Genetik bir rahatsızlık olan Angelman sendromu, UBE3A adlı bir genin eksik veya hatalı olması durumunda ortaya çıkar. Bu durumda, beyindeki sinir hücreleri düzgün çalışmaz ve bir dizi fiziksel ve zihinsel sorun meydana gelir. Nöbetler, uyku bozuklukları ve beslenme güçlükleri gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Sendromun tedavisi olmasa da fizik tedavi, özel eğitim ve davranış terapisi dahil olmak üzere farklı tedavilerden yararlanılabilir.
Angelman Sendromu Nedir?
Angelman sendromu; mikrosefali, ciddi gelişimsel gecikme ve öğrenme güçlüğü ile karakterize olan ve nadir görülen genetik ve nörogelişimsel bir bozukluktur. Sendromlu kişiler konuşamasa da bu kişilerin çoğu yavaş yavaş el ve kol hareketi yapmak gibi diğer yollarla iletişim kurmayı öğrenir. Bununla birlikte, çocuklar basit dil iletişim biçimlerini anlamak için yeterli dil yeteneğine sahip olabilir.
Sendromun karakteristik bulguları genellikle doğumda belirgin değildir. Bebekler, yaşamlarının ilk 6 ayında beslenmede zorlanabilir. Bu dönemden 2 yaşa kadar gelişim geriliği fark edilir hale gelebilir. Çoğu vakada 1 yaştan sonra sendromun belirtileri ortaya çıkar. Tanı, çoğunlukla 1 ila 5 yaşları arasında konur.
Angelman sendromu, çocuğun neşeli görünümü ve sarsıntılı hareketleri nedeniyle bir zamanlar 'mutlu kukla sendromu' olarak bilinse de tıp literatüründe ilk olarak 1965 yılında İngiliz Dr. Harry Angelman tarafından tanımlanmıştır. Angelman; şiddetli öğrenme güçlüğü, ataksik ve sarsıntılı hareketler, konuşamama ve kolayca kahkaha atma gibi benzer özelliklere sahip üç çocuktaki klinik bulguları bildirmiştir. Üç çocukta da karakteristik EEG görünümü, ince dismorfik yüz özellikleri ve epileptik nöbetler görülmüştür. Tanımlanmasının ardından, 20 yılı aşkın bir süredir nadir görülen bir hastalık olmuştur.
Son yıllarda, Angelman sendromunun klinik fenotipinin daha net bir şekilde tanımlanması ve gelişmiş teşhis testleri, durumun daha iyi tanınmasını sağlamıştır. Nöbetler ile ilişkili spesifik bilişsel ve davranışsal özellikler üzerine yapılan çalışmalar, sendromun yönetimini iyileştirmiş ve etkilenen hastalar için uzun vadeli bilgi elde edilmesine yardımcı olmuştur.
Angelman Sendromu Neden Olur?
Bir çocuk, her ebeveynden bir set olmak üzere iki takım kromozom alır. Angelman sendromuna, 15. kromozomda bulunan UBE3A geninin olmaması veya anormal ekspresyonu neden olur. Genin bir kopyası eksiktir, kopya düzgün çalışmamaktadır veya gen mutasyona uğramıştır. Bu da beyinde yeterli UBE3A proteininin bulunmaması anlamına gelir.
Vakaların çoğu, kromozom 15q11-q13 üzerindeki baskılı bölgeye anneden bir katkının olmamasından kaynaklanır. Anneden gelen 15. kromozomun bir kısmının eksik olması, her zaman kromozomun bozuk olduğu anlamına gelmez. Bu durumda, annenin 15. kromozomu normaldir ancak yumurtanın gelişimi sırasında genetik materyalin bir bölümü kaybolur. Bu kromozomda meydana gelen herhangi bir bozukluk ise çocukta ifade kaybının nedenidir.
Bazı durumlarda ise çocuk, anneden kromozom almazken babadan 15. kromozomun iki kopyasını birden alır. Bu da beyinde UBE3A seviyelerinin normal olmamasına yol açar. Az sayıda bazı vakalarda ise neden bilinmemektedir.
Ek olarak, 15q11-q13 kromozom bölgesinin silinmesi hem Angelman sendromuna hem de Prader-Willi sendromu adı verilen tamamen farklı bir bozukluğa neden olur. Ancak Angelman sendromunda silinen kromozom anneden gelirken, Prader-Willi sendromunda kısmen silinen ise babadan gelen kromozomdur.
