Günümüzde pek çok hastalığın tedavisinde destek olarak yararlanılan ozon tedavisi vücut direncini artırmaktadır. Enfeksiyondan cilt hastalıklarına, diyabetten hepatite kadar farklı hastalıkların tedavisinde kullanılabilen ozon, çeşitli yöntemlerle uygulamaktadır. Önemli bir yardımcı tedavi olan ozon terapisinin yan etkilerinin ise yok denecek kadar az olması da bu yöntemin uygulanmasında önemli etkenlerden biridir.
Ozon Tedavisi Nedir?
Ozon terapisi olarak da bilinen ozon tedavisi; çeşitli hastalıkların tedavisine destek olmak amacıyla hastaların dolaşım sistemlerine ozon ve oksijen karışımı uygulanması işlemidir. Oksijenin kararsız bir formu olan ozon (O3), atmosferde bulunan renksiz ve kokulu bir gazdır. Oksitleme özelliğinin yüksek olması sayesinde mikroorganizmaları ve toksinleri yok ederek günümüzde sterilizasyon ve filtreleme işlemlerinde kullanılan ozon gazından tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak da faydalanılmaktadır.
Ozon Tedavisi Ne İçin Kullanılır?
Pek çok hastalığın tedavisinde yararlanılan ozonun ne için ve nasıl uygulandığı araştırma konusu olmuştur. Bu nedenle çoğu hasta ozon tedavisi ne işe yarar şeklinde araştırma yapmaktadır. Bu tedavi özellikle bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkların tedavilerinde etkili olmaktadır. Hücre yenilenmesini hızlandırmak, kan şekerini düşürmek, oksijen azlığını gidermek gibi pek çok görev üstlenen ozon tedavisinden farklı hastalıklar için faydalanılabilmektedir.
Ozon tedavisinin uygulandığı hastalıklar şunlardır:
- Kanser,
- Bel fıtığı,
- Diyabet,
- Periodontit ve diş hastalıkları,
- Anti-aging,
- Kronik yaralar,
- Kronik yorgunluk,
- İskemik hastalıklar,
- Bakteri ve mantar enfeksiyonları,
- Astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları,
- Behçet hastalığı gibi otoimmun hastalıklar,
- Migren,
- Romatizmal hastalıklar,
- Dolaşım sistemi bozuklukları,
- Göz hastalıkları,
- Alzheimer ve demans gibi geriatrik hastalıklar,
- AIDS,
- Sedef gibi cilt hastalıkları,
- Fibromiyalji ve diğer kas ağrıları.
Ozon terapisi, bağışıklık sistemi üzerinde etkili olması nedeniyle kanser tedavisine ek olarak sıklıkla uygulanmaktadır. Tedavinin, metabolizmayı uyararak ve hücrelere oksijen takviyesi yaparak kanserli hücrelerin yok olmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte, radyoterapi ve kemoterapi gibi yardımcı tedavilerin etkisini artırdığı da düşünülse de bununla ilgili bilimsel bir veri bulunmamaktadır.
Solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının tedavisinde de yararlanılan ozon terapisi; diyabet, astım, KOAH hastaları üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. Diyabetin özellikle ayak bölgesinde neden olduğu uyuşma ve ağrı gibi semptomların azaltılması ve dolaşım bozukluklarının tedavi edilmesinde uygulanmaktadır. Kandaki oksijen seviyesini artırması ve hastaların nefes almasını kolaylaştırmasıyla da solunum yolu hastalıkları üzerinde etkili olmaktadır.
Yara ve enfeksiyon hastalıklarının da tedavisinde kullanılan ozon, mikrop ve bakterilerin üremesine engel olarak dokuların iyileşmesini hızlandırmaktadır. Özellikle kronik ve iyileşmeyen diyabet ve yatak yaraları, varis ve yumuşak dokuda görülen enfeksiyon ve yaralanmalarda etkili sonuçlar alınmaktadır.
Ozon Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
Farklı hastalıklar için tamamlayıcı tedavi olarak ozon tedavisi yaptıranlar pek çok fayda sağlamaktadır. Hücre ve dokulardaki oksijen seviyesini artırmaya dayanan bu tedavi yöntemi bağışık sistemini güçlendirmesi ve kan dolaşımını hızlandırması sayesinde destekleyici tedavi olarak uygulanmaktadır. Bağışıklığın güçlenmesi özellikle enfeksiyon hastalıklarına karşı koruma sağlamaktadır. Aynı zamanda tansiyonu ve hormonları dengelemekte, kas ve eklem ağrılarını azaltmakta, beyin fonksiyonlarının daha iyi çalışmasını sağlamaktadır.
Ozon Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ozon tedavisinin sıklığı ve dozu; hastalığın seyri, hastanın yaşı ve durumu gibi farklı parametreler göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. Tek başına kullanılmayan ve belli oranlarda oksijenle karıştırılarak uygulanan ozonun hava ile temas etmemesi de önemli noktalardan biridir. Karışımda en fazla %5 oranında bulunan ozon, aynı zamanda hastalara doğrudan damar yolu ile uygulanmamaktadır.
