Lohusalık (Doğum Sonrası) Depresyonu Nedir?

Lohusalık (Doğum Sonrası) Depresyonu Nedir?



Yeni anne olmuş çoğu kadın, lohusalık döneminde üzgün, endişeli, yalnız ve bitkin hissedebilir. Ancak bazı kişiler, lohusalık döneminde yaygın biçimde gözlemlenen annelik hüznünden farklı olarak çok daha ciddi bir duygudurum bozukluğu yaşayabilir. Lohusalık (doğum sonrası) depresyonu adı verilen bu duygudurum bozukluğu kendi kendine kaybolmaz ve bebeğin doğumundan haftalar ya da aylar sonra bile ortaya çıkabilir.

Doğum Sonrası Depresyon Neden Meydana Gelir?

Doğum sonrası depresyonu, bebeğin nasıl dünyaya geldiğinden ya da kaçıncı annelik deneyimi olduğundan bağımsız olarak lohusalık dönemindeki kadınlarda gözlemlenebilen bir rahatsızlıktır. Benzer durum, kişilerin sosyoekonomik özellikleri açısından da geçerlidir. Yani yaş, meslek, eğitim seviyesi ve etnik köken gibi kriterler hastalığın gelişiminde tahmin edildiği kadar fazla etkiye sahip değildir. Depresyonun bu türünün, kesin olmamakla birlikte, fiziksel ve duygusal faktörlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir.

Hormon seviyesindeki değişimler, lohusalık depresyonunun ortaya çıkmasına neden olan fiziksel faktörlerin başında gelir. Özellikle hamilelik sürecinde yükselen östrojen, progesteron ve tiroid hormonlarının seviyelerinin doğum sonrasında hızlıca düşmesi, depresyonun gelişimine zemin hazırlayabilir. Hormon seviyelerindeki değişime ilaveten uyuşturucu ve alkol kullanımı, uyku eksikliği gibi etkenler lohusalık döneminde duygudurum bozukluğuna sebep olabilir.

Bipolar bozukluk ya da depresyon geçmişinin olması lohusalık depresyonu riskini artıran faktörler arasında yer alır. Ekonomik kaygılar, emzirmede sorun yaşamak, bebeğin sağlığında bir sıkıntı olması gibi etkenler doğum sonrası depresyonunu tetikleyebilir. Bir psikolog ve psikiyatristten destek almak büyük önem teşkil eder.

Doğum Sonrası Depresyonu Belirtileri Nelerdir?

Doğum sonrası depresyon belirtileri, kişiden kişiye ve günden güne farklılık gösterebilir. Bu duruma ilaveten herhangi birinin ne zaman ortaya çıkabileceğine yönelik tahminde bulunmak da epey güçtür. Lohusalık dönemindeki bir kişide belirtilerden biri ya da daha fazlası ilk haftadan itibaren gözlemlenebilir. Bazı vakalarda ise doğumun üzerinden aylar geçtikten sonra belirtilere rastlanabilir.

Doğum sonrası depresyonun en önemli belirtisi, anne ve bebek arasındaki soğukluktur. Lohusalık dönemindeki depresyonun bir diğer belirtisi ise bunalmış ve üzgün hissetmektir. Rahatsızlığın etkisiyle baş gösteren bu hislere, zaman zaman ağlama krizleri eşlik edebilir. Duygudurum halindeki bu tür değişimler, sürecin ilerleyen aşamalarında annenin kendisine veya bebeğine zarar verme düşüncesine sahip olmasına yol açabilir.

Psikolojik belirtiler, zamanla fiziksel açıdan olumsuz durumların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Örneğin, lohusalık depresyonu tanısı konmuş kişilerin beslenme ve uyku rutinlerinde aksamalar meydana gelebilir. Hatta diğer gündelik ihtiyaçlarını gidermek konusunda da pek hevesli olmayabilirler. Duygudurum bozukluğunun beraberinde getirdiği enerji ve motivasyon kaybı, kişileri normalde keyifle yaptıkları aktivitelerden soğutabilir. Bireysel olarak değişiklik göstermekle birlikte rahatsızlığın fiziksel belirtileri arasında ayrıca kronik baş ağrısı ve mide problemleri de sayılabilir.