Angelman Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Angelman sendromlu çocukların genel karakteristik özellikleri şu şekildedir:
- Hiç konuşamama ya da çok az konuşma yetisi
- Koordinasyon ve denge sorunları (ataksi)
- Kol ve bacakların sarsıntılı, kukla benzeri hareketleriyle birlikte titreme
- Emekleme, yürüme gibi geciken motor beceri gelişimi
- El çırpmak
- Sebepsiz mutlu ve aşırı sosyal tavırlar ya da kahkaha atma
- Hiperaktif davranışlar
- Zihinsel sorunlar
- Beyin dalgası anormallikleri
- Epilepsi
- Suya ilgi ve hayranlık
- Işık hassasiyeti
Karakteristik fiziksel özellikler ise şu şekilde sıralanabilir:
- Küçük kafa (mikrosefeli)
- Başın arkasının basık olması (mikrobrakisefali)
- Sürekli gülen geniş ağız
- Aralıklı dişler
- Çıkıntılı dil
- Cilt, saç ve gözlerde hafif pigmentasyon
- Belirgin çene hattı
- Çukur gözler
- Skolyoz
Bu özelliklere rağmen Angelman sendromunun klinik spektrumu başlangıçta düşünülenden çok daha geniştir. Birçok hasta normalde pigmentlidir ve bazılarının normal baş çevresi vardır. Nöbetler her durumda mevcut değildir ve bazı çocuklar sınırlı da olsa konuşabilir. Bazı hastalar karakteristik dismorfik yüz ifadesine sahip olmayabilir. Angelman sendromlu bazı çocukların belirgin yüz özellikleri olabilir ancak bunların çoğu ebeveynlerin fiziksel özelliklerini yansıtır.
Genetik fiziksel anormalliklerin aksine davranışsal özellikler ise tüm hastalarda bulunur. Kahkaha atakları, yaşamın ilk birkaç haftasında başlar. Neredeyse tüm hastalar mutludur ve sık sık gülümser. Hastaların kahkaha atması için genellikle bir uyarıcıya ihtiyaç duyulsa da minimum düzeyde bir uyarıcı yeterlidir.
Angelman sendromlu çocuklar oturma, emekleme ve yürüme gibi motor becerileri diğer çocuklardan daha geç öğrenir. Çoğu çocuk yürümeyi öğrense de yürürken yardıma ihtiyaç duyabilir veya diğer çocuklardan daha az koordineli bir yürüyüşe sahip olabilir. Epilepsi ise Angelman sendromlu bireylerde yaygın olarak görülür. Bu bireylerin çoğu, hayatlarının ilk üç yılında nöbet geçirse de nöbetler her yaşta ortaya çıkabilir.
Angelman sendromu bulunan çocuklarda bazı karakteristik davranış bozuklukları da bulunur. Beslenme bozuklukları, uyumada güçlük ya da uykunun sürekli bölünmesi, tuvalet eğitiminin gecikmesi ve dikkat süresinin kısa olması bunlardan bazılarıdır. Yetişkinliğe geçişle birlikte davranışlar daha sessiz bir hale gelir ve konsantrasyon süresi uzar. Bununla birlikte, bazı yetişkinler, özellikle diğer kişilerle iletişim kuramadığında saldırgan davranmaya eğilim gösterebilir.
Yetişkinlikte, hastalar daha az aktif hale geldiği için obeziteye eğilimlidir. Eklemlerin gerektiği gibi kullanılamaması nedeniyle hareket azalmaya başlar. Yürümede zorlanan hastalar, tekerlekli sandalyeden destek almak zorunda kalabilir. Davranışlarda hiçbir zaman tam bağımsızlık olmasa da yaşam beklentisi normal görünmektedir.
Angelman Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?
Angelman sendromunun teşhisi, bir çocuk doktorunun fiziki muayene yapması ve çocukların davranışlarını gözlemlemesi ile başlar. Angelman sendromu; hiperaktif davranış, konuşma sorunları ve el çırpma gibi benzer semptomlar nedeniyle otizmle karıştırılabilir. Bununla birlikte otizmde çocuklar sosyal beceriler sergilemez. Bu nedenle davranışların izlenmesi önemlidir. Bazı durumlarda ise otizm ve Angelman sendromu birlikte bulunur.
Ayrıca genetik test için kan örneği alınır. Angelman sendromunu teşhis etmek için genellikle kullanılan genetik test, DNA mikroarray testidir. Genetik testler, çocuğun semptomlarının nedenini doğrulamanın yanı sıra gelecekteki çocuklardan herhangi birinin Angelman sendromu riski altında olup olmadığını tahmin etmeye yardımcı olabilir. Genetik testte pozitif olmayan çocuklara ise Angelman sendromu semptomlarını değerlendiren deneyimli bir klinisyen tarafından teşhis konulabilir.
