Halk arasında “kalpte delik” olarak bilinen Atriyal Septal Defekt (ASD) tedavi edilmediği takdirde kalbin normal kan akışını bozabilir. Bu durum pulmoner hipertansiyon, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve hatta felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Düzensiz kalp atışları, sık soluma, akciğer enfeksiyonları ASD belirtileri arasında yer alır.
Atriyal septal defekt (ASD), doğuştan gelen bir kalp rahatsızlığıdır. Tıbbi literatürde konjenital kalp hastalığı olarak adlandırılır. ASD, kalbin iki üst odası olan atriyumlar arasındaki septumda doğuştan oluşan bir açıklıktır. Bu delik, kalbin üst odacıklarını (atriyumları) ayıran duvarda bulunur. Delik küçük ya da büyük olabilir ve zamanla kendiliğinden kapanabileceği gibi cerrahi müdahale de gerekebilir.
Hamilelik sırasında bebeğin kalbi gelişirken, atriyumlar arasında geçici açıklıklar oluşur. Bu açıklıklar genellikle doğumdan önce ya da hemen sonra kapanır. Ancak bu açıklıklardan biri kapanmadığında ASD oluşur. ASD’nin nedenleri çoğu zaman bilinmemektedir. Bazı durumlarda genetik veya kromozomal değişiklikler bu defekte yol açabilir. Annenin çevresel etkileri, tükettiği gıdalar, içecekler veya kullandığı ilaçlar da risk faktörleri arasında sayılabilir.
Çocuklukta tedavi edilmeyen ASD, ileriki yaşlarda anormal kalp ritmi (atriyal aritmi) ve kalbin kan pompalama yetisinde sorunlar gibi sağlık problemlerine neden olabilir.
Büyük ya da tedavi edilmemiş ASD'lerde şu belirtiler görülebilir:
ASD, atriyal septumdaki konumuna göre dört ana türe ayrılır:
En yaygın türdür ve atriyal septumun orta kısmında yer alır.
Atriyal septumun alt kısmındadır. Bu türde genellikle başka kalp kusurları da bulunur ve genellikle Down sendromu ile ilişkilidir.
Nadir görülen bir türdür. Septumun üst ya da alt arka kısmında yer alır ve sıklıkla başka kalp yapısal değişiklikleriyle birlikte görülür.
Koroner sinüs ASD: En nadir türdür ve tüm ASD vakalarının %1’inden azını oluşturur. Koroner sinüs ile sol atriyum arasında eksik veya tamamlanmamış bir duvar bulunur. Genellikle karmaşık konjenital kalp hastalıklarıyla birlikte görülür.
Bazı ASD’ler tedavi gerektirmeden kendiliğinden kapanabilir. Küçük ASD’lerin, yaşamın ilk 18 ayında kendiliğinden kapanma ihtimali %80’e kadar çıkabilir. Ancak 3 yaşına kadar kapanmayan ASD’ler genellikle cerrahi müdahale olmadan kapanmaz.
Tedavi edilmeyen ASD, kalbin normal kan akışını bozabilir. Bu durum pulmoner hipertansiyon, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve hatta felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
ASD, çocuklardaki konjenital kalp hastalıklarının %8-10’unu oluşturarak en yaygın türlerden biridir. ASD’nin belirtileri çoğu bebekte görülmez; semptomlar genellikle yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. ASD'nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir arada etkili olduğu düşünülmektedir.