entry image

İnfertilite nedenleri nelerdir?

İnfertilite halk arasında kısırlık şeklinde tabir edilen, genellikle erkek ve kadına bağlı farklı nedenleri olan bir durumdur. Çiftlerin bir yıl boyunca düzenli ilişkiye girmelerine rağmen gebeliğin mümkün olamaması durumu olarak bilinen infertilite, özellikle ilerleyen yaşla birlikte kendini daha sık gösterir. İnfertilite durumunun en önemli belirtisi hamile kalmamaktır ancak bu duruma farklı semptomlar da eşlik edebilir. Kısırlık her iki bireyin de değerlendirilmesiyle tespit edilir ve çoğu zaman altta yatan nedene göre uygun bir tedavi planı oluşturulur.

İnfertilite nedenleri nelerdir?

Bir çeşit üreme sistemi rahatsızlığı olan infertilite kısaca gebe kalmaya mani olan bir problemdir. Kısırlık, kadın ya da erkeğin sağlık sorunlarından veya hamileliği engelleyen faktörlerin bir karışımı nedeniyle ortaya çıkabilir.

Yaş, stres, sigara, alkol kullanımı, sağlıksız beslenme ve aşırı kilo kısırlık açısından risk faktörleri arasında sayılabilir. Erken teşhis, hem tedavi şansını artırır hem de tedavinin kısa sürede gerçekleşmesine zemin hazırlar. Kısırlığın kadın ve erkek açısından çeşitli nedenleri ve tedavi yöntemler bulunur.

Kadınlarda kısırlık nedenleri şunlar olabilir;

  • Yumurtlama problemleri (polikistik over sendromu, hormonal düzensizlikler, tiroid problemleri) 
  • Ameliyat kaynaklı yara izleri
  • Servikal musuk sorunları
  • Tüplerde tıkanıklık (pelvik enfeksiyon, endometriozis) 
  • Rahim problemleri (miyom, yapışıklıklar, doğumsal anomaliler) 
  • Yaşın ilerlemesi (özellikle 35 yaş sonrası yumurta kalitesi düşer)
  • İlaçlar (anti-inflamatuar ilaçlar, kemoterapi, nöroleptik ilaçlar vs.)

Erkeklerde kısırlık nedenleri şunlardır;

  • Düşük kaliteli sperm
  • Sperm şekil bozuklukları
  • Testislerin hasar görmesi (enfeksiyon, yaralanma, doğuştan gelen kusurlar, testis ameliyatı gibi)
  • Hormonal sorunlar
  • Klinefelter sendromu gibi bazı kromozomal bozukluklar
  • İnmemiş testisler
  • Boşalma problemleri (erken boşalma, sertleşme sorunu, geriye boşalma)
  • Kistik fibrozis gibi genetik bozukluklar

Çocuk sahibi olamayan çiftlerin, jinekoloji ve üroloji uzmanlarına başvurmaları önerilir. Tedavi yöntemleri, altta yatan nedene göre değişebilir. Kısırlık tedavisinde genellikle hormon tedavisi, tüp tedavisi, cerrahi müdahaleler veya yardımcı üreme tekniklerine başvurulur.  Ayrıca kısırlık tedavisinde sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme tedavinin gidişatı açısından önemli bir yer tutar. Bu sebeple kısırlık belirtileri yaşayan çiftlerin infertilite sebepleri araştırılmalı ve uygun tedavilerle gebelik mümkün hale getirilmelidir. Bu amaçla alanında deneyimli bir uzmana başvurmak ve takibi altında olmak önemlidir.

İnfertilite risk faktörleri nelerdir?