Angelman sendromu ile bazı ortak özellikleri paylaşan diğer durumlar arasında Rett sendromu, Lennox-Gastaut sendromu ve spesifik olmayan beyin felci yer alır. Bunların ekarte edilmesi için gerekli testlerin yapılması gerekir. Zihinsel sorunların belirlenmesi içinse gelişimsel değerlendirme testleri ve psikolojik testler yapılabilir.
Angelman Sendromu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Günümüzde, Angelman sendromunun tedavisi yoktur. Sendromun yönetimi; nöbetlerin tedavisini, adaptif işleyişi iyileştirmek için fiziksel terapileri ve sözlü olmayan iletişim yöntemlerine odaklanan konuşma terapisini içerir. Okul çağındaki çocuklar, bireyselleştirilmiş ve esnek öğretim müfredatına ihtiyaç duyar.
Erken müdahale, hastaların tam potansiyeline ulaşmasına yardımcı olacak terapileri, eğitimi ve diğer destekleri içerir. Aynı zamanda ebeveynlerin, çocuğun gelişimini destekleyecek şekilde nasıl davranması gerektiğini öğrenmesine yardımcı olacak eğitimleri içerir. Bu terapiler yaşamları boyunca devam etmelidir.
Epilepsi İlaçları
Epilepsi, genellikle Angelman sendromu ile ilişkilidir ve nöbetlere, sarsıntılı hareketlere ve konvülsif olmayan status epileptikus (NKSE) olarak bilinen uzun süreli tepkisizlik dönemlerine neden olur. Birçok Angelman sendromu hastasında nöbetler, genellikle ergenlik döneminde düzelir. Bu hastaların nöbetlerini yönetmek için anti-epileptik ilaçlar, terapötik diyet müdahalesi ve vagal sinir stimülatörü (VNS) implantı dahil olmak üzere çok sayıda etkili tedavi seçeneği bulunur.
Fiziksel ve Mesleki Terapi
Fizyoterapi, Angelman sendromlu kişilerin motor becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Sorunlu alanların belirlenmesini sağlayarak kişilerin duruşunu ve dengesini geliştirebilen özel bir egzersiz planı sunabilir.
Mesleki terapi ise bu sendroma sahip olan kişilerin günlük yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için kullanılır. Bazı hastalarda, gelişim sırasında omurganın aşırı bükülmesini (skolyoz) önlemek için sırt desteğine ihtiyaç duyulabilir. Ayak bileği ve ayak destekleri, yürüme güçlüklerine yardımcı olabilir.
Davranış Terapisi
Davranış terapisi, sendroma sahip olan kişilerin davranışlarını yönetmelerine yardımcı olmak için kullanılır. Bilgisayar resim tabanlı sistemler, ses yayan cihazlar ve teknolojinin diğer modern kullanımları gibi özel iletişim cihazlarının kullanımı, Angelman sendromlu bireylerin öğrenme ve sosyal iletişim becerilerinin gelişmesine yardımcı olur.
Uyku bozukluğu, katı bir yatma süresi rejimine bağlı kalınarak davranış terapisi ve hastaların yaklaşık yarısında etkili olan melatonin kullanımıyla iyileştirilebilir. Zaman zaman, yatıştırıcı ilaçlar yardımcı olabilir.
Konuşma Terapisi
Angelman sendromu genellikle konuşma gelişimi eksikliği ile ilişkilidir. Bireylerin konuşma gelişimlerinin değerlendirilmesi ve uygun terapi yaklaşımlarının olabildiğince erken belirlenmesi için konuşma ve dil terapistleri olabildiğince erken tedaviye dahil edilmelidir. Bu tedavi, işaret dilinin öğrenilmesini veya resimli kartlar gibi güçlendirici iletişim yardımcılarının kullanılmasını içerebilir.
Beslenme Planı
Angelman Sendromlu bebekler düşük kas tonusu yaşayabilir ve kilo almada zorluk yaşayabilir. Doğru bir şekilde kavrayamama nedeniyle emzirme ile ilgili zorluklara ek olarak emme, çiğneme ve yutmada zorlanabilirler. Beslenme sırasında yutma, nefes alma ve koordinasyon sorunları nedeniyle özellikle bebekler ideal kilonun altında kalabilir. Bunlar, genellikle konservatif tedavi olarak adlandırılan non-invaziv tıbbi tedavi ile çözülebilir.
Kabızlık ve beslenme güçlükleri gibi karın ve bağırsak sorunlarının çözülmesine yardımcı olmak için uygun bir beslenme planı oluşturulabilir. Asit reflü veya gastroözofageal reflü, Angelman sendromunda yaygın olarak görülür. Bu, yemek sırasında ve sonrasında dik bir pozisyon korunarak engellenebilir veya ilaçlarla tedavi edilebilir. Nadir ve aşırı durumlarda, fundoplikasyon adı verilen bir ameliyat yapılması gerekebilir.