Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
İki uçlu duygudurum bozukluğu ya da manik depresif adlarıyla da bilinen bipolar bozukluk, iki farklı hastalık dönemiyle karakterizedir.Bu hastalık dönemlerinden bir tanesinde taşkınlık (mani), diğerinde ise çökkünlük (depresyon) bulunmaktadır. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık dönemi yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dönemleri dışında ise hasta hemen tamamen normale döner. Bazı hastalarda ise günlük yaşamı kısmen etkileyen kalıntı belirtiler görülmekle birlikte, hastalar düzelir.
Hastalık dönemlerini ele almak gerekirse, mani veya taşkınlık dönemi duygudurumun çok yükseldiği, hastanın aşırı coşkulu olduğu dönemdir. Bu dönemde hastada abartılı önemli düşünceler veya ayağı yere basmayan projeler, kendini olduğundan çok daha yüksekte hissetme, büyüklük düşünceleri, düşüncelerin hastanın zihninde adeta yarışması, kendini aşırı enerjik hissetme, uyku gereksiniminde azalma, hatta uyku gereksinimini inkar etme, sonuçlarını düşünmeden heyecanlı veya eğlenceli faaliyetlere kalkışmak (çok fazla para harcama, aşırı hızlı araba kullanma) görülen belirtilere örnektir.
Diğer yandan depresyon veya çökkünlük dönemi ise yukarıda yazılan durumun tam tersidir. Depresyonda ise hastada mutsuzluk, karamsarlık, umutsuzluk, özgüvende azalma, değersizlik hissetme, abartılı suçluluk veya pişmanlık duyguları, eskiden zevk aldığı faaliyetlerden zevk alamama, iştahsızlık veya uykusuzluk gibi değişiklikler, ölüm ve intihar düşünceleri, bedeninde nedeni açıklanamayan ağrılar ortaya çıkabilir.
Bipolar bozukluk sebepleri ise tam olarak bilinmese de bazı faktörlerin rahatsızlığın gelişmesinde rolü olduğu düşünülmektedir. Özellikle genetik faktörlerin bireylerde bipolar bozukluğun ortaya çıkmasında büyük bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarla desteklenen genetik faktörlerin etkisinin yanı sıra beyin fonksiyonlarında meydana gelen değişimler de bipolar bozukluk nedenleri arasında sayılmaktadır.
Bipolar bozukluğa neden olan gen henüz bulunmasa da araştırmalar birinci dereceden akrabalarında bu rahatsızlık görülen kişilerde bipolar bozukluğun görülme olasılığının arttığını belirtmektedir. Aile öyküsünün yanı sıra günlük hayatta yaşanan aşırı stres, travmalar, çeşitli hastalıklar gibi nedenler de bipolar bozukluğun tetikleyicileri arasında bulunmaktadır.
Bipolar bozukluk toplumlara arası farklılık göstermemekte ve ortalama olarak %2-3 civarında görülmektedir. Erkek kadın oranı eşittir ve ortalama başlangıç yaşı 20–25 arasındadır. Çocukluk çağında da başlangıç görülebilir. 40-45 yaşlarından sonra başlaması nadir görülür.
Bipolar bozukluğun seyrindeki en önemli özelliklerden birisi ise mevsimsellik göstermesidir. Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar – yaz aylarında taşkınlık, coşkunluk yaşarken, sonbahar – kış aylarında ise çökkünlük, durgunluk içinde girerler. Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş hastaların alevlenmesi açısından en riskli dönem gibi görünmektedir.
Bipolar Bozukluk Belirtileri
Mani ve hipomani atakları farklı şekillerde kendini gösterse de belirtileri benzerdir. İki atağın en önemli farkı mani ataklarının kişilerin sosyal hayatlarını ve iş yaşamlarını büyük oranda etkileyecek kadar şiddetli olmasıdır. Bununla birlikte mani ve hipomanide şu belirtiler görülmektedir:
- Aşırı enerjik hissetme,
- Aşırı sevinçli ve mutlu hissetme,
- Aşırı iyimser olma,
- Genel olarak az uyuma ile kendini gösteren uyku bozuklukları,
- Genellikle az yeme ve iştahta yaşanan problemler,
- Hızlı ve heyecanlı bir şekilde konuşma,
- Dikkat dağınıklığı,
- Zararlı ve risk içerikli söylemlerde bulunma,
- Kendine aşırı güvenme,
- Kendini aşırı beğenme,
- Halüsinasyon görme.
Duygudurum bozukluğunun diğer ucu olan depresyonda görülen belirtiler ise aşağıdaki gibidir:
- Depresif ruh hali,
- Düşük özgüven,
- Günlük hayatta yapılan aktivitelerden keyif alamama,
- Enerjinin düşük olması,
- Hafızada ve hatırlamada yaşanan güçlükler,
- Konsantrasyon bozuklukları,
- Genel olarak neredeyse hiç beslenmemeye kadar giden iştahsızlık problemleri,
- Aşırı uyuma ya da çok az uyuma,
- Sürekli kaygı hali,
- Karamsarlık,
- Yalnız, çaresiz ve mutsuz hissetme,
- Ölüm ve intihar düşüncesi.
