Alkol Kullanım Bozukluğu

Alkol Kullanım Bozukluğu



Ne kadar içki içmek “normal”dir?

Günde 1-2 kadeh içki almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğine işaret eden bilimsel araştırmalar vardır. Sonuçları itibariyle alkol kullanımı geniş bir yelpaze oluşturur. Alkolü, seyrek olarak az miktarda problemsiz olarak kullanan pek çok insan olduğu gibi bu nedenle zaman zaman başı derde giren kişiler ve yelpazenin en ucunda alkolsüz yaşayamaz hale gelen insanlar vardır.

Alkol kullanımının tıbbi olarak kabul edilen normal sınırı günde erkekler için 2, kadınlar için 1 içkidir. Birim olarak 1 içki, kabaca, bir kutu yada şişe biraya, bir bardak şaraba ya da 45 ml'lik bir “tek” sert içkiye (votka, viski vb) eşittir. Bu şekilde hesaplandığında alınan içkinin türünün hiç bir önemi yoktur. Yani üç bira içmekle üç tek votka içmek aynı miktarda alkol alınmasını sağlar ve aynı etkiyi yapar. Dolayısıyla birayı bu bağlamda zararsız bir meşrubat gibi görmek anlamsızdır.

Alkol kullanımının bir kişide problem haline geldiğini ne zaman söyleyebiliriz?

Alkolizm deyince zihinlerde, parklarda ispirto şişesine sarılıp sızan ağır alkol bağımlıları canlanır ve kişiler kolayca kendilerinde “ alkol problemi olmadığını ” söylerler. Oysa alkol kullanmanın problem haline dönüşmesi için kişinin sürekli alkol alıyor olması bile gerekmez. Kişi, zaman zaman kullansa da, alkol almaya bağlı olarak aşağıdaki problemlerden birisini dahi zaman zaman yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek düzeyde alkol kullanma problemi var demektir:

1. İşte, okulda ya da evde üstüne düşen görevleri tekrarlayıcı bir biçimde aksatma: Kişi alkol nedeniyle zaman zaman işini ya da okulu aksatır. 
2. Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici biçimde alkol kullanımı: örneğin alkol etkisinde iken araba kullanmak. 
3. Alkol ile ilişkili ortaya çıkan yasal sorunlar: örneğin alkollü iken kavgaya karışıp göz altına alınma. 
4. Alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği sürekli ya da tekrarlayıcı insanlar arası sorunlar: örneğin alkol nedeniyle eşle tartışmalara girmek.

Böyle bir kişi, içkinin zararlı sonuçlarını kontrol edemiyor demektir. Bu duruma tıpta “ alkol kötüye kullanımı ” adı verilir.

Alkol bağımlılığı nedir?

Aşağıdakilerden en az üçü varsa alkol bağımlısı tanısı koyarız:

1. Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve sürede alkol almak. Örneğin kişi bir bardak içmek için başlar, ama bir şişe bitirmeden kalkamaz. 
. Kişi bırakmayı istediği ya da defalarca bırakmayı denediği halde yeniden içmeye başlar. Zaman zaman bir kaç gün ya da ay içmeyebilir. Bunu ‘istediği zaman bırakabildiğinin' kanıtı olarak göstermeye çalışabilir. 
3. İçkiye fazla vakit ayırır. Bazıları gün içinde kimseye fark ettirmemeye çalışarak içebilir. 
4. İçki içmeye fırsat bulamadığı sosyal faaliyetleri, hobileri, başka zevk verici aktiviteleri azaltır ya da terk eder. 
5. Alkole bağlı ya da alkolle artan fiziksel (karaciğer hastalığı, yüksek tansiyon, gastrit vb), ya da psikolojik (depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen içmeye devam eder. 
6. Aynı etkiyi almak için içtiği miktarı arttırır ya da başkaları için çok sayılacak miktarlarda içtiği halde etkilenmez (bunu, yanlış olarak iyi bir şeymiş gibi, alkole dayanıklı olduğunun kanıtı olarak öne sürebilir). 
7. Alkol almadığı zaman titreme, terleme, çarpıntı gibi şikayetler yaşar.

Alkol kullanım bozukluğu bir hastalık mıdır?

Alkolizm müzmin (kronik), tekrarlayıcı bir hastalıktır. Bu hastalık ilerleyicidir, yani gittikçe kötüleşebilir. Aralarda kendiliğinden ya da herhangi bir dış etkiyle belirtileri azalsa bile zaman içinde yeniden ortaya çıkabilir. Alkolizm; şeker hastalığı, yüksek tansiyon vb diğer kronik hastalıklar gibi sürekli takibi gerektirir. Aralarda kriz durumları yaşanabilir.

Alkoliklerde alkole karşı fiziksel bir duyarlılığın yanında bütün istenmeyen sonuçlarına rağmen sadece irade gücü ile yenilemeyen bir içme arzusu vardır. Yani bu kişiler alkole bağlı olarak yaşadıkları kötü sonuçlardan ders almazlar ve hatta başlarına gelenlerin gerçek nedeninin alkol olduğunu inkar ederek teselliyi yine alkolde ararlar

Alkol kullanım bozukluğundan kurtulmak mümkün mü?

Toplum, alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf hatta dengesiz olduğunu düşünür. Bir çok alkolik de kendisini böyle görür. Ancak alkolizmin bir hastalık olarak görülmesinden asıl kasıt kişinin alkol karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmesidir. Alkol karşısında güçsüzlüğünü kabul etme ve bu konuda yardım arama, iyiye doğru değişimin ilk adımı ve mutlak şartıdır. Milyonlarca insan bu ilk adımla başlanan yolda alkolün sosyal hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmişlerdir. Hasta olduğunu kabul edip iyileşmeye istekli olan kişiler tedaviden ve adsız alkolikler gibi kendine yardım (self help) gruplarından en iyi yararlanırlar. Ama tedavi için kişinin ‘alkolik' olduğunu kabul etmesi şart değildir. Önemli olan danışma amacı ile de olsa bir uzmana başvurmasıdır. Çünkü tedavicinin görevi kişiyi, eğer varsa, tedaviye ihtiyacı olduğuna ikna etmektir. Bunun belli teknikleri vardır. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki bağımlılık tedavilerinin ve kendine yardım gruplarının etkinliği kesin olarak kanıtlanmıştır.

Bir kişi alkol kullanım bozukluğu olduğunu nasıl itiraf edebilir?

Kendisine ve çevresine karşı dürüst olarak. Bir çok alkoliğe çevresi, hatta doktorlar tarafından alkolik olmadığı, tek ihtiyaç duyduğu şeyin biraz daha irade gücü, çevre değişikliği, istirahat ve yeni hobiler olduğu söylenmiştir. Zaten alkolikler de alkol problemi olduğunu inkar etme eğiliminde olduğu için bu yorumları severek kabul eder. Ama zaman içinde artan problemler gerçeği ortaya çıkarır. Bir çok kişi alkol karşısında aciz olduğunu ve yenik düştüğünü itiraf edene kadar korkunç deneyimler yaşar, maddi ve manevi büyük kayıplara uğrarlar. İnsanlarla ilişkileri bozulur, çalışma hayatları alt üst olur, ruhsal çöküntü yaşarlar. Oysa bu kadar ağır bir bedel ödemeden, alkol içmeyi kontrol edemediğinin farkına varıp yardım arayışına girmek en iyisidir.

Oluşturma: 03.08.2017 04:08
Son Güncelleme: 20.04.2024 12:37
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-