Gülüş Estetiği

Gülüş Estetiği



Tıbbi uygulamaların ve teknolojinin gelişmesiyle estetik alanında da oldukça önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve geçmişe oranla daha tatmin edici sonuçlar elde edilmeye başlanmıştır. Estetik bir görünüm kazanılmasında önem verilen konuların başında estetik yönden başarılı bulunan bir gülüşe sahip olunması yer alır. Özellikle magazin dünyasındaki ünlü simaların estetik yönden tatmin edici görünümlerinin kişiler tarafından özenilmesi gülüş estetiği alanındaki gelişmeleri tetiklemiştir.

Gülüş Estetiği Nedir?

Güzel bir gülüş dendiğinde ilk önce güzel dişler akla gelir. Ancak güzel bir gülüşü oluşturan tek unsur kişinin dişlerinin güzelliği değildir. Düzgün sıralanmış, sağlıklı, beyaz dişlerin yanı sıra sağlıklı, düzgün şekle ve renge sahip diş etleri ile kişinin yüzüne uygun düzgün dudak yapısı gibi unsurların bir bütünlük içinde olması kişinin en ideal gülüşe sahip olmasını mümkün kılar. Kişilerde estetik yönden başarılı bir gülüşün elde edilmesi için gülüşü oluşturan tüm bu parametrelerin değerlendirilmesi ve kişi özelliklerine göre bir tedavi planının belirlenmesi gerekir.

Gülüş estetiğinin sağlanması için yapılan tüm bu tıbbi müdahaleler gülüş tasarımı kapsamında değerlendirilebilir. Burada temel amaç kişinin kendi talepleri doğrultusunda yeni bir gülüşün tasarlanarak, çeşitli müdahalelerle elde edilmesidir.

Gülüş Estetiği Kapsamında Hangi Yöntemlerden Yararlanılır?

Kişilerin gülüşlerinde beğenmediği yerler çok farklı olabildiğinden, gülüş tasarımı kapsamında uygulanan yöntemler de kişiden kişiye farklılık arz eder. Bu bağlamda, dişlerinde renk değişikliği olan birinde diş beyazlatma, gülüş tasarımının önemli bir aşamasını oluştururken bir başkasında dişte çapraşıklık ve boyut farklılıkları nedeniyle ortodontik tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekebilir. Bu bakımdan gülüş estetiği uygulamaları; diş hekimliğinin restoratif diş tedavisi, periodontoloji, ortodonti, ağız-diş-çene cerrahisi gibi farklı disiplinlerinin iş birliği içinde uygulanmasını gerektiren disiplinler arası bir yaklaşımla hastalarda tatbik edilir. Yine gülüş estetiği kapsamında hastalarda dermatoloji, kozmetik, kulak-burun-boğaz gibi farklı bilim dallarının tedavi yöntemlerinden yararlanılması söz konusu olabilir.

Bu doğrultuda, estetik bir gülüş sağlamak amacıyla yapılan pek çok tedavi seçeneği arasında diş estetiği uygulamaları başı çekmektedir. Diş estetiği kapsamında en çok başvurulan tedavi yöntemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Diş yapısındaki şekil ve renk bozukluklarını, dişlerdeki çapraşıklıkları veya diş eksikliklerini gidermek amacıyla yapılan zirkonyum veya porselen kaplamaların uygulanması
  • İmplant uygulanması ve porselen lamine işlemi yapılması
  • Diş renginden şikayetçi olan hastalara diş beyazlatma işlemi yapılması
  • Çürük, travma, genetik, çevresel etmenler gibi sebeplerle bozulmuş dişlere kompozit dolgu ve kompozit lamina uygulanması
  • Çapraşıklıkları gidermek amacıyla ortodontik tedavilerin (sabit diş telleri veya şeffaf plaklar) ugulanması


Gülüş estetiğinin bir diğer önemli parçası ise pembe estetik olarak da bilinen diş eti estetiğidir. Diş çevresindeki diş etlerinin estetik görünmesi için yapılan çeşitli işlemler diş eti estetiği kapsamında değerlendirilir. Diş eti estetiğinde amaçlanan şey diş etlerindeki asimetriler, renk bozuklukları, diş eti çekilmesi veya şekil bozuklukları nedeniyle gelişen kozmetik problemlerle diş etlerinin diş yüzeylerini olması gerekenden fazla örtmesi hallerinde (gummy smile) diş etlerinin yerinde yapılan müdahalelerle yeniden düzenlenmesidir. Bu anlamda en sık uygulanan yöntemler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Diş etlerinin belirlenen kısmının cerrahi olarak çıkarıldığı gingivektomi işlemi
  • Diş etlerinin daha estetik görünmesi için şekil değişikliğinin yapıldığı gingivoplasti işlemi
  • Lazer uygulamaları
  • Koterizasyon uygulaması
  • Diş eti çekilmelerinde uygulanan flap cerrahileri


Gülüş Estetiği Uygulanırken Dikkat Edilmesi Gereken Konular Nelerdir?

Gülüş estetiği uygulamalarında öncelikli olarak kişilerin ağız ve diş gelişiminin tamamlanmış olması gerekir. Bu anlamda genç yaştaki hastalarda ağız yapısının kemik gelişimi ile orantılı olarak sürekli değişime uğraması ve diş gelişiminin devam etmesi nedeniyle, erken dönemde estetik bir müdahalenin yapılması anlamlı değildir. Gülüş tasarımının, genellikle büyüme ve gelişmenin tamamlandığının kabul edildiği 18 yaş ve üzeri hastalarda uygulanması esastır.

Bunun yanında kişilerde altta yatan sağlık sorunlarına bağlı olarak kemik ve diş dokuları ile diş eti yapısının etkilendiği durumlarda, öncelikli olarak altta yatan hastalığın tedavisinin yapılması, gülüş estetiği uygulamalarının başarıya ulaşmasında önem teşkil eder. Ağız ve diş yapısını etkileyecek cerrahi girişimlerin veya tedavi uygulamalarının planlandığı hastalarda, gülüş tasarımının tedavi sonrasına kadar ertelenmesi gerekir.

Oluşturma: 08.09.2021 02:42
Son Güncelleme: 01.11.2023 10:42
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-