Saç ekimi, her saç dökülmesi tipi için uygun bir tedavi yöntemi değildir. Bu nedenle, saç ekimi planlanmadan önce, saç durumunun ve kişinin saç dökülmesinin detaylı bir analizi önemlidir. Saç ekimi genellikle yalnızca erkek tipi kellik (genetik hastalarına önerilir. Saç ekimi, androjenik saç dökülmesine karşı en etkili yöntemlerden biridir, ancak risksiz değildir. Hastaların karşılaştığı en büyük risk, saç ekimini uygulayan cerrahın yeterince kalifiye olmamasıdır. Ayrıca saç ekimi ameliyatının ardından ağrı, kaşıntı, işlem sonucundan memnuniyetsizlik gibi şikayetler, enfeksiyon, yara açılması veya cilt nekrozu gibi cerrahi komplikasyonlar şeklinde bazı komplikasyonlar görülebilir.
Saç ekimi sonrası yaşanan yan etkiler şunları içerebilir:
Diğer birçok operasyonda olduğu gibi, saç ekimi sırasında da enfeksiyon riski vardır. Ancak bu risk nispeten düşüktür çünkü saç derisinde güçlü bir kan dolaşımı vardır.
Ameliyat sonrası, kafa derisine yanlışlıkla travma uygulanması nedeniyle kanama olasılığı vardır.
Ameliyattan sonra alın ve göz çevresinde şişlikler oluşabilir, ancak bunlar genellikle birkaç gün içinde kaybolur.
Ameliyattan hemen sonra hastada geçici bir gerginlik ve uyuşukluk hissi olabilir.
Saç ekimi sonrası yaranın kapanması bir süre ağrılı olabilir.
Tedavi bölgesinde küçük kabuklanmalar oluşur ve 1-2 hafta sonra düşer. Ayrıca küçük iltihaplar veya sivilceler de oluşabilir.
Kıl alma bölgesinde, şok dökülme adı verilen bir durum meydana gelebilir. Bu durum, kılların alındığı bölgedeki doku travmasını ifade eder ve bu da bu bölgelerde kıl dökülmesine neden olur. Çoğu durumda, bu etki geçicidir.
Ameliyat sonrası saç dökülmesi, hastaların büyük çoğunluğunda 1-6 hafta sürer. Bu, deri nakli yapılan bölgenin geçici olarak kan akışını kaybetmesinden kaynaklanır ve kalıcı bir komplikasyon değildir.
Son derece nadir görülen bir yan etki olmasına rağmen, bazı hastalarda işlemden sonra 2-3 gün boyunca devam eden öksürük veya hıçkırık olduğu bilinmektedir. Bunun nedeni bilinmemektedir. Ancak, bu durum geçicidir ve hastaya zarar vermez.
Saç ekimi, ailesel olarak görülen kalıcı kellik sorunu yaşayan kişilere uygundur. Genellikle kellik sorununa neden olan alopesi areata gibi diğer saç dökülme tiplerine sahip kişiler için uygun değildir.
Saç ekiminin çoğu komplikasyonu önlenebilir. Ameliyat öncesi detaylı öykü, doğru danışmanlık ve görüşme, doğru planlamaya yardımcı olur ve hasta memnuniyetsizliğini önler.
Lokal anesteziklere karşı reaksiyonlar genellikle psikojeniktir ve korku kaynaklıdır. Gerçek alerjik reaksiyonlar nadirdir. Her hastada duyarlılık testi yapılması önerilir.
Uzun ameliyatların sonunda, ağrı, düşük tansiyon, yeterli sıvı alınmaması, hipoglisemi veya kullanılan lokal anestezi nedeniyle görülebilir. Hidrasyon sağlamak, ani duruş değişikliklerinden kaçınmak ve gerekli ilaçları kullanmak riski azaltır.
Yaygın bir komplikasyondur. Geniş alan, kanama, yara gerginliği veya uzun seanslar ağrıyı artırabilir. Adrenalinli lokal anestezi, buz torbası ve vibratör kullanımı ağrıyı azaltır. Ameliyat sonrası steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar ve diğer analjezikler ile kontrol sağlanabilir.
Alıcı bölgede görülebilir. Ödemi azaltmak için bazen oral steroidler kullanılır.
Hem alıcı hem donör bölgede yaygındır. Kuruma ve kabuklanma kaşıntıya sebep olur. Tuzlu su spreyi, baş yıkama, oral antihistaminikler ve topikal aloe vera ile kaşıntı kontrol altına alınabilir
Nadir görülür ve 2-3 gün sürebilir. Nedeni, diyaframın frenik sinir aracılığıyla uyarılması olabilir.
Alıcı ve donör bölgelerde lokal enfeksiyon görülebilir, sıklığı nadirdir (%1’den az). Nedeni yetersiz hijyen, aşırı kabuklanma veya var olan tıbbi durumlar olabilir. Belirtiler arasında lokal kızarıklık, hassasiyet, papül veya püstüller ve bazen apse bulunur. Çok nadir durumlarda sistemik enfeksiyon (septisemi) rapor edilmiştir.
Erken yaşta saç ekiminin zararlarını önlemek amacıyla genç yetişkinlere cerrahi olmayan yöntemler önerilebilir. Erken yaşta saç ekiminin olası zararları şöyledir:
Greft ekilen bölgelerdeki saç yoğunluğu zamanla değişebilir ve etrafındaki kellik ilerledikçe doğal olmayan bir görünüm oluşabilir. Bu risk, saç dökülme düzeni henüz stabil olmayan genç hastalarda daha yüksektir.
Erken yaşta yapılan saç ekiminde donör bölgede fazla sayıda folikül kullanılması, ilerleyen dönemlerde yeni saç restorasyon seçeneklerini sınırlayabilir.
İstenilen estetik sonucu korumak için ek seanslarla tekrar greftleme yapılması gerekebilir.
Optimal olmayan estetik sonuçlar, hastada öz saygı ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz psikolojik etkiler yaratabilir. Bu durum, fiziksel komplikasyonlar kadar önemlidir ve sıklıkla yeterince dikkate alınmaz.