İnfertilite, yani kısırlık, bir çiftin düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edememesi durumu şeklinde açıklanabilir. Bu durumun altında çeşitli risk faktörleri yer alır. Özellikle kadınlarda yaş oldukça önemli bir risk faktörüdür; 35 yaşın üzerindeki kadınlarda yumurta kalitesi ve rezervi azalır ve doğrudan hamilelik ihtimalleri azalır. Hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PKOS), rahim veya tüp hastalıkları da infertiliteye yol açabilir. Sigara, alkol ve aşırı kafein tüketimi, obezite veya çok düşük vücut ağırlığı gibi yaşam tarzı faktörleri de üreme sağlığını olumsuz etkileyen durumlar arasında yer alır. Bu durum erkeklerde; sperm sayısı, hareketliliği ve şekli gibi sorunlara bağlı olarak kısırlık riskini belirler. Sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı, yüksek sıcaklığa maruz kalmak, enfeksiyonlar, ilaçlar ve bazı kronik hastalıklar sperm kalitesini düşürebilir.  Üreme sağlığını etkileyen birçok faktörden söz etmek mümkündür.

İnfertilite açısından bazı risk faktörleri şöyle sıralanabilir;

İlerleyen yaş

Yaşın ilerlemesi ile doğurganlık giderek azalmaya başlar. Özellikle 35 yaşından sonra doğurganlık oranı düşer.

Obezite

Aşırı kilo üreme sistemini etkileyen risk faktörleri arasında yer alır. Kadınlarda aşırı kilonun yanı sıra aşırı zayıflıkta yumurtlama problemlerine neden olabilir.

Tüplerde problemler

Pelvik enfeksiyonlar, endometriozis veya önceki ameliyatlar nedeniyle tüplerin tıkanması veya hasar görmesi infertilite durumuna yol açabilir.

Enfeksiyonlar

Cinsel yolla bulaşan birçok enfeksiyon doğurganlığa zarar verebilir.

Rahim sorunları

Kadınlarda polip, miyom veya servikal mukus sorunları da bunlardan bazılarıdır.

Zararlı alışkanlıklar

Sağlıksız beslenme aşırı alkol, sigara kullanımı gebe kalma şansınızı etkiler ve sperm kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Tıbbi durumlar

Bağışıklık sistemi hastalıkları, tiroid problemleri gibi bazı tıbbi durumlar üreme sağlığını etkileyebilir.

Sperm problemleri

Spermde hareket ya da şekil bozukluğu, sperm sayısında düşüklük doğurganlığı etkileyebilir.

Çevresel faktörler

Özellikle erkeklerde doğurganlığı etkileyen bu durum pestisitlere, metallere ve çözücülere maruz kalmanın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

Stres

Aşırı stres altında kalmak yumurtlamayı ve sperm üretimini olumsuz etkileyen durumlardan biridir.

İnfertilite olduğunu nasıl anlarız?

Gebeliğin sağlanamaması halinde kadın ve erkek her ikisi de ayrı ayrı detaylı bir şekilde muayene edilir. Özellikle erkeklerde teşhis konabilmesi için fiziksel muayene yapılması gerekir. Ayrıca sperm testi vasıtasıyla sperm kalitesi, spermde bir bozukluğun varlığı tespit edilebilir. Kadınlarda ise jinekolojik bir muayene ile rahim sağlığı ve vajina sağlığı değerlendirilir. Ayrıca çeşitli kan testleri, radyolojik görüntüleme ve ultrasonografi gibi yöntemlerle gerekli gözlemler yapılabilir.

İnfertilite durumunda şu durumlar belirteç olabilir;

  • Gebeliğin düzenli ilişkiye rağmen mümkün olmaması
  • Adet döngüsünden düzensizlik, aşırı kanma ve ağrılı dönemler
  • Kadınlarda ilişki esnasında ağrı
  • Erkek tipi saç dökülmesi
  • Erkeklerde sperm sayısında düşüşler ya da sperm hareket bozuklukları
  • Testislerde ağrı ve şişlik oluşumu
  • Boşalma esnasında sperm azlığı
  • Erkeklerde akıntı

Özetle, 1 yıl boyunca korunmasız ilişkiye rağmen gebeliğin sağlanamadığı durumlarda infertilite açısından uzman bir hekime başvurulması gerekir.  Erken teşhis, tedavide başarıyı arttıran önemli bir husustur.

Paylaş

Benzer İçerikler

İkinci Görüş Alın

hastane

En Fazla Görüntülenenler