Erkeklerde Doğum Sonrası Depresyon

Yeni baba olmuş kişilerde de doğum sonrası depresyonu görülebilir, nedenleri şu şekilde listelenebilir:

  • Önceki yıllara ait depresyon hikâyesi
  • Ailede duygudurum bozukluğu yaşamış bireylerin olması
  • Duygusal ve sosyal destek eksikliği
  • İlişki ve yaşam tarzındaki değişimler
  • Babalığa uyum sağlayamamak
  • Finansal stres ve sorunlar
  • Başka çocuklara sahip olmak

Erkeklerde lohusalık depresyonuna sebep olan faktörler gibi rahatsızlığın belirtileri de kadınlarda gözlemlenenlere benzerdir. Yani kişi, umutsuzluk ve sinirlilik gibi hislerini çok daha net biçimde dışarıya yansıtır. Bunun dışında daha önce zevk alınarak yapılan aktivitelere ilgisizlik, alkol kullanımının artması, iştahsızlık ya da aşırı yeme isteği, panik atak gibi belirtiler de duygudurum bozukluğu neticesinde sıkça gözlemlenebilmektedir.

Lohusalık (Doğum Sonrası) Depresyonu Tedavisi

Lohusalık depresyonu belirtileri gözlemlenen kişilerin, mümkün olan en kısa sürede bu alanda uzmanlaşmış bir profesyonelden destek almaları gerekir. Rahatsızlığa yönelik tedavi sürecinde, kişinin durumuna bağlı olarak farklı tedavi yöntemlerinden yalnızca biri ya da birkaç tanesi uygulanabilir. İlaç ve terapi kombinasyonu en çok tercih edilen tedavi yöntemidir.

İlaç tedavisi, kendi içerisinde birçok seçeneği barındırır. Antidepresanlar, doğum sonrası depresyonu tedavisinde en yaygın kullanılan ilaç türüdür. Zira rahatsızlığın belirtilerinin çoğunu hafifletmeye yardımcı olurlar. 6 ila 8 hafta arasında uygulanan ilaçla tedavi yönteminde, hedeflenen sonucunun alınabilmesi için farklı türde antidepresanlar kullanılabilir. SSRI’lar ya da dilimizdeki karşılığı ile seçici serotonin gerialım inhibitörleri, diğer tüm depresyon türlerinin tedavisinde olduğu gibi bu rahatsızlıkta da ilk akla gelen seçeneklerdir. Ancak etki sürelerinin görece uzun olmasından dolayı sağlık uzmanları eşzamanlı olarak trisiklik antidepresan takviyesine başvurabilir. Kişinin bünyesinin ilaçlara yanıt vermemesi durumunda ise atipik antidepresan veya brexanolone ile tedaviye geçilebilir.

Klinik çalışmalar, bilişsel davranışçı terapi (BDT) adı verilen uygulamanın doğum sonrası depresyonuna ait semptomları önemli oranda iyileştirebilme potansiyeline sahip olduğuna işaret eder. BDT, depresyon tanısıyla tedavi altına alınan kişinin düşünme kalıplarını değiştirmesine ve zor durumların üstesinden gelmek için problem çözme becerisini kullanabilmesine imkân tanır. Bilişsel davranışçı terapi ayrıca hastanın düşünmedeki çarpıklıkları fark edebilmesine ve yeteneklerine daha fazla güvenmesine olanak sağlayan teknikleri öğrenmesini mümkün kılar. BDT, semptomların ortadan kaldırılmasında tek başına yararlı olabileceği gibi ilaç tedavisini destekleyici rolde de kullanılabilir.

Doğum Sonrası Depresyonu Önleme Yöntemleri

Doğum sonrası depresyon hem erkeklerde hem de kadınlarda son derece yaygındır ve tamamen önlenebilir değildir. Ancak doğum sonrası depresyonun belirtilerini bilmek, durumun kontrol altına alınabilmesine yardımcı olabilir. Sık kullanılan tedavi yöntemlerine ek olarak bazı tedbirlere başvurmak, doğum sonrasında şiddetli duygudurum değişimleri yaşanması riskini kayda değer oranda azaltabilir. Bu amaç doğrultusunda, doğum öncesi ve sonrası döneme yönelik eğitimlerden faydalanılabilir. Uyku ve beslenme düzenini korumaya özen göstermek de depresyon riskini azaltabilir. Ayrıca doğum öncesinde arkadaşlardan ve aileden destek almak, sürecin devamının kolayca sürdürülebilmesi açısından önemlidir.

Lohusalık (Doğum Sonrası) Depresyonu Nedir? Hakkında Sık Sorulan Sorular

Doğum sonrası depresyonu, bebeğin nasıl dünyaya geldiğinden ya da kaçıncı annelik deneyimi olduğundan bağımsız olarak lohusalık dönemindeki kadınlarda gözlemlenebilen bir rahatsızlıktır.

Oluşturma: 18.05.2023 01:29
Son Güncelleme: 18.05.2023 03:28
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-