Yaşla birlikte cilt yapısı, kas miktarı ve yağ dokusu özellikleri değişime uğradığından, kişiler bu değişikliklerin yarattığı yeni görünümden rahatsızlık duyabilir. Bu anlamda en belirgin değişim yüz ve boyun bölgesinde izlenmektedir. Vücudun yağ dokusundaki değişim, cildin aynı oranda değişime uyum sağlayamaması gibi koşullara bağlı olarak ciltte karışıklıklar veya çatlaklar oluşabildiği gibi belirli vücut bölgelerinde yağlanmada artış veya doku birikimleri meydana gelebilir. Bu anlamda estetik uygulamaların önemli oranda ilgilendiği konulardan biri gıdı dokusunun giderilmesidir.
Gıdı, kişilerde yaşla birlikte çene hattının altında kalan cildin elastikiyetini ve sağlamlığını kaybetmesine bağlı doku sarkıntısının oluşması veya aynı bölgede yağlanmada artışın yaşanmasına bağlı sonuçların gelişmesidir. Gıdı gelişmesinde kişinin genetik özellikleri, yaşam tarzı ve maruz kaldığı çevresel faktörler gibi farklı parametreler etkili olsa da temelde çene altındaki deri dokusunun incelmesi ve zayıflaması sonucu ortaya çıktığı kabul edilir.
Yapılan araştırmalar kişilerde gıdı gelişiminde belirli risk faktörlerinin önemli rol oynadığını göstermiştir. Bu bakımdan aşağıdaki durumlar cildin yapısında bozulmalara yol açarak gıdı gelişimini kolaylaştırır:
Yaşın ilerlemesiyle birlikte kişilerde sıklıkla karşılaşılan gıdının giderilmesine yönelik çeşitli estetik işlemleri başarıyla uygulanmaktadır. Cerrahi yöntemlerin yanı sıra, cerrahi işlem içermeyen ameliyatsız yöntemler de geliştirilmiştir. Bu bakımdan gıdı estetiğinde başvurulan yöntemler cerrahi ve cerrahi olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır.
Gıdı dokusunun giderilmesi için başvurulan cerrahi yöntemler için hastane şartları veya profesyonel düzeyde hizmet verebilecek sağlık kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Sıklıkla kozmetik alanda uzmanlığı olan plastik cerrahlar tarafından uygulanan gıdı estetiği cerrahisinde en sık kullanılan yöntemler yüz veya boyun germe (neck lift – face lift) ameliyatlarıdır.
Yüz veya boyun germe ameliyatlarında esas hedef sarkan derinin alınarak cilt ve cilt altı dokuların yeniden düzenlenmesi yoluyla gergin bir görünümün elde edilmesidir. Ameliyat kesisi genellikle kulak önü veya arkası bölgesinde, saçlı deri hattında yapılır. Cerrahi işlem genel anestezi altında uygulandığından belirli riskleri barındırır ve hastane şartlarında gerçekleştirilir.
Eğer ciltte sarkma yoksa, genç ve deri elastikiyeti bozulmamış kişilerde gıdı liposuction’ı bir diğer cerrahi gıdı estetiği yöntemidir.
Cerrahi yöntemler pahalı oldukları, belirli riskleri barındırdıkları ve uzun iyileşme sürelerine sahip oldukları için araştırmalar cerrahinin kullanılmadığı gıdı estetiği yöntemlerinin geliştirilmesine yoğunlaşmıştır. Bu kapsamda en sık başvurulan yöntemler termal veya ultrason gibi düşük frekanslı dalgaların kullanımına dayanan sıkılaştırma yöntemleri ile dolgu uygulamalarıdır.
Termal veya ultrason dalgaların kullanılması ile cilt altı dokularda sıkılaştırma elde edilerek gıdı dokusu giderilirken dolgu yöntemiyle hyalüronik asit içerikli dolguların ciltte belirlenen bölgelere yerleştirilmesi suretiyle gıdı dokusuna arzu edilen görünüm kazandırılabilir. Eklenen dolgular ciltte kolajen üretimini de tetikleyerek ciltte sıkılaşmaya da neden olabilir.