Bir enfeksiyon hastalığı olan cüzzam; sinirleri, cildi, gözleri ve burun mukozasını etkileyebilir. Tedavi edilmemesi durumunda el ve ayaklarda sakatlıklara, sinirlerde hasara, felce ve görme kaybına neden olabilir. Hastalığın tedavisinde erken teşhis ve doğru yöntemler çok önemlidir. Cüzzam hastaları, tedavi devam ederken ve sonrasında aktif bir yaşam sürdürebilir.
Lepra olarak da bilinen cüzzam; kollarda, bacaklarda ve çeşitli cilt bölgelerinde yaralara ve sinir hasarına neden olan kronik ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık bulaşıcı olsa da yalnızca dokunma yoluyla bulaşmayabilir. Cüzzam vakalarının çoğunda, hastalığı olan biriyle tekrarlayan ve uzun süreli temas söz konusudur. Tedavi edilmemiş cüzzamlı biri öksürdüğünde ya da hapşırdığında ortaya çıkan damlacıklarla yakın temasa geçilmesi durumunda hastalık bulaşabilir.
Cüzzam, yavaş gelişen mycobacterium leprae adı verilen bir bakteriden kaynaklanır. Bu bakteri, vücudun daha az sıcak kısımlarında, cilt ve vücut yüzeyine yakın olan sinirlerde gelişir. Bağışıklık sistemini etkileyen gen varyasyonları, bir kişinin mycobacterium leprae bakterisine maruz kalması durumunda enfeksiyona yakalanma olasılığının ve enfeksiyonun tutunması durumunda gelişecek cüzzam formunun belirlenmesinde etkindir.
M. leprae ile temas eden çoğu insanda cüzzam gelişmez. Bununla birlikte diyabet, AIDS ya da kalp hastalığı gibi kronik hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde cüzzam gelişme olasılığı daha yüksek olabilir. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin bakterilerle savaşacak kadar güçlü olmamasıdır.
Cüzzam, öncelikle cilt ile beyin ve omuriliğin dışındaki periferik sinirleri etkiler. Ayrıca gözlerde ve burnun içini kaplayan ince dokuda da etkili olabilir. Hastalığın ana semptomu ise birkaç hafta ya da ay sonra dahi geçmeyen soluk renkteki cilt yaraları, yumrular ve şişliklerdir. Sinir hasarı ise kol ve bacaklarda his kaybına ve kas güçsüzlüğüne neden olabilir.
İlerleyen dönemlerde daha şiddetli semptomlar şunları içerir:
Sinir hasarı ise aşağıdaki sorunlara yol açabilir:
Cüzam hastalığına neden olan bakterilerle temas edildikten sonra semptomların görülmesi yaklaşık 3 ila 5 yıl sürebilir. Bazı insanlarda 20 yıl sonrasına kadar semptom görülmez. Bakterilerle temastan semptomların ortaya çıkmasına kadar geçen süre, kuluçka dönemi olarak adlandırılır. Cüzzamın uzun kuluçka dönemi, doktorların cüzzamlı bir kişinin ne zaman ve nerede enfekte olduğunu belirlemesini zorlaştırır.
Literatürde tanımlanan birden fazla cüzzam formu vardır. Cüzzam formları, kişilerin m. leprae bakterisine karşı geliştirdiği bağışıklık tepkisine göre meydana gelir. İyi bir bağışıklık tepkisi, sınırlı deri lezyonları ve bazı asimetrik sinir tutulumları ile hastalığın tüberküloid formunu üretebilir. Zayıf bir bağışıklık tepkisi ise geniş deri lezyonları ve simetrik sinir tutulumu ile karakterize olan lepromatöz forma neden olabilir. Bazı hastalarda her iki formun da belirtileri görülebilir.
Cüzzam, semptomların artan şiddetine göre aşağıdaki formlarda olabilir:
Tüberküloid cüzzam, hastalığın az şiddetli ve hafif formudur. Bu tipe sahip kişilerde yalnızca bir ya da birkaç düz ve soluk renkli cilt lekesi vardır. Cildin etkilenen bölgesi, altındaki sinir hasarı nedeniyle uyuşmuş olabilir. Tüberküloid cüzzam, diğer formlardan daha az bulaşıcıdır. Birkaç yıl içinde kendiliğinden düzelebilir. Bununla birlikte hastalık devam edebilir ya da diğer formlara dönüşebilir.
Hastalığın şiddetli bir şekli olan ve tüberküloid cüzzamdan daha bulaşıcı olan lepramatöz cüzzam nedeniyle yaygın olarak deri döküntüleri, uyuşukluk ve kas zayıflığı görülür. Burun, böbrekler ve erkek üreme organları etkilenebilirken alopesi (saçkıran) görülebilir. Çoğu hastanın kaşları ya da kirpikleri dökülür.
Hastalık ilerledikçe sinir tutulumu anestezi bölgelerine yayılır ve uzuv güçsüzlüğüne yol açar. Aseptik nekroza (bölgede kan eksikliğinden kaynaklanan doku ölümü), lepromlara (cilt nodülleri) ve yüz dahil birçok alanda şekil bozukluğuna neden olabilir. Lezyonlar genellikle parlak ve simetriktir. Lepromatöz form, diğer daha az şiddetli formlara gerilemez.
Bu tür cüzzamlı kişilerde hem tüberküloid hem de lepromatöz formların semptomları vardır. Tüberküloid cüzzamda olduğu gibi lezyonlar görülse de daha çok sayıda olan bu lezyonlar oldukça küçüktür. Bu form devam ederek tüberküloid cüzzama veya diğer formlara ilerleyebilir.
