Beyin kanaması, beyindeki bir damarın çatlaması ya da sızıntıya neden olması sonucu kanın çevresindeki dokulara yayılması anlamına gelir. Bu kanama çevredeki beyin hücrelerinin ölmesine sebep olur.
Beyin kanaması beynin içinde ya da beyin ve kafatası arasındaki bölgede görülür. En sık rastlanan türü bölgedeki damarlardan birinin zamanla zayıflayıp kan basıncına dayanamaması sonucu çatlaması sonucu oluşmaktadır.
Beyinde pek çok damar bulunur ve bu damarlardan birinin zarar gördüğü durumlarda bölgede enflamasyon ve ödem görülebilir. Beyin ve beyni çevreleyen dokuda bir kanama olduğunda bu bölgede kan birikir ve bu birikme de beyinde basınca yol açar. Hemen müdahale edilmemesi hâlinde bu basınç beyinde çeşitli zedelenmelere sebebiyet verebilir.
Beyin Kanaması Türleri Nelerdir?
Beyin kanamaları kanamanın oluştuğu bölge (beyin içi ve beyin dışı) ve oluşma biçimine göre beşe ayrılmaktadır. Bu kanamaların bir arada gerçekleştiği vakalar da görülebilir.
Subaraknoid kanama: Beyin zarı (çeper) ile beyin arasında gerçekleşen kanamalardır. Bu kanama biçimleri yaşlılarda daha çok görülür. Kaynağı genellikle beyin damarlarındaki anevrizmalardır. Anevrizma, kan damarlarının duvarlarının zayıflaması sonucu zayıflayan bölgenin adeta bir balon şekli aldığı durumu ifade eder. Bu tip kanamalar, çok şiddetli baş ağrısı ile kendini gösterir. Hastaların bu ağrıları “hayatımda yaşadığım en şiddetli baş ağrısı” olarak tanımladığı söylenebilir.
Subdural kanama: Beyni çevreleyen dura adı verilen zarın altında gerçekleşen kanamalara subdural kanamalar adı verilir. Kafa travmaları sonrasında ortaya çıkan bu tip beyin kanamaları, toplardamardaki yırtılma ya da kopma sonucunda görülebilir. Belirtiler aniden ortaya çıkabildiği gibi bir iki haftaya da yayılabilir.
Epidural kanama: Dış beyin zarının (dura) üzerinde, zar ile kemik arasında kalan kısmında görülen kanamalardır. Kafatasının yanlarındaki kemiklerin kırılması sebebiyle bu kemiklerin altında yer alan atardamarın zedelenmesi sonucu görülür.
İntraserebral kanama: Beyin dokusu (beyin sapı dahil olmak üzere) içinde gerçekleşen kanamalardır. İleri yaş, diyabet, yüksek alkol kullanımı gibi risk faktörleri intraserebral kanama görülme ihtimalini artırır. Gelişmiş ülkelerde tüm inmelerin ortalama %8-13’ünün bu tip kanamalardan kaynaklandığı söylenebilir. Türkiye’de ise görülme sıklığı %28,8 olarak kaydedilmiştir. Migren, akut veya kronik hipertansiyon, vaskülit ve anevrizmalar bu tip kanamalara sebep olabilir.
İntraventriküler kanama: Beynin içinde yer alan içi sıvı dolu odacıklarda (ventrikül) görülen kanamalardır. Bu odacıklar beyin-omurilik sıvısının üretildiği yerlerdir.
Beyne oksijen ve besin damarlar aracılığıyla taşınır. Beyin kanaması gerçekleştiğinde beyne giden oksijende azalma olduğu görülür ve bu durumda oksijen gerekli beyin dokularına ulaşamaz. Ayrıca, bölgede biriken kan da beyin dokularına baskı yapar. Beynin 3 ya da 4 dakikadan fazla oksijensiz kalması durumunda o bölgedeki beyin hücreleri ölür. Bu durum sinir hücreleri ve diğer hayati fonksiyonları da etkiler.
Beyin Kanamasının Nedenleri Nelerdir?
Beyin kanamalarının pek çok farklı nedeni olabilir. Bazı tür kanamalar travmayla, bazıları ise yaş ve birtakım hastalıklarla ilişkilendirilmektedir. Genel anlamda beyin kanamasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
- Kafaya alınan travmalar (kazalar, spor yaralanmaları, kafaya alınan darbe vb.)
- Hipertansiyon
- Damar sertliği (arteroskleroz:damar duvarında yağ plaklarının birikmesi)
- Pıhtı
- Serebral anevrizma
- Amiloid anjiyopati (Beyin damar duvarlarında amiloid proteinlerin birikmesi)
- Doğuştan gelen damar anomalileri
- Kan sulandırıcıların kullanımı
- Beyin tümörleri
- Sigara ve yoğun alkol kullanımı
- Uyuşturucular
- Eklampsi (hamilelikte meydana gelen bir komplikasyon)
Kimler Beyin Kanaması Riski Altındadır?
Beyin damar hastalıkları kalp ve kanserden sonra gelişmiş ülkelerde en çok ölüm ve sakatlığa neden olan hastalık grubunu oluşturur. Ailede beyin kanaması geçirmiş bir bireyin olması bu riski artıran faktörlerden biridir. Beyin kanamaları bir çeşit inme olarak sınıflandırılır ve toplumun her kesiminden bireyleri etkileyebilir. Beyin içi kanamalar ve beyindeki damar çatlamaları ise en sık yaşlılarda görülür. Nadiren olsa da bu tip kanamalar, çocuklarda da görülebilir. Bazı durumlarda aşırı fiziksel zorlanmalar da beyin kanamasıyla sonuçlanabilir.
Beyin Kanaması Belirtileri Nelerdir?
Belirtiler kanamanın gerçekleştiği bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Belirtilerin bazıları duyularda bazıları ise düşünme fonksiyonunda aksamalara yol açar. En sık görülen belirtiler şunlardır:
- Bilinç ve dikkat bozulmaları
- Bilinç bulanıklığı
- Tepkilerde gecikme
- Yutma güçlüğü
- Bulantı ve kusma
- Düşünme, konuşma anlama, yazma ve okumada güçlük (Konuşmada bozulma, anlaşılmada güçlük, dilde sürçme)
- Denge kaybı
- Görme kaybı, görmede güçlük
- Felç (Vücudun tamamında ya da bir bölümünde)
- Nöbetler
- Çok şiddetli baş ağrısı (Subaraknoid kanamada genellikle hastalar hayatlarının en şiddetli baş ağrısını geçirdiklerini belirtir.)
- Vücudun çeşitli bölgelerinde aniden ortaya çıkan uyuşma, karıncalanma, elektriklenme (Yüz, kol ya da bacakta görülebilir. Çoğunlukla tek taraflıdır.)
- Nefes alıp vermede zorlanma ve anormal kalp atışları (Kanama beyin sapında ise)
Çocuklarda kafa şişmesi, gözlerde kanlanma, kusma, bilinç kaybı gibi belirtiler görülebilir.
Beyin Kanaması Nasıl Teşhis edilir?
Beyin kanamasında ölüm riski yüksektir. Beyin kanaması sonrasında ölümlerin büyük kısmı iki gün içinde gerçekleşir.
Beyin kanamasının tespiti için bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. BT hızlı sonuç veren bir görüntüleme yöntemidir. Beyin kanamalarında hemen müdahale yapılması çok kritik olduğundan, genellikle bu yönteme başvurulur.
Serebral anjiyografi de beyne giden damarların ilaçlı filminin çekilmesi işlemine verilen isimdir ve damarlardaki bozuklukları tespit etmek için kullanılır. Ayrıca, EEG (Elektroensefalografi) ve Transkraniyal Doppler Ultrason da istenebilir.
Beyin Kanamasının Tedavisi Nasıl Olur?
Beyin kanamasında hastaya hemen tanı konulması ve buna uygun bir tedavi planı oluşturulması çok önemlidir. Beyin dokusunda kalıcı hasar oluşmaması için acil müdahale yapılması gerekir. Beyindeki herhangi bir basıncı ortadan kaldırmak içinse operasyon gerekebilir. Kanamanın nerede olduğuna bağlı olarak yapılacak operasyon da değişiklik gösterir. Örneğin, kafatasına delik açılması yoluyla biriken kanın dışarı akması sağlanabilir, ancak beynin içinde bir kanama söz konusuysa kafatasının bir parçasının çıkarılması gerekebilir. Hangi yolun izleneceğine uzmanlar karar verecektir.
İlk müdahaleden sonra ilaç ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerine geçilir. Bu aşamada, ağrı kesiciler, kortikosteroidler, tansiyon ilaçları ve epilepsiye yönelik ilaçlar sık kullanılan ilaçlar arasında yer alır.
Beyin kanamasına zamanında müdahale edilmediği takdirde, buna bağlı olarak kalıcı hasarlar görülebilir. Yutma güçlüğü, hafıza, düşünme, konuşma, yazma ve okumada güçlük, görme kaybı, felç duyu kaybı, kişilik değişmesi, bilinç kaybı ve koma gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir.
Beyin Kanaması Sonrasında Yapılması Gerekenler
Beyin kanamasından sonra hastaların bir kısmının tamamen iyileştiği durumlar görülebilir. Beyin kanaması geçirmiş kişilerin düzenli bir hayat sürmeleri ve kanamanın tekrarlanmaması için gerekli önlemleri almaları gerekir. Bu önlemlerin başında, tansiyonun kontrol altında tutulması, alkol ve sigara kullanımının azaltılması ya da tamamen bırakılması ve egzersiz gelir.
Yaşlılarda düşme ve çarpmanın önüne geçilmesi, spor yaparken ya da çeşitli araçlar kullanılırken koruyucu ekipman takılması gibi önlemler de kafanın travmalardan korunması açısından oldukça önemlidir.
Ayrıca, damar sertleşmesi gibi hastalıkların beyin kanamasına yol açabileceği düşünüldüğünde beslenme şeklinin de büyük önem taşıdığı söylenebilir. Sağlıklı ve dengeli beslenme pek çok hastalıkta olduğu gibi beyin kanaması için de önleyici niteliktedir.
Beyin kanaması sonrası hastalarda herhangi bir hasarın kalması durumunda çeşitli rehabilitasyon ve terapi yöntemlerine başvurulabilir. Vücudu güçlendirme veya yeme ve konuşma problemlerinin giderilmesi için kullanılan birtakım terapi yöntemleri bulunmaktadır.