu gibi, insanların dokunmaya ve gıdıklanmaya karşı hassasiyet seviyeleri farklıdır. Gıdıklanma, çeşitli fizyolojik ve psikolojik faktörleri içeren karmaşık bir olgudur. Gıdıklanma hissi, derideki belirli sinir uçları tarafından tetiklenir ve bu sinir uçları hafif dokunmaya tepki verir. Bu sinir uçları uyarıldığında, beyne sinyaller gönderirler ve beyin bu duyumu işler. Beyin daha sonra bu girdiyi farklı şekillerde yorumlayarak hem fiziksel tepkilere (gülme gibi) hem de duygusal tepkilere yol açar.
Peki, insan kendini neden gıdıklayamaz? Bu sorunun cevabı halen net olarak bilinmiyor, ancak araştırmalar beynin bir kişi hareket ettiğinde veya herhangi bir işlevi yerine getirdiğinde ne hissedeceğini bilmek üzere eğitildiğini göstermiştir. Beynin arka tarafında yer alan ve hareketi yönetmekten sorumlu olan beyincik, kendi kendini gıdıklama eylemini önceden tahmin edebiliyor ve beynin geri kalanını bunun geleceği konusunda uyarıyor. Sonuç olarak, hissin yoğunluğu azalıyor.
Neden gıdıklanırız?
Gıdıklanma durumunda, beyin ve dokunma duygusunu içeren bir zincirleme reaksiyon başlar. İlk olarak derideki ağrı sinir uçlarını ve hafif dokunmaya ve basınca duyarlı duyu reseptörlerini harekete geçirir. Oradan, sinyaller beyindeki somatosensör kortekse gider; bu, dokunmanın algılandığı beyin bölgesidir. Ardından beyin refleks olarak kıkırdamaya/gülmeye yönlendirir. Kahkaha, ruh hali ve bedensel tepkiler arasında bir kanal olan hipotalamus aracılığıyla işlenir. Beynin arkasındaki beyincik, tüm bu tepkileri ve beynin tüm duyusal ve hareket süreçlerini koordine eder.
Gıdıklamanın iki biçimi vardır: knismesis ve gargalesis. Knismesis, nadiren gerçek kahkaha üreten hafif bir duyumdur; örneğin, bir tüyün cildinizde gezdirilmesi veya can sıkıcı bir sineğin üzerinize konması gibi. Diğer tür olan gargalesis ise, başkası sizi daha agresif bir şekilde gıdıkladığında hissettiğiniz duyumdur.
Gıdıklanınca neden gülüyoruz?
İnsanlarda gıdıklanma hissi genellikle vücudun belirli hassas bölgeleriyle ilişkilidir ve bu his genellikle bu bölgelere dokunulduğunda, özellikle hafif veya beklenmedik bir şekilde, ortaya çıkar. Yaygın gıdıklanma bölgeleri arasında ayak tabanları, koltuk altları, yanlar ve boyun bulunur. Bu hisse genellikle kahkaha ve gıdıklanma uyarısından kaçınma veya kurtulma içgüdüsel bir girişimi eşlik eder. Gıdıklanmanın ardındaki kesin mekanizma tam olarak anlaşılmamıştır, ancak sinir reseptörlerinin ve beynin dokunmayı yorumlamasının bir kombinasyonunu içerdiğine inanılmaktadır. Cilt yüzeyine hızlı, hafif dokunuş, uyaranlardaki değişikliklere duyarlı olan Meissner cisimcikleri adı verilen belirli sinir uçlarını aktive edebilir. Bu sinyaller daha sonra beyne iletilir ve gıdıklanma hissinin algılanmasına yol açar. Önce hafif bir kıkırdamayla başlar, sonra hızla gürültülü kahkahalara, çaresiz çığlıklara ve kaçma girişimlerine dönüşür. Gıdıklanmaya karşı gülme veya kahkaha atma tepkisi, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin etkileşimiyle gerçekleşir.
Gıdıklandığımızda gülmenin nedenleri:
- Gıdıklama, sinir sistemini harekete geçirir ve derideki belirli sinir uçlarını uyarır. Bu duyusal girdi, özellikle diyaframda istemsiz kas kasılmalarına yol açarak gülmeye neden olabilir.
- Gıdıklama genellikle beklenmedik dokunuşları içerir ve refleksif bir tepkiyi tetikler. Sürpriz unsuru, gıdıklama hissini artırır ve kahkahayı ortaya çıkarır.
- Gıdıklanıldığında, kişiler genellikle kendi bedenleri üzerindeki kontrolü kaybettiklerini hissederler; bu da heyecan ve gerginliğin bir karışımına yol açarak kahkahaya neden olabilir.
- Gıdıklama genellikle arkadaşlar veya ebeveynler ile çocuklar arasında olduğu gibi, oyunlu veya sevgi dolu ortamlarda gerçekleşir. Ortaya çıkan kahkaha, sosyal bağları güçlendirmeye ve olumlu etkileşimler yaratmaya yardımcı olur.
- Beyin, gıdıklanma hissini tehdit edici değil, eğlenceli olarak yorumlar ve bu da kahkahaya yol açar. Bu olumlu yorumlama, eğlenceli gıdıklama ile acı verici temas arasında ayrım yapılmasına yardımcı olur.
- Gıdıklanma sırasında oluşan kahkaha büyük ölçüde istemsiz olduğundan, kasıtlı bir eylemden ziyade refleksif bir tepki olarak görülebilir; bu da onu fiziksel duyum, duygusal tepki ve sosyal bağlamı bütünleştiren bir kahkaha türü haline getirir.
İnsan kendini neden gıdıklayamaz?
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kendinizi gıdıkladığınızda, başkası sizi gıdıkladığında ortaya çıkan duyguyu ve kahkahayı yaratamazsınız. Kendinizi gıdıklayamamanızın nedeni, beynin vücudunuzun hareketlerinin duyusal etkilerini önceden tahmin edebilmesi ve bastırabilmesidir. Örneğin, bir nesneye uzandığınızda, beyniniz ona dokunmanın nasıl hissettireceğini önceden tahmin eder. Ama başka biri size dokunursa veya bir örümcek kolunuza tırmanırsa, beyniniz hareketlerinize dayanarak ne olacağını tahmin edemez, bu yüzden sizi daha çok gıdıklar.





























