Trakeostomi, boynun ön kısmında, trakea (soluk borusu) üzerine cerrahi bir delik açılarak hava yolu oluşturulması işlemidir. Bu açıklığa genellikle bir tüp yerleştirilir ve bu tüp aracılığıyla kişinin nefes alması sağlanır. Trakeostomi genellikle uzun süreli solunum desteği gereken hastalarda tercih edilir. Solunum yollarında tıkanıklık, nörolojik hastalıklar veya ağır travmalar gibi durumlarda hayati bir müdahale yöntemidir.
Trakeostomi, boynun ön kısmında cerrahi bir açıklık (stoma) oluşturularak nefes borusu (trakea) üzerine doğrudan erişim sağlanması işlemidir. Bu açıklık aracılığıyla hava doğrudan akciğerlere iletilir. Genellikle boğazın alt kısmında, gırtlağın hemen altında açılır ve içerisine geçici veya kalıcı bir tüp (trakeostomi kanülü) yerleştirilir. Bu tüp, hastanın burnundan veya ağzından nefes almasının mümkün olmadığı ya da zorlaştığı durumlarda hava geçişini güvenli ve etkili şekilde sağlamaya yarar.
Trakeostomi, uzun süreli entübasyon ihtiyacı olan kişilerde, havayolu tıkanıklığı bulunan hastalarda veya bazı ciddi nörolojik durumlara sahip bireylerde tercih edilir. İşlem planlı bir cerrahi müdahale olarak uygulanabileceği gibi, acil durumlarda hayat kurtarıcı şekilde de yapılabilir. Günümüzde hem yetişkinler hem de çocuklar için uygulanan bu prosedür, yoğun bakım ve solunum desteği gereken klinik vakalarda sıklıkla kullanılır.
Trakeostomi, solunum yolu tıkanıklığını bypass ederek doğrudan akciğerlere hava iletilmesini sağlar. Hastanın ağız veya burundan soluk alması mümkün olmadığında ya da mekanik ventilatörle uzun süreli destek gerekiyorsa tercih edilir. Aynı zamanda aspirasyon riskini azaltır ve hastanın daha rahat sekresyon (balgam) temizlemesine olanak tanır.
Trakeostomi, genellikle şu durumlarda uygulanır:
Trakeostomi, genellikle solunum yolunun uzun süreli desteklenmesi gerektiğinde ya da üst solunum yollarının tıkandığı durumlarda tercih edilir. İşlemin açılma nedenleri, hastanın klinik tablosuna ve temel hastalığına göre değişiklik gösterir:
Trakeostomi, özellikle 10-14 günden uzun süre mekanik ventilasyona ihtiyaç duyan yoğun bakım hastalarında açılır. Uzun süreli entübasyon, boğazda tahrişe ve enfeksiyona yol açabileceği için trakeostomi bu riskleri azaltır ve hastaya daha konforlu solunum desteği sağlar.
Tümörler, travmalar, gırtlak felçleri veya ciddi ödem gibi durumlar hava yolunu tıkayabilir. Bu gibi anatomik veya fonksiyonel tıkanıklıklarda trakeostomi açılarak akciğerlere direkt hava geçişi sağlanır.
İnme, beyin travması, ALS, multipl skleroz veya omurilik yaralanması gibi nörolojik durumlar yutma refleksini ve solunum kaslarını etkileyebilir. Bu durumlarda hem aspirasyon riskini azaltmak hem de etkili solunumu sürdürmek için trakeostomi uygulanabilir.
Baş-boyun cerrahileri sonrası geçici veya kalıcı havayolu açıklığı gerekebilir. Örneğin gırtlak kanseri ameliyatlarında, hava yolunun korunması amacıyla trakeostomi yapılabilir.
Acil durumlarda (ağır travma, boğulma, ani alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) veya solunum yolu yabancı cisim tıkanıklığı) hızlı şekilde havayolu açılması için trakeostomi gerekebilir.
Trakeostomi açılması gereken durumlarda, karar genellikle multidisipliner bir ekip tarafından verilir. Hedef, hem hastanın güvenliğini sağlamak hem de yaşam kalitesini korumaktır.
Trakeostomi işlemi genellikle hastane koşullarında, steril bir ortamda ve lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir.
Trakeostomi işlemi şu adımları içerir:
Trakeostomi sonrası konuşma durumu, hastanın tüp tipi, hava akımı ve genel sağlık durumuna bağlıdır. Trakeostomi tüpü ses tellerinin bulunduğu bölge altına yerleştirildiği için konuşmak genellikle zorlaşır. Ancak "konuşma valfi" (örneğin Passy-Muir valfi) gibi özel ekipmanlar sayesinde hava ses tellerine yönlendirilerek konuşma mümkün hale getirilebilir.
Bazı hastalar zamanla tüp çıkarıldığında veya geçici kapatıldığında normal seslerine kavuşabilir.
Trakeostomi sonrasında bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir:
Açık bir cerrahi alan olduğundan enfeksiyon riski vardır. Düzenli bakım ve sterilizasyon önemlidir.
İşlem sırasında veya sonrasında hafif kanama görülebilir. Nadir durumlarda ciddi damar yaralanmaları olabilir.
Uzun süreli tüp kullanımı, trakeada skar dokusu oluşumuna yol açabilir.
Yanlış tüp yerleştirmeleri hava kaçağına neden olabilir. Bu durumda cilt altına hava dolabilir.
Balgam birikimi, tüpün tıkanmasına yol açabilir. Bu nedenle düzenli aspirasyon yapılmalıdır.
Trakeostominin çıkarılması (dekübasyon), hasta artık solunum desteğine ihtiyaç duymadığında gerçekleştirilir. Karar şu kriterlere göre verilir:
Trakeostomi sonrası beslenme, hastanın yutma fonksiyonuna göre şekillendirilir. Bazı durumlarda yutma güçlüğü (disfaji) ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda: