Astigmat, gözü oluşturan kornea veya lensin küresel biçiminde düzensizlik olması sonucu ortaya çıkar. Bu düzensizlik, göze gelen ışığın retinaya eşit şekilde dağılamamasına neden olur. Sonuçta kişiler hem yakın hem de uzak mesafede bulanık görme, göz yorgunluğu, çift görme ve baş ağrısı gibi sorunlar yaşar. Astigmat göz hastalığı genellikle miyop veya hipermetrop gibi diğer kırma kusurlarıyla birlikte görülür. Astigmat olan bir göz, düzensiz şekilli objeler, dağılmış ışıklar ve kötü gece görüşü gibi problemler yaşar.
Astigmat, kornea (gözün ön şeffaf tabakası) veya göz merceğinin ideal biçimde simetrik olmaması durumudur. Normal bir gözde kornea ve lens ışığı tek bir noktaya odaklayacak şekilde yuvarlaktır. Ancak astigmatı olan kişilerde bu yüzey daha oval veya yumurta şekline benzer olur. Bu şekil bozukluğu, ışığın retinada düzgün bir şekilde odaklanamamasına neden olur. Sonuç olarak görüntüler bulanık, gölgeli veya bozulmuş olarak algılanır.
Astigmat olan bir kişi özellikle yazılı metinlerde harfleri karışık görebilir, düz çizgiler eğri veya dalgalı görünebilir. Gece ışıklarının çevresinde hare veya yıldız patlaması benzeri etkiler hissedilebilir. Bu durum hem görsel netliği hem de odaklanma becerisini olumsuz etkiler.
Astigmat dereceleri, korneadaki eğrilik bozukluğunun şiddetine göre sınıflandırılır. Bu değerler kırma kusurlarını ölçen diyoptri (D) cinsinden ifade edilir. Astigmatın derecesi sabit kalabileceği gibi zamanla artabilir veya stabil hale gelebilir. Bu nedenle düzenli göz kontrolleri oldukça önemlidir.
Genellikle fark edilmez veya hafif görme şikayetleriyle seyreder. Gözlük gerekmeyebilir.
Görmede netlik kaybı belirgindir, özellikle okuma ve ekran kullanımı sırasında şikayet artar.
Günlük yaşamda ciddi bulanıklık yaratabilir. Tedavi mutlaka gerekir.
Astigmatizmanın başlıca nedeni kornea veya lensin düzensiz eğimli olmasıdır. Bunun nedenleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Astigmat genellikle kalıtsaldır. Ailede astigmat öyküsü olan bireylerde risk artar.
Bebeklikten itibaren korneanın oval yapıda gelişmesi astigmata neden olabilir.
Göze alınan darbeler, kornea yaralanmaları veya ameliyatlar (özellikle katarakt sonrası) korneal yapıyı bozarak astigmat yaratabilir.
Kornea incelip konik şekil aldığında ciddi astigmat ortaya çıkar. Genç yaşta başlar ve ilerleyicidir.
Bunlara ek olarak gözün gelişimsel yapısı, alerjik göz hastalıkları veya uzun süreli kontakt lens kullanımı da astigmatın gelişimini tetikleyebilir.
Astigmatizmanın teşhisi, kapsamlı bir göz muayenesi ile konur. Astigmatın teşhisi iyi uygulanan testler acısızdır, genellikle 15–20 dakika içinde tamamlanır ve hastanın astigmat derecesi ile tipi belirlenmiş olur.
Bu testler şunları içerebilir:
Hastanın harfleri ne kadar net okuyabildiği değerlendirilir.
Korneanın ön yüzey eğriliği ölçülür. Bu cihaz, özellikle kontakt lens uyumunu belirlemede önemlidir.
Korneanın detaylı haritası çıkarılır. Özellikle lazer cerrahisi öncesi gerekli bir testtir.
Gözün kırma gücü otomatik olarak ölçülür.
