Diş eti ağrısı hastanın rutin aktivitelerini yapabilmesine ciddi ölçüde engel olabilir ve yaşam kalitesini düşürür. Hangi ölçekte olursa olsun diş etlerinde ağrı oluştuğunda kişinin vakit kaybetmeden diş hekiminden destek alması gerekir. Bu sorunun gözardı edilmesi, çok daha ciddi sorunlara alan yaratır. Diş çekimi ve çeşitli kist oluşumları, en istenmeyen sonuçlar olarak kabul edilir. Çürüklerden diş eti problemlerine, yaralardan apseye kadar pek çok faktör, bu problemi ortaya çıkarabilir.
Diş eti hastalıkları sinsi bir şekilde ilerleyebilir. Diş eti ağrısının olduğu bölgede hassasiyet hissedilebilir ya da hafif düzeyde kanama gerçekleşebilir. Diş eti ağrıları ile her yaşta karşılaşılabilir. Kulaktan dolma bilgilerle diş eti ağrısı karşısında çözüm üretmeye çalışmak, ilgili bölgenin daha büyük zararlarla karşılaşmasına yol açabilir. Tam da bu nedenle diş eti ağrılarına gereken önem verilmeli ve tedaviye yönelik aksiyon alınmalıdır.
Diş Eti Ağrısı Nedir?
Diş etlerinde gerçekleşen enfeksiyonlar, tahrişler ya da yaralanmalar, ağrıyı beraberinde getirebilir. Diş ağrısı ile başa çıkarken bilinçsiz davranmak, ağrıyı daha da büyütebilir ve daha da önemlisi dişin olduğu alanda farklı zararlara yol açabilir. Diş eti ağrıları büyük oranda sağlam ve bilinçli bir diş bakımı ya da beslenme rutini ile engellenir.
Diş eti ağrısında diş haricinde ağız ya da genel sağlık problemleri tetikleyici olabilir. Dişin sert durumdaki katmanları, genel olarak sinir ya da farklı dokularla beraber diş pulpasını korur. Söz konusu sinirleri tetikleyen ya da tahrişine yol açan sorunlar, ağrıya da zemin hazırlar. Diş etinde oluşan ağrılar, çok ciddi bir rahatsızlık hissi yaratabilir. Diş etinde gerçekleşen ağrı, daha büyük bir probleme işaret edebilir.
Diş etinde oluşan ağrıların şiddet düzeyi ağrının nedenine ya da hastanın ağrı eşiğine bağlı olarak değişebilir. Örneğin basit olarak tanımlanacak diş eti çekilmeleri, yalnızca soğuk besinler yendiğinde rahatsızlık verir. Ancak diş kökünde meydana gelen enfeksiyonlar, hastayı tüm gece uykusuz bırakabilir.
Her zaman ağrının şiddeti, sorunun büyüklüğü için yeterli bir kriter olamayabilir. Örnek vermek gerekirse çene kemiği kayıplarında bile hasta herhangi bir şey hissetmeyebilir ancak kimi durumlarda dolguda oluşan en ufak bir kayıp dahi yaşam kalitesini düşürebilir. Ortalama 6 aylık periyotlar halinde diş sağlığına dair düzenli kontrollerin gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Diş etinin zamanında tedavi edilmemesi durumunda pulpa enfeksiyonu gerçekleşir.
Diş Eti Ağrısının Belirtileri
Diş eti ağrılarına, yaşanan problemin yoğunluğuna bağlı olarak pek çok semptom eşlik edebilir. En yaygın belirtiler arasında rahatsız edici zonklamalardan ve keskin ağrılardan söz etmek mümkündür. Diğer belirtiler ise şu şekildedir:
- Diş etlerinde şişlik
- Diş etlerinde kızarıklık
- Diş etlerinde kanamalar
- Enfeksiyondan kaynaklı olarak oluşan ağız kokusu
- Diş sallanması
- Dişlerin hassaslaşması
- Ateş ve titreme
- Nefes almada zorlanma
- Çiğneme ile artan ağrı hissi
Bu ve benzer semptomları yaşayan kişilerin vakit kaybı yaşamadan bir sağlık uzmanından destek alması önemlidir. Diş eti problemlerinde müdahalenin geç yapılması, dişin kaybı da dahil olmak üzere çok ciddi sonuçlara yol açabilir.
Diş Eti Ağrısının Nedenleri
Diş eti ağrılarında en temel gerekçe, enfeksiyon, tahriş ya da farklı ölçeklerde de olsa yaralanmalardır. Diş etinde oluşan ağrılar, ilgili bölgenin kızarmasına, şişmesine ya da hassaslaşmasına neden olur. Ağrının yaşandığı diş etlerinde genel itibarıyla diş eti iltihabı söz konusudur. Diş eti iltihaplarında plak ismiyle tanınan bakteriler çoğalma yaşar. Diş ve ağız enfeksiyonlarının tamamı diş eti ağrılarında etkin şekilde rol oynar.
Diş eti ağrılarının altında yatan nedenin tam anlamıyla saptanması ancak hekimin yapacağı muayene ile gerçekleşir. Acıyan yara, sert diş fırçalama, diş ipinin bilinçsiz kullanılması, diş eti rahatsızlıkları, diş apnesi, çeşitli besinlere karşı alerjik durumlar, çeşitli ilaçlar ve hormon değişiklikleri doğrudan etki edebilir. Diş etlerinde oluşan yoğun ağrı, farklı bir rahatsızlığın işareti olabilir. Dişlerin çok sert bir şekilde fırçalanması ya da diş iplerinin aynı şekilde sert biçimde kullanılması, diş etlerindeki ağrıları tetikleyebilir.
Ergenlik zamanında progesteron hormonunda görülen artış, diş etlerine yönelik kan akışını yoğunlaştırır. Bu durum da diş etindeki hassasiyetin artmasına yol açabilir. Benzer bir duruma, kadınların menopoz dönemlerinde de rastlanılabilir. Son olarak uçuk, sinüs enfeksiyonu, sinir fonksiyon bozukluğu ve çene eklemlerindeki işlevsel bozukluklarının da bu tip ağrılara yol açabileceğini ifade etmek mümkündür.
Teşhis ve Tedavi Aşaması
Diş eti ağrısı için bir diş hekimine başvurulduğunda öncelikle semptomlar ve hasta geçmişi mercek altına alınır. Hastanın özellikle yakın geçmişte kullandığı ilaçlar, diyabet ya da alkol kullanım durumu hakkında bilgi alınır. Dişlerin çevresinde yer alan ceplerin uzunluğu, diş hekimi tarafından ölçülebilir. Ceplerin daha derin olması çeşitli diş eti hastalıklarına işaret edebilir. Öte yandan teşhis aşamasında apse ya da çatlak gibi durumları saptamak adına röntgen çekimlerinden de faydalanılabilir.
Genel olarak ağrı kesici ilaçlar, diş eti ağrıları üzerinde etkilidir. Hekim uygun görürse antienflamatuar ilaç reçete edebilir. Reçete edilecek ilaçlar, ağrının şiddetine göre değişecektir. Daha şiddetli ağrılar için opioid içeren ilaçlara veya uyuşturucu jellere yönelmek mümkündür.
Diş eti sağlığında yaşam tarzında bazı temel değişiklikler yapmak önemlidir. Florürlü diş macunları ile gün içerisinde 2 defa diş fırçalamak, diş iplerini doğru kullanmak, kontrol için yılda 2 defa diş hekimine gitmek, alkol ve sigara tüketiminden uzak durmak, şekerli gıdaları sınırlı miktarda tüketmek risk faktörlerini azaltmaya yardımcı olur.