Orta sınırda cüzzam ise asimetrik olarak dağılmış, orta derecede anestezik, kırmızı ve şiş lenf nodülleri ile karakterizedir. Bu cüzzam türü de farklı formlara dönüşebilir.
Tanı, genellikle hastaların tıbbi öyküsü ve muayenedeki karakteristik bulgularla konur. Önemli bulgular; dokunma ve hissetme yeteneğinde azalma, kol veya bacak sinirlerinde genişleme veya hassasiyet, el ya da ayakta uyuşma ve deride bakteri bulunmasıdır. Etkilenen cilt bölgelerinde saç dökülmesi de tanı için değerlendirilir.
Bir lezyonun cilt biyopsisi de tanıyı doğrulamak için yardımcı olabilir. Cüzzam olabilecek herhangi bir yaradan alınan örnek, incelenmek üzere bir laboratuvara gönderilir. İki ila beş arasında lezyonla karakterize olan pakibasil cüzzam (PB) olması durumunda test sonuçlarında herhangi bir bakteri olmayacaktır. Altı ya da daha fazla lezyonla karakterize olan multibasil cüzzamda ise test sonuçlarında bakteri görülür.
Cüzzamın türünün belirlenmesi için lepromin cilt testi yapılması gerekir. Bu test için ön kol derisinin hemen altına az miktarda inaktif lepraya neden olan bakteri enjekte edilir. 3 gün ve 28 gün sonra aşı olunan yer tekrar kontrol edilir ve hastaların reaksiyon gösterip göstermediğine bakılır. Bir reaksiyon varsa, tüberküloid ya da sınırda tüberküloid cüzzam olabilir. Cüzamlı olmayan ya da lepramatöz cüzzamlı kişiler bu teste tepki vermez.
Günümüzde tanıya yardımcı olması amacıyla kullanılan elisa testi vardır.
Cüzzam, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken tedavi kalıcı hasar ve şekil bozukluğunu önleyebilir. Cüzzamın tek tedavisi, 2 ila 3 tip antibiyotik kombinasyonunu içeren çoklu ilaç tedavisidir. Tedavi, 6 aydan 2 yıla kadar sürebilir. Genellikle hastanede kalınmasına gerek yoktur. Tedaviye başlandığında hastalar artık hastalığı yayamaz. Cüzzam tedavisinde kullanılan ilaçlar bakterileri öldürmede çok etkili olduğu için hastaların tedavi süresince diğer insanlardan uzak tutulmalarına gerek yoktur.
Çok etkili olan mevcut ilaçlar, tedavi süresinin 20 yıl önce yaygın olandan çok daha kısa olmasını sağlar. Tedavide kullanılan başlıca ilaçlar dapson, rifampisin ve klofazimindir. Tüberküloid ya da sınırda tüberküloid olan hastalara 6 ay süreyle dapson ve rifampin; sınırda ya da sınırda lepromatöz olan hastalara dapson, rifampisin ve klofazimin 2 yıl süreyle verilebilir. Bazı bölgelerde, bir deri lezyonu olan hastalar sadece tek doz ilaçla tedavi edilir. Kullanılan diğer ilaçlardan bazıları ise minosiklin, ofloksasin ve klaritromisindir. Tedavi üzerinde etkili olan bu ilaçlar, yaygın olarak kullanılan üç ilaca alerji ya da intolerans olması durumumda kullanılır.
Hafif reaksiyonları olan hastalar analjeziklerle semptomatik olarak tedavi edilebilir. Bununla birlikte çoğu vakada reaksiyonların kontrolü için prednizon ya da benzeri ilaçlara ihtiyaç duyulur. Bunların bazen aylarca verilmesi gerekebilir.
İlaç tedavisi sayesinde çoğu sakatlık ve şekil bozukluğu önlenebilir. Genel kanının aksine cüzzam el ve ayak parmaklarının düşmesine neden olmaz. Bazen görülen el ve ayak parmaklarındaki kayıplar cüzzam enfeksiyonundan değil, sinir hasarı ve uzuvlarda his kaybı nedeniyle oluşan yaralanmalardan kaynaklanır. Bu yaralanmalar, diğer bakteri türleriyle ikincil olarak enfekte olabilir ve parmaklarda enfekte olmuş kemikler kaybedilebilir. Yaralanmalar önlenebilirse, sakatlıkların çoğu meydana gelmez.
Kalıcı sakatlığı önlemek için hastalığın erken evrelerinde teşhis ve tedavi edilmesi önem taşır. Tedaviye, bakterileri öldürmek için uygun ilaçlarla başlanması ve reaksiyonlar ortaya çıkarsa bunların hemen tedavi edilmesi gerekir. Hastalarda, tedaviden önce bir miktar sinir hasarı meydana gelmiş olabilir. Daha fazla yaralanma ve şekil bozukluğunu önlemek için el, ayak ve göz bakımı konusunda sağlık eğitimi alınması da gerekebilir. Halihazırda cüzzamdan kaynaklanan şekil bozuklukları ve sakatlıkları olan kişilere, mümkün olduğunca normal bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak için ameliyat da önerilebilir.
Cüzzam tedavi edilmezse cilde, sinirlere, kollara, bacaklara, ayaklara ve gözlere kalıcı olarak zarar verebilir.
Cüzamın komplikasyonları şunları içerebilir:
Sinir hasarları, tehlikeli bir duyu kaybına yol açabilir. Cüzzamla ilişkili sinir hasarı varsa, hastalar ellerindeki, bacaklarındaki veya ayaklarındaki kesiklerde, yanıklarda ya da diğer yaralanmalarda ağrı hissetmeyebilir.