Çölyak hastalığı, genetik olarak yatkın kişilerde görülen ve glüten alımının ince bağırsakta hasara yol açtığı ciddi bir otoimmün hastalıktır. Dünya çapında 100 kişiden 1'ini etkilediği tahmin edilmektedir, ancak yalnızca yaklaşık %30'u doğru şekilde teşhis edilmektedir. Çölyak hastalığı olan kişiler glüten (buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein) yediğinde, vücutları ince bağırsağa saldıran bir bağışıklık tepkisi başlatır. Bu saldırılar, ince bağırsağı kaplayan ve besin emilimini destekleyen küçük parmak benzeri çıkıntılar olan villuslarda hasara yol açar. Villuslar hasar gördüğünde, besinler vücuda düzgün bir şekilde emilemez.
Arpa, buğday, çavdar gibi tahılların içerisinde bulunan glüten adlı proteine karşı ince bağırsakta oluşan alerji ve hassasiyet çölyak hastalığı olarak adlandırılır. Alerjik bir hastalık olan çölyak hastalığında, tüketilen tahıllı gıdalardaki glüten maddesi bağışıklık sisteminde tehlikeli madde olarak algılanır. Bağışıklık sistemi, glüteni besin yerine zararlı madde olarak görmesiyle bağırsak hücrelerini yok etmeye başlar. Bunun sonucunda ince bağırsakta bulunan villus çıkıntıları zarar görür ve küçülür. Villus çıkıntılarının zarar görmesi nedeniyle, bağırsak emilim görevini yerine getiremez ve bununla beraber çölyak hastalığının belirtileri ortaya çıkar.
Çölyak hastalığı belirtileri her hastada kendini aynı şekilde göstermez. Bu hastalığın belirtileri çocukluk yaşlarında olduğu gibi yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabilir. Belirtilerin ortaya çıkmasını etkileyen faktörlerden biri de glüteninin hangi yaşta beslenme düzenine girdiği ve ne kadar tüketildiği ile ilgilidir.
Çölyak belirtiler şunlardır;
Çölyak hastalığının gösterdiği belirtiler özellikle çocuklarda daha çabuk anlaşılır. Ebeveynlerin, çocukları üzerinde yapacağı gözlem ile hastalığı fark etmeleri ve beslenmelerini glütensiz hale getirmeleri mümkündür. Yetişkinlerde ise çocuklarda olduğu kadar net belirtiler gözlemlenmeyebilir. Bu yüzden de semptomlardan bir veya birkaçını gösteren kişilere yapılacak olan testler ile çölyak hastalığı tanısı konulması gerekir.
Tedavi edilmediği takdirde çölyak hastalığı ek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunlar; tip 1 diyabet ve multipl skleroz (MS) gibi diğer otoimmün bozuklukların ve dermatitis herpetiformis (kaşıntılı deri döküntüsü), anemi, depresyon, osteoporoz, karaciğer, safra kesesi ve pankreas rahatsızlıkları, kısırlık ve düşükler, epilepsi ve migren gibi nörolojik durumlar.
Çölyak hastalığının ilaç, aşı veya cerrahi müdahale gibi bir tedavisi yoktur. Çölyak hastalığı tedavisi, sadece ömür boyu uygulanması gereken glütensiz bir diyettir. Bu yüzden de çölyak hastası olan kişilerin uzman diyetisyenlerin yönergelerine uygun olarak, tükettiği besinlere dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişiler, düzenli olarak gastroenteroloji doktoru tarafından takip edilmelidir. Vitamin, mineral ve kemik yoğunluğu ölçümleri yapılarak eksikliklerin saptanması ve takviye edilmesi önemlidir. Çölyak hastalığı kontrol altına alınmadığı sürece bazı diğer hastalıklara yol açabilir. Bunlar; gelişim eksikliği ve boy kısalığının yanı sıra ince bağırsak kanseri, lenfoma, kısırlık, düşük, kronik sağlık bozukluğu ve kemik erimesidir.
Buğday, çavdar, arpa veya yulaf içeren tahıllar, ekmekler veya diğer tahıl ürünleri. Bunlara beyaz veya tam buğday unu (kurabiye, kraker, kek ve diğer çoğu unlu mamul dahil), irmik, kuskus, ekmek kırıntıları, çoğu makarna ve malt dahildir.
Çölyak hastalarının tüketebilecekleri, glüten içermeyen ve güvenle yiyebilecekleri gıdaların listesi şöyledir: