Halk arasında klima hastalığı olarak bilinen lejyoner hastalığı bir çeşit akciğer enfeksiyonudur. İlk kez 1977 yılında teşhis konulan hastalığa Legionella pneumophila isimli bakteri sebep olur. Hastalık, özellikle su buharının içerisindeki bakterilerin solunmasıyla bulaşır. Kapalı ortak kullanım alanlarında bulunan klimalar aracılığıyla yayılması nedeniyle klima hastalığı olarak bilinir. Bakteriye maruz kalan herkesin hasta olmadığı gibi, insandan insana aktarım da söz konusu değildir. Kişinin sağlık durumu, yaşı ve bağışıklık sistemi gibi etmenlere bağlı olarak semptomların şiddeti değişiklik gösterir. En sık karşılaşılan semptomlar arasında yüksek ateş, nefes darlığı ve şiddetli öksürük bulunmaktadır. Başarılı tedavi yöntemleri bulunan hastalığın erken teşhisi, tedavi süreci için son derece önemlidir.
Klima Hastalığı Nedir?
Lejyoner hastalığı olarak da bilinen klima hastalığına sebep olan Legionella pneumophila isimli bakteri, göller ve akarsular gibi sulak ortamlarda doğal olarak bulunmaktadır. Bakteri insan yapımı bir yapının içerisinde gelişip yayıldığında insan sağlığını tehdit eden bir hâl alır. Özellikle su kullanan kapalı alan iklimlendirme sistemlerinin hastalığı yaydığı bilinmektedir. Bu nedenle halk arasında bu hastalığa klima hastalığı denmiştir. Solunum yoluyla bulaşan hastalığın en yaygın görüldüğü yerlerin arasında oteller, büyük toplantı salonları, jakuziler, termal havuzlar, dekoratif fıskiye bulunduran alanