COVID-19 enfeksiyonunda böbrek hastaları ciddi risk altındaki gruplardan biridir. Böbrek hastalığı ve diğer bazı kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin COVID-19 hastalığına yakalanması durumunda hastalığın daha ağır seyredebileceği söylenebilir. Bu nedenle, böbrek başta olmak üzere herhangi bir kronik hastalığı bulunan kişilerin COVID-19 konusunda gerekli önlemleri alması kritik önem taşır.
- İçindekiler
- Böbrek Hastaları COVID-19 Risk Grupları Arasında Yer Alır mı?
- Böbrek Hastalarının COVID-19 ile İlgili Bilmesi Gerekenler
- Böbrek Hastalarının COVID-19’a Karşı Alması Gereken Önlemler Nelerdir?
- COVID-19 Açısından Akut ve Kronik Böbrek Hastaları Arasında Farklılık Var mıdır?
- Böbrek Hastaları COVID-19’a Yakalandığında Ne Yapmalıdır?
- Böbrek Hastaları ve COVID-19 Tedavisi
Böbrek Hastaları COVID-19 Risk Grupları Arasında Yer Alır mı?
COVID-19 hastalığı bakımından hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet görülen kişilerle birlikte ileri yaştaki kişiler risk grubu olarak belirlenmiştir. Akut ve kronik böbrek hastaları da COVID-19 hastalığını daha ağır geçirme riski bulunan grubun içerisinde yer alır. Tüm akut ve kronik böbrek iltihabı (nefrit) vakaları, bazı vaskülit türleri ve progresif skleroderma gibi böbrekleri etkileyen otoimmün hastalıklara sahip hastaların da benzer şekilde risk altında olduğu söylenebilir.
Özellikle diyalize ihtiyaç duyan böbrek hastalarının bağışıklık sistemi zayıf olduğundan, bu hastalar için enfeksiyonlarla savaşmak herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilerden daha zor olabilir. Hastaların aynı zamanda ikinci bir risk grubu olan ileri yaşta olması da riski artıran bir durumdur. Benzer şekilde, diyaliz tedavisi gören hastaların sık sık evden çıkması, toplu taşıma kullanması ve diyaliz merkezine gitmesi gerektiğinden, COVID-19 virüsüne yakalanma ihtimalleri artar.
Özellikle böbrek nakli yapılan hastalara vücudun yeni böbreği reddetmemesi için bağışıklık baskılayıcı ilaçlar verilir. Bu ilaçlar, COVID-19 gibi dışarıdan gelebilecek enfeksiyon risklerine karşı hastaları savunmasız kılar. Hastaların böbrek fonksiyonlarında bir sorun olmaması ve vücudun yeni böbreği reddetmemesi için bu ilaçların kullanımına ara verilmemelidir, ancak bu hastaların COVID-19 pandemisi süresince enfeksiyondan korunmak için ekstra önlemler alması büyük önem taşır.
Ancak, kişide kronik hastalık görülmesi COVID-19 virüsüne yakalanma açısından bir risk faktörü olarak kabul edilmez. Bir kişinin risk grubunda olması, kişide bulunan kronik hastalığa bağlı olarak kişinin herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilere kıyasla COVID-19 hastalığını daha ağır geçirme riski taşıdığı anlamına gelir.
Böbrek Hastalarının COVID-19 ile İlgili Bilmesi Gerekenler
COVID-19 virüsü yeni bir virüs olduğundan, bu enfeksiyonu tedavi etmek için bir ilaç ya da bu enfeksiyona karşı önleyici bir aşı henüz bulunamamıştır. Başka hastalıklar için kullanılan birtakım ilaçlar hastalığın seyrindeki bazı ciddi belirtileri gidermek için kullanılmakta ve bir yandan da dünyada pek çok aşı çalışması yürütülmektedir.
Böbrek hastalarından özellikle böbrek nakli yapılmış olan hastalarda bağışıklığı baskılayıcı bazı ilaçlarla tedavi sağlanır. Bu hastalar, bağışıklıklarını artırmak ya da COVID-19 virüsüne yakalanmamak için böbrek hastalığını tedavi amaçlı olarak kullandıkları ilaçları bırakmamalıdır. Aynı zamanda, kullanılan doz da düşürülmemelidir. Kronik hastalıkları olan kişiler ise doktora danışmadan herhangi bir ilaç kullanımına başlamamalı ya da mevcutta kullandıkları ilaçları bırakmamalıdır. Bu durum, tedavinin gidişatını sekteye uğratabilir.
Tüm bunların yanı sıra, hastalar, doktorları aksi yönde bir öneride bulunmadıkça özellikle yüksek tansiyonu kontrol altına almak için kullanılan ilaçları kullanmaya ara vermemelidir. Böbrek hastalarında kan basıncının dengelenmesi için kullanılan bu ilaçların bırakılması; kalp krizi, inme ya da böbrek fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir. Ayrıca, bağışıklık baskılayıcı ilaçların bırakılması da nakledilen böbreğin kaybına yol açabilir.
Böbrek Hastalarının COVID-19’a Karşı Alması Gereken Önlemler Nelerdir?
COVID-19 hâlen uzun vadeli etkileri bilinmeyen bir hastalıktır. Ayrıca, hastalığın seyri hastadan hastaya farklılık göstermekte ve henüz bilinen kesin bir tedavi bulunmamaktadır. Bu nedenle, toplum sağlığının korunması ve salgının kontrol altına alınması için gereken önlemler toplumun tamamı için aynıdır. Maske kullanımı, sosyal mesafe ve el hijyeni herkesin uyması gereken kuralların başında gelir. Buna ek olarak, kalabalık yerlere girmekten kaçınılması, toplu taşıma ve iş yerlerinde geçerli olan kurallara uyulması ve ev ziyaretlerinde bulunulmaması gibi virüsün yayılmasını en aza indirmeyi hedefleyen önlemler de herkes için geçerlidir.
Aynı zamanda, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanan kişiler başta olmak üzere risk grubunda olan ve çalışan kişilerin evden çalışma koşullarını değerlendirilmesi, toplu taşıma ve kalabalık yerlerden uzak durması, maske kullanımı ve el hijyenine azami ölçüde dikkat etmesi kritik önem taşır.
COVID-19 Açısından Akut ve Kronik Böbrek Hastaları Arasında Farklılık Var mıdır?
Akut böbrek yetmezliği ve kronik böbrek hastalığı, böbrekle ilişkili iki farklı sağlık sorunudur. Akut böbrek yetmezliği aniden gelişen bir hastalıktır, ancak zaman içerisinde kronik böbrek hastalığına dönüşebilir. Bu iki hastalıkta da böbreğin eski sağlıklı haline tekrar kavuşması mümkün değildir. COVID-19 hastalarında akut ya da kronik böbrek sorunlarının enfeksiyondan etkilendiğinin işareti ise hastaların idrarında kan tespit edilmesidir. Bu durumda, vakit kaybedilmeden gerekli önlemler alınmalıdır.
Akut böbrek yetmezliğine sahip hastaların COVID-19 hastalığına yakalanması durumunda, düzenli doktor kontrolünde olmaları oldukça önemlidir, çünkü akut böbrek yetmezliği; COVID-19 enfeksiyonu sırasında kronik böbrek hastalığına dönüşme riski taşır. Benzer şekilde, akut böbrek yetmezliği tanısı olmayan ancak idrarında kan ya da protein tespit edilen hastalar da kronik böbrek hastalığı ya da böbrek iflası riski nedeniyle yakın takibe alınmalıdır.
Böbrek Hastaları COVID-19’a Yakalandığında Ne Yapmalıdır?
Kronik ya da akut böbrek hastası kişilerin COVID-19 temaslısı olması ya da virüse yakalanması halinde, vakit kaybetmeden sağlık çalışanları ile irtibata geçmeleri gerekmektedir.
Kişi;
- 37.5 derece üzeri ateş
- Sürekli öksürük
- Koku ya da tat duyusunda kayıp
- Kas ve eklemlerde ağrı belirtilerinden herhangi birini gösteriyorsa en hızlı şekilde bir test merkezine başvurarak COVID-19 testi yaptırmalıdır.
Testin sonucunun pozitif çıkması halinde, hastaların tamamına karantina uygulanır. Özellikle risk grubunda olan hastalarda belirtilerin şiddetinin artması kritik bir durum olduğundan, hastalar belirtilerin şiddetinde herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde, acilen en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı ya da 112’yi aramalıdır.
Diyaliz tedavisi gören hastaların COVID-19 virüsüne yakalanması durumunda ise diyaliz merkezlerine haber vermeleri ve COVID-19 pozitif oldukları süre boyunca diyaliz tedavilerini alabilmek için diyaliz merkezi ile irtibatta kalmaları gerekir. Hastalar bu süre içerisinde böbrek tedavilerini hiçbir koşulda aksatmamalıdır.
Böbrek Hastaları ve COVID-19 Tedavisi
COVID-19 hastalığının seyri hastadan hastaya farklılık gösterir. Bir hastanın risk grubunda olması hastalığı mutlaka ağır geçireceği anlamına gelmez. Bu nedenle, COVID-19 hastalığına yakalanan böbrek hastalarının tedavisi hastanın belirtilerine göre farklılık gösterebilir. Burada önemli olan nokta, risk grubundaki hastaların sürekli gözetim altında tutulması ve kan ve idrar değerlerinin takip edilmesidir. Türkiye’de COVID-19 tedavisinde verilen ilaçların böbrek hastaları tarafından kullanıp kullanılmayacağına da aynı şekilde sağlık personeli ile birlikte karar verilmelidir.
Hastaların halihazırda kullandıkları ilaçların dozlarının ayarlanması ya da ilaçların COVID-19 enfeksiyonu süresince kesilip kesilmeyeceği de hastalığın seyrine ve uzmanların gerekli görüp görmemesine bağlıdır. Hastaların kendi kendilerine ilaçlarını kesinlikle bırakmaması ya da doz ayarlaması yapmaması gerekir.
Böbrek Hastaları ve COVID-19 Hakkında Sık Sorulan Sorular
Özellikle diyalize ihtiyaç duyan böbrek hastalarının bağışıklık sistemi zayıf olduğundan, bu hastalar için enfeksiyonlarla savaşmak herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilerden daha zor olabilir. Hastaların aynı zamanda ikinci bir risk grubu olan ileri yaşta olması da riski artıran bir durumdur. Benzer şekilde, diyaliz tedavisi gören hastaların sık sık evden çıkması, toplu taşıma kullanması ve diyaliz merkezine gitmesi gerektiğinden, COVID-19 virüsüne yakalanma ihtimalleri artar.
Akut böbrek yetmezliğine sahip hastaların COVID-19 hastalığına yakalanması durumunda, düzenli doktor kontrolünde olmaları oldukça önemlidir, çünkü akut böbrek yetmezliği; COVID-19 enfeksiyonu sırasında kronik böbrek hastalığına dönüşme riski taşır. Benzer şekilde, akut böbrek yetmezliği tanısı olmayan ancak idrarında kan ya da protein tespit edilen hastalar da kronik böbrek hastalığı ya da böbrek iflası riski nedeniyle yakın takibe alınmalıdır.