Günümüzde kabul gören ve farklı tekniklerle uygulanan iki farklı ozon tedavi yöntemi bulunmaktadır:
Sistemik
Sistemik uygulamalardan biri olan majör yöntem günümüzde en sık tercih edilen ozon tedavi yöntemlerinden biridir. Hastalardan 50 cc-200 cc arasında kan alınarak ortalama 10 dakika boyunca ozon ve oksijen karışımıyla birleştirilmekte ve bu yeni karışım hastaya damar yolu ile geri verilmektedir. Majör yöntemde uygulama dozu ve seans sayısına karar verirken hastalığın ne olduğu ve hastanın yaşı gibi faktörlere dikkat edilmektedir.
Rektal ve vajinal insüflasyon ise majör yöntemin alternatifi olarak uygulanmaktadır. Diyabet ya da kanser gibi damar yolunun açılamadığı hastalarda uygun dozda ozon ve oksijen karışımı anüs ya da vajinadan verilmektedir. Bu yöntemin avantajları arasında karaciğer ve bağırsaklarla ilgili hastalıklarda doğrudan etki etmesi de bulunmaktadır.
Lokal
Lokal uygulamalar hastalığa göre uygun dozda hazırlanan ozon ve oksijen karışımının damar yerine eklemler, kas, tendon, cilt üzerine ya da vücut boşluklarına uygulanmasına dayanmaktadır.
En sık tercih edilen lokal uygulamaların başında aşılama olarak da bilinen minör yöntem gelmektedir. Hastalardan 2 cc-5 cc arasında kan alınarak ozon ve oksijen karışımıyla birleştirilmekte ve bu yeni karışım kas dokusuna uygulamaktadır.
Lokal uygulamalardan biri olan torbalama ise enfekte ve kapanmayan yaralar ve ülser tedavisinde kullanılmaktadır. Lezyonun bulunduğu deri özel bir torba ile çevrelenmekte ve bu bölgeye ozon gazı uygulanmaktadır. Topikal yöntemde ise ozon ve oksijen karışımı ya da ozonlu su veya yağ doğrudan deri üzerine uygulanmaktadır.
Zayıflama, detoks ve selülit programlarında da kullanılan lokal uygulamalardan biri de sauna yöntemidir. Hastaların kafa kısımları dışında kalan vücut bölümleri özel bir kabin içine yerleştirilmekte ve ozon/oksijen karışımı nemli deri üzerine doğrudan uygulanmaktadır. Kozmetik uygulamalardan biri olan sauna yönteminde seanslar yaklaşık 20 dakika sürmektedir.
Ozon Tedavisi Etkisini Ne Zaman Gösterir?
Hastalığın türüne bağlı olarak dozu ayarlanan ozonun sürekli bir etkisi yoktur. Çoğu hastada haftada 2 defa ve toplamda 10 seans uygulanan ozon tedavisi bu sürenin sonunda etkisini gösterse de doktorun da tavsiyesiyle belirli dönemlerde tek seans şeklinde tekrar uygulanmaktadır.
Ozon Tedavisi Kaç Seans Sürer?
Seans sayısı hastalığın türüne ve hastaların durumuna göre belirlenmektedir. Bu anlamda hastaların yaşı ve kilosu, kullandığı ilaçlar; hastalığın ise süresi ve evresi göz önünde bulundurulmaktadır. Bununla birlikte tedavi ortalama 10 seansta bitmektedir. Bazı hastalıklarda ise seanslar uzayabilmektedir. Örneğin, bel fıtığı ozon tedavisi ortalama 12-14 seans sürmektedir.
Ozon tedavisi fiyatları da seans sayısıyla birlikte merak edilen noktalardan biridir. Tedavi fiyatları seans sayısına ve uygulanan doza göre değişiklik göstermektedir.
Ozon Tedavisinin (Zararı) Yan Etkisi var mı?
Her tıbbi müdahalenin bir yan etkisi vardır. Her uygulamanın örneğin kan almanın bile iğne batırırken ağrı veya kanama gibi yan etkileri vardır. Tüm dünyada yaygın olarak uzun süreden beri uygulanan doğal tedavi metodu olan Ozon tedavisinin bahsedilen yan etkileri çok azdır.
Yan Etkiler: Ozonun kendisinden kaynaklanan belirgin bir yan etki yoktur. Nadiren geçici ve kısa süreli uygulama sonrası tansiyon düşüklüğü olabilmektedir. Yanlış uygulama tekniği ve hatalı doz seçimine bağlı nadiren olumsuzluklar görülebilir.
Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?
Glikoz 6 fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği ya da favizmde; lösemi ve hemofili gibi hastalıklarda; ozon alerjisi bulunanlarda; yeni kalp krizi geçirenlerde; hamilelerde; kontrol edilemeyen hipertiroidide; kardiyovasküler hastalıklarda ozon tedavisi uygulanmamaktadır. Bu hastaların dışında uygun olan hastalara doktor kontrolünde ozon terapisi uygundur.
Ozon tedavisi devlet karşılıyor mu merak edilen noktalar arasında bulunmaktadır. Ozon terapisi devlet tarafından karşılanmamaktadır.
Ozon Tedavisi Hakkında Sık Sorulan Sorular
Nadiren geçici tansiyon düşüklüğü. Yanlış uygulama tekniği ve hatalı doz seçimine bağlı nadiren olumsuzluklar.