Cilt hastalıkları günümüzde oldukça sık görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen sağlık sorunlarının başında gelir. Özellikle çocukluk çağından itibaren ataklar hâlinde görülen cilt döküntüleri ile seyreden hastalıklar, bazı alerji temelli sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Günümüzde sık görülen cilt hastalıklarından biri atopik dermatittir.
Atopik Dermatit Nedir?
Atopik dermatit; sıklıkla çocukluk çağında başlayan, vücudun belirli bölgelerinde ciltte kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık ile seyreden kronik bir deri hastalığıdır. Genellikle alerjik bünyeye sahip kişilerde görülen atopik dermatit; temelde vücudun bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine reaksiyon göstermesine bağlı gelişen, otoimmün bir kökene sahiptir. Bu özelliği nedeniyle, atopik dermatit hastalarında ilerleyen dönemde astım ve saman nezlesi gibi alerjik kökenli hastalıkların ortaya çıkma ihtimali yüksektir.
Atopik Dermatit Neden Olur?
Günümüzde atopik dermatitin gelişme nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte yapılan araştırmalar, hastalığın gelişmesinde etkili olan bazı mekanizmaları aydınlatabilmiştir. Bu doğrultuda; cilt dokularında gelişen alerjik iltihabi reaksiyonların ciltte kuruluk, kaşıntı, kızarıklık gibi bulgulara yol açtığı gözlemlenmiştir. Yine araştırmalar, ciltte gelişen bu problemler nedeniyle cilt bütünlüğünün zedelendiğini ve cilt enfeksiyonlarına yatkınlık oluşturduğunu ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanda ailesinde egzama, alerji, astım gibi otoimmün hastalıklara sahip yakınları olan bireylerin atopik dermatit geliştirme ihtimalinin daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Atopik dermatit nedeniyle cilt dış etkenlere karşı direncini kaybettiğinden, bazı çevre şartlarında cilt bulgularının gelişmesi kolaylaşır. Bu anlamda, aşağıdaki koşullar atopik dermatit gelişimini tetikleyebilir:
- Çok sıcak suyla duş veya banyo yapılması,
- Cildin uzun süre kaşınması,
- Terleme,
- Çok sıcak veya soğuk hava,
- Kuru hava,
- Sabun, dezenfektan veya deterjan gibi ciltte tahriş yapabilen maddeler,
- Çamur, kum, toz veya duman gibi çevre kaynaklı tahriş edici maddeler,
- Yün veya sentetik kıyafetler,
- Fiziksel veya duygusal stres,
- Parfüm,
- Polen,
- Küf.
Atopik Dermatit Belirtileri Nelerdir?
Atopik dermatit; vücudun belirli bölgelerinde ortaya çıkan, kızarık ve kaşıntılı cilt lezyonlarıyla kendini gösterir. Cilt bulguları genellikle ataklar hâlinde ortaya çıkarken, ataklar arası dönemde ciltte iyileşme dönemleri görülür. Atopik dermatit semptomlarının vücuttaki dağılımı ve şiddeti yaşa bağlı olarak farklılık gösterebilir. Aşağıdaki belirtiler atopik dermatit hastalığına sahip kişilerde sıklıkla izlenebilir:
- Kaşıntı,
- Çok kuru cilt,
- Kızarıklık ve hassasiyet,
- İkincil gelişen enfeksiyonlara bağlı olarak iltihabi akıntı, ağrı, deride sıcaklık artışı.
Cilt bulguları bebeklik döneminde saçlı deri, yanaklar, kol ve bacaklarda yoğunluk gösterir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte lezyonlar dirsekler, dizler, ense ve göz çevresinde de ortaya çıkabilir. Bu lezyonlar kaşındıkça deri sertleşip, rengi koyulaşabilir. Yetişkinlerde ciltte çevresel etkenlerin etkisiyle ataklar hâlinde döküntü çıkabilir ve yaygın egzama izlenebilir.
Atopik Dermatit Tanısı Nasıl Konur?
Atopik dermatit teşhisi, genellikle hekim tarafından yapılan fizik muayene incelemesinde tespit edilen bulgulara dayanılarak konur. Hekim gerekli gördüğü hâllerde farklı alerjik problemlerin ekarte edilmesi adına bazı kan tahlilleri isteyebilir. Ciltte alerjik reaksiyonu tetikleyebilecek etkenlerin tespit edilmesi adına deri yama testine başvurulabilir. Bu testte, insanlarda alerjik reaksiyona neden olduğu bilinen çeşitli maddeler ciltte belirli bölgelere uygulanır ve kişinin hangi maddelere karşı alerjisi olduğu tespit edilebilir. Kişinin test sonucunda belirlenen alerjenlerden günlük hayatta kaçınması, rahatsızlığın kontrolü adına son derece önemlidir.
Atopik Dermatit Tedavisinde Neler Yapılır?
Mevcut klinik yaklaşımda atopik dermatitin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Tedavide asıl hedeflenen, klinik belirtilerin kontrol altına alınarak şikâyetlerin giderilmesi ve hayat kalitesinin artırılmasıdır. Buna yönelik olarak hastalara çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri önerilir ve ilaç tedavisi verilir.
Kaşıntı şikâyetinin azaltılması, cildin tekrarlayan fiziksel travmalara uğramasını önleyerek muhtemel cilt enfeksiyonlarının gelişimine karşı korur. Bu amaçla hastalara kortikosteroid içerikli kremler, şiddetli vakalarda ağızdan alınan kortikosteroid ve antihistaminik ilaçlar reçete edilebilir. İkincil gelişen enfeksiyonların tedavi edilmesi için antibiyotik ilaçlar tedaviye eklenebilir. Tedaviye yanıt vermeyen vakalarda ise bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara başvurulabilir.
Bunların yanında; cildin sık sık, özellikle banyo yapıldıktan hemen sonra nemlendirilmesi, bol sıvı tüketilmesi, bulunulan ortamın nemlendirilmesi, bol ve rahat kıyafetlerin tercih edilmesi ve cildin sık kaşınarak irrite edilmesinden kaçınılması, lezyonların hafifletilmesine faydalı olan yaşam tarzı değişiklikleri arasında yer alır. Ek olarak, şikâyetleri tetiklediği bilinen çevre faktörlerinden de uzak durulması gerekir.
Atopik dermatit seyrinde, uzun dönemde hastalarda astım, uzun süreli kaşıntıya bağlı nörodermatit gibi cilt hastalıkları, tahriş olan ciltte ikincil gelişen deri enfeksiyonları, kimyasal maddelerle temas sonucu alerjik kontakt dermatit veya irritan dermatit gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.