Astigmat tedavisinde ilk ve en basit yöntem, astigmatik (torik) camlı gözlüklerdir. Gözlükler ışığı düzeltici açılarla yönlendirerek net görüntü sağlar. Çocukluk çağında tespit edilen astigmatlarda da ilk tercih gözlük olur.
Astigmatlı bireyler için özel olarak üretilen torik kontakt lensler, korneadaki eğriliği dengeleyerek daha doğal bir görüş sunar. Bu lensler yumuşak veya gaz geçirgen (sert) olabilir. Göz yüzeyi düzgün değilse veya keratokonus gibi durumlar varsa skleral lensler tercih edilebilir.
Uygun göz yapısına sahip kişilerde LASIK, PRK, LASEK ve SMILE gibi lazer yöntemleriyle astigmat düzeltilebilir. Bu yöntemlerde kornea lazerle yeniden şekillendirilerek ışığın doğru odaklanması sağlanır. Lazer tedavisinde başarı oranı astigmatın şiddeti, kornea kalınlığı ve genel göz sağlığına göre değişir.
Lazer için uygun olmayan hastalarda göz içine torik yapıda yapay lensler yerleştirilerek astigmat düzeltilebilir. Bu yöntem özellikle kataraktla birlikte astigmatı olan hastalarda kullanılır.
Astigmat doğuştan veya genetikse genellikle kalıcıdır. Ancak tedavi edilebilir bir görme kusurudur. Gözlük ve kontakt lens kullanımı astigmatın derecesini değiştirmez, yalnızca belirtileri ortadan kaldırır. Kalıcı bir çözüm için cerrahi tedaviler (özellikle lazer) gereklidir. Lazer uygulaması sonrası genellikle tekrarlama olmaz, ancak yaşa ve göz yapısına bağlı olarak çok düşük ihtimalle ilerleyen yıllarda yeniden düzeltme gerekebilir.
Uygun göz yapısına sahip bireylerde lazer tedavisi ile astigmat çoğu durumda tamamen düzeltilebilir. Lazer cerrahisi sonrası %90’ın üzerinde hasta net görüşe kavuşur. Ancak kornea kalınlığı yetersizse, Keratokonus gibi ilerleyici kornea hastalıkları varsa, göz kuruluğu şiddetliyse lazer cerrahisi uygun olmayabilir. Uygunluğu belirlemek için ayrıntılı ön muayene şarttır. Bazı ileri vakalarda lazerle birlikte halkasal implantlar da kullanılabilir.
Astigmat genellikle kalıtımsaldır. Ebeveynlerinde astigmat bulunan bireylerde bu durumun görülme olasılığı daha yüksektir. Ancak sadece genetik değil, çevresel faktörler de rol oynayabilir. Özellikle çocukluk döneminde uzun süreli ekran kullanımı, okuma alışkanlıkları ve düşük aydınlatmalı ortamlarda çalışma astigmatın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.
Astigmat genellikle çocukluk veya ergenlikte fark edilir ve göz gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı 20-25 yaşlarında sabitlenme eğilimi gösterir. Ancak bu süre kişiye ve altta yatan hastalıklara göre değişebilir. Keratokonus gibi ilerleyici hastalıklarda astigmat 30’lu yaşlara kadar kötüleşebilir. Bu nedenle yılda en az bir kez göz kontrolü önerilir.
Miyop sadece uzak görüşü etkilerken, astigmat hem yakın hem uzak görüşü bozar. Tedavide benzer araçlar kullanılsa da lens veya gözlük camları farklı tasarlanır.
Miyop (uzağı görememe) ve astigmat her ikisi de kırma kusurudur ancak temel farkları şunlardır:
Göz küresi normalden uzundur, ışık retinanın önünde odaklanır. Uzak görüş net değildir.
Kornea veya lens eğriliği düzensizdir, ışık birden fazla noktada dağılır. Hem yakın hem uzak görüntüler bozulur.