Bipolar bozukluk çoğunlukla mani ve depresyon dönemleri ile karakterize olsa da bazı durumlarda mani ve depresyon atakları aynı anda da görülebilmektedir. Karma dönem(mixt epizod ) olarak adlandırılan bu dönemde hastalar farklı ve uç iki duygudurumunu aynı anda yaşamakta ve mutsuz hissederken aynı zamanda enerjik de hissedebilmektedir.
Bipolar Bozukluk Tanısı Nasıl konur?
Bipolar Bozukluk kesin tanısını Psikiyatri Uzmanları koyar. Spesifik bir testi ve labaratuvar bulgusu yoktur. Belirtilerin şiddetine göre tiplendirmesi yapılır. Halk arasında çok sık olarak günlük dalgalanan ruh hali değişimleri bipolarite olarak algılansa da aslında bipolar bozukluk böyle bir durum değildir.
Bipolar Bozukluk Tedavisi
İki uçlu bozukluğun standart bir tedavisi yoktur, her hastaya göre doktoruyla ortaklaşa olarak bir tedavi programı hazırlanır. Bu tedavi programında ilaç tedavisi yanı sıra yaşamın düzene sokulması, kötü beslenme ve alkol – madde kullanım alışkanlıklarından uzaklaşma, pozitif düşünme ve davranma becerilerini geliştirme, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenme, hastalığın seyri konusunda ayrıntılı bilgiye sahip olma bulunmaktadır. İlaç tedavisi olarak tercih edilen ilaçların başında lityum gelirken, ayrıca valproat, karbamazepin gibi antiepileptikler, antipsikotikler kullanılabilmektedir.
İki uçlu bozukluğun tedavisinde hastalık dönemlerinin tedavi edilmesi kadar, hastanın yeniden hastalanmasını engellemek adına koruyucu tedavi de planlanmaktadır.
Bipolar bozukluk tedavisinin temelini farmakolojik tedavi oluşturmaktadır. Bu anlamda bipolar bozukluk ilaçsız tedavi edilebilen bir rahatsızlık değildir. Bazı vakalarda görülen az şiddetli semptomlarda da düşük dozda ilaçlı tedavi uygulanmaktadır.
Duygudurum düzenleyici ilaçlar özellikle taşkınlık dönemlerinde kullanılan ve atakların kontrol altına alınmasını sağlayan ilaçlardır. Bu ilaçlar her gün alınmakta ve uzun süreli tedavinin bir parçası olmaktadır. Bipolar bozukluk lityum tedavisi içinde de bu ilaçlardan söz etmek mümkündür; duygudurum düzenleyici olarak hastalara antikonvülsan ve lityum etken maddeli ilaçlar verilmektedir.
Ruh halini düzenlemeye yardımcı ilaçların yeterli olmadığı durumlarda ise antipsikotik ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar bazı durumlarda duygudurum düzenleyici ilaçlarla birlikte alınmaktadır. Özellikle depresyon atakları şiddetli semptomlarla kendini gösteren hastalarda ise antidepresan ilaçlar tedaviye dahil edilmektedir. Antidepresan kullanımının dezavantajlarından biri mani ataklarını tetikleme olasılığının bulunmasıdır. Bu nedenle antidepresanların mutlaka doktor kontrolünde ve bazı durumlarda antipsikotik ve duygudurum düzenleyici ilaçlarla birlikte kullanılması gerekmektedir.
Bipolar bozukluk tedavisinin diğer önemli bölümü ise psikoterapidir. Bilişsel davranışçı terapi, psikoeğitim, kişilerarası ilişkiler ve sosyal ritim terapisi ve aile terapisi gibi yöntemler psikoterapi içinde uygulanmaktadır. Bu farklı yöntemler hastaların günlük aktivitelerini düzene sokmasında, stres yönetimini sağlamasında ve aile ile iletişimi kurmasında etkili olmaktadır.
Bipolar Bozukluk tedavi edilmezse oldukça önemli kayıplar yaşanmasına neden olur. Kişinin maddi manevi-sosyal ve mesleki anlamda tüm hayatını etkiler.
Bipolar Bozukluk Çalışmaya Engel mi?
Bipolar bozukluk yaşayanlar kendilerine özel hazırlanan tedavi planına uyarak ataklarını kontrol altına alabilmektedir. Bu bağlamda hastalar sosyal hayatla birlikte iş hayatına da aktif katılım sağlamaktadır. Bipolar hastalarının yaklaşık %80’i herhangi bir sorun yaşamadan çalışma hayatına devam edebilmektedir.