Vücutta gelişen her hastalığın süreci; hastalık etkeninin vücuda etki etmeye başlamasından, iyileşme dönemine kadar dinamik şekilde devam eden bir süreçtir. Bu süreç içerisinde, hastalık bazı dönemlerde gerileme gösterebilirken, bazen şikâyetlerin şiddetlenmesine ve ciddi komplikasyonların gelişmesine neden olabilir. Hastalık sürecinde görülen aşamalardan biri de progresyondur.
Progresyon; hastalığın şiddetinde, klinik bulgularında veya vücut üzerindeki olumsuz etkilerinde artma gözlenmesi durumudur. Kelime anlamı “ilerleme” olan progresyon; hastalığın şiddetinde olabileceği gibi, etkilenen vücut dokularındaki ve hücre düzeyindeki hasarın artması veya klinik şikâyet ve bulguların sayısının veya şiddetinin artması şeklinde de ortaya çıkabilir. Progresyon, genellikle hastanın aleyhine gelişen ve tedavi uygulamalarının şiddetinde veya şeklinde değişimi tetikleyen bir süreçtir.
Her bir hastalık, doğası gereği farklı dönemlerin birbirini takip ettiği belirli süreçlerle izlenir. Bazı hastalıklar erken dönemde oldukça şiddetli başlayıp zamanla güç kaybederken (üst solunum yolu enfeksiyonları gibi), bazı rahatsızlıklar ise oldukça sessiz ve belirgin bir klinik belirti vermeden başlayıp sonradan şiddetlenerek komplikasyonlara yol açabilir (diyabet hastalığı gibi). Bu bakımdan, progresyon hastalığın doğal sürecinin bir parçası olabileceği gibi tedavi alınmadığı, yanlış tedavi verildiği veya farklı sağlık sorunlarıyla hastalığın bir araya geldiği koşullarda gerçekleşen ciddi bir komplikasyon olarak da görülebilir.
Progresyon olgusu; hastanın spesifik hastalığı ile hastanın genetik, çevresel, kişilik özellikleri gibi çeşitli parametrelere göre meydana gelir. Çeşitli hastalıklarda progresyon, aşağıdaki örneklerde olduğu gibi görülebilir:
Progresyon teriminin en sık kullanıldığı hastalıklardan biri kanserdir. Kanser hastalığı birbirinden farklı, çok aşamalı bir süreç olduğundan, süreçler arasındaki geçişlerde progresyon teriminden faydalanılabilir. Buna göre; erken dönemde bir grup hücrede başlayan kanserleşme süreci, tespit edilebilir bir kitle aşamasına geçtiğinde hastalığın progresyon gösterdiği ifade edilir.
Tümör adı verilen bu kitlenin damarlanma göstermesi, çevre dokulara yayılım göstermesi ve bu dokuları tahribata uğratması, lenf bezelerini işgal etmesi ve uzak organlara sıçrayarak metastaz yapması gibi durumlar kanser progresyonuna örneklerdir. Bu bağlamda, kanser tedavisindeki amaçlardan biri kanser progresyonunun engellenmesi ve gerilemesinin sağlanmasıdır. Bu sebeple; kanserin yayılımının engellenmesi, metastazlarının giderilmesi, tümör boyutunun küçültülmesi, damar desteğinin kesilmesi gibi farklı hedeflere sahip tedavi yöntemlerine başvurulur.
Kanser tedavisinde sık kullanılan bir terim olan progresyonsuz sağkalım; kanser tedavisi sonrası progresyon görülmeden geçirilen süreyi ifade eder. Özellikle kanser araştırmalarında ve tedavi uygulamalarında tedavinin başarısının ölçülmesinde kullanılan bir tanımdır. Progresyonsuz sağkalım süresi ne kadar uzunsa, bir tedavi o kadar başarılıdır. Bu sürenin uzunluğu genellikle aylarla ifade edilir. Bu sürenin 5 yıl ve üzeri olduğu tedavi yöntemlerinde, kanserin hastadan uzun süre boyunca veya tamamen giderilmesi söz konusu olabilir.