Dizlerde kireçlenme, özellikle yaşla birlikte semptomların kötüye gittiği, ciddi ve ağrılı bir sağlık sorunudur. Bir dizde ya da her iki dizde de görülebilen bu hastalık diz ekleminde ağrının yanı sıra şişliğe ve sertliğe de yol açabilir. Semptomlar kontrol altına alınmadığı takdirde hasta yürümekte zorlanabilir.
Kireçlenme ya da kalsifikasyon, vücut dokusunda, kan damarlarında veya organlarında kalsiyum birikmesi sonucunda görülür. Kalsiyumun birikmesi bölgede sertliğe neden olarak vücudun işlevlerini doğru bir şekilde yerine getirememesine yol açar. Kalsiyumun her hücrede bulunması ve kan dolaşımıyla vücutta taşınması nedeniyle vücudun herhangi bir bölgesinde kireçlenme meydana gelebilir.
Diz kireçlenmesi ise dizdeki eklem kıkırdağında kalsiyum birikmesiyle oluşur. Dizdeki kıkırdak, bir yastık görevi görerek dizin düzgün bir şekilde bükülmesini ve açılmasını sağlar. Diz kıkırdağı uyluk kemiğinin uç kısmını, kaval kemiğinin üst bölgesini ve diz kapağının arka tarafını kaplar. Kıkırdak yıprandığı takdirde kemiklerin arasındaki boşluk azalır. Bu boşluk azaldıkça kemikler birbirine sürtünür ve kemiklerde tümsekler oluşabilir.
Diz eklem kıkırdağının hasar görmesi birçok farklı sağlık sorununa neden olabilir. Dolayısıyla diz kireçlenmesi semptomları mutlaka iyi bir şekilde yönetilmelidir. Aksi takdirde dizlerde veya bacaklarda çarpıklaşma gibi şekil bozuklukları başlayabilir ya da bunlar varsa kötüleşmesine sebep olabilir.
Enfeksiyonlar, hiperkalsemiye (kanda çok fazla kalsiyum bulunması) yol açan kalsiyum metabolizması bozuklukları, kalıcı enflamasyon, iskelet sistemini ve bağ dokularını etkileyen genetik ya da otoimmün bozukluklar gibi birçok faktör kireçlenmede rol oynar. Genellikle kalsiyum açısından zengin bir diyet uygulamanın da kireçlenmeye yol açtığı düşünülse de yapılan araştırmalar sonucunda kalsiyumdan zengin diyetlerin kalsiyum birikmesi riskini artırdığına dair bir kanıt bulunamamıştır.
Diz kireçlenmesi dizdeki eklem kıkırdağının aşınması ya da hasar görmesi halinde meydana gelir. Eklem kıkırdağı kemiklerin uç kısmında bulunan ve eklemlerin hareket etmesini sağlayan sert ve lastiğe benzer bir dokudur. Darbe ve sarsıntılara karşı da koruma sağlayan bu doku, dikkat edilmezse çabuk aşınabilir. Kıkırdağın aşınması ise kireçlenmeye neden olur.
Dizlerde kireçlenmenin en sık görülen semptomu ağrıdır. Kireçlenmeye başlayan dizler, yürümek ve merdiven çıkmak gibi günlük yaşam aktivitelerini oldukça zorlaştırabilir. Yalnızca dizler hareket ettiğinde değil, hareketsiz otururken de ağrı hissedilebilir. Diz kireçlenmesinin diğer belirtileri ise şu şekildedir:
Ortaya çıkan bu semptomlar hastanın hareketlerini ve günlük yaşantısını kısıtlayabilir. Oturup kalkmak, yürümek, merdiven inip çıkmak veya arabaya binmek ya da arabadan inmek zorlaşır. Bu nedenlerle hasta bunları yapmaktan kaçınabilir. Ancak dizlerin daha az hareket ettirilmesi eklemin daha da zayıflamasına ve semptomların şiddetlenmesine neden olur.
Diz kireçlenmesinden şüphelenilen hastanın öncelikle tıbbi geçmişi ve semptomları öğrenilir ve hastaya fizik muayene yapılır. Diz ağrısına başka bir durumun neden olup olmadığının belirlenmesi için ağrıyı hafifleten ve şiddetlendiren faktörler de sorulabilir. Ek olarak hastanın ailesinde diz kireçlenmesi öyküsü olup olmadığı bilgisi de teşhis için faydalıdır. Fizik muayene ve bu bilgiler dışında teşhisin koyulması amacıyla birtakım testler de yapılabilir.
Kalsiyum birikmesi genellikle röntgen yardımıyla tespit edilebilir. Ayrıca röntgen sayesinde kemiklerde değişiklik olup olmadığı, kemikler arasındaki boşluk ve kemik çıkıntıları da görüntülenebilir. Zaman zaman röntgenle birlikte MRI ve bilgisayarlı tomografi de gerekebilir. Diğer sağlık sorunlarının ekarte edilmesi ve genetik yatkınlıkların tespit edilebilmesi için kan tahlili de yapılabilir.
Diz kireçlenmesi tedavisinde yöntem hastanın yaşı, durumu ve ağrının şiddeti gibi faktörlere bağlı olarak seçilir. Eğer kıkırdak kaybı söz konusu ise bu durum tedavi edilemez ancak bunun neden olduğu ağrıyı azaltmak ve dizlerin daha fazla hasar almasının önüne geçmek mümkündür. Dizlerde kireçlenme için birçok farklı tedavi yöntemi de uygulanabilir.
Hastaya diz kireçlenmesi tedavisinde eklem ağrısını ve varsa iltihabın şiddetlenmesinin engelleyebilecek egzersiz değişiklikleri önerilebilir. Koşma ve zıplamayı içeren egzersizlerden kaçınmak ve bunlar yerine hastanın aktif kalmasını sağlayan daha hafif egzersizler tavsiye edilebilir. Bu sayede diz çevresindeki kasların güçlendirilmesi sağlanarak eklemin daha stabil hale getirilmesi sağlanır. Bu da ağrının azaltılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda diz eklemini hareketli ve esnek tutmaya destek olması için germe egzersizleri önerilebilir.
Eğer kilo nedeniyle diz kireçlenmesi oluşmuşsa kilo kaybı da gerekli olabilir. Az miktarda kilo vermek dahi kireçlenmenin yol açtığı ağrının azaltılmasına katkıda bulunabilir. Ancak hasta diz kireçlenmesi nedeniyle günlük aktivitelerini yerine getirmekte sorun yaşıyorsa fizik tedavi gerekebilir. Kasları güçlendirmek ve eklemleri daha esnek hale getirmek için fizik tedavi egzersizleri de yardımcı olur.
Egzersiz ve kilo kaybının yanı sıra diz kireçlenmesi tedavisinde dizlik, yürüme aparatları veya ilaç da kullanılabilir. Gerekli durumlarda bu tedavilerin bir kombinasyonu uygulanabilir. Ancak bu tedaviler semptomların iyileştirilmesini sağlamadıysa, semptomlar hastanın yaşam kalitesini etkiliyorsa ya da diz ekleminde parçalanmalar görülüyorsa cerrahi tedavi yöntemleri tavsiye edilir. Diz kireçlenmesinin ameliyatla tedavisinde artroskopi, osteotomi ve artoplasti olmak üzere üç yöntem bulunur. Bunların yanı sıra PRP ve radyofrekans ablasyon gibi yöntemler de diz kireçlenmesi tedavisinde tercih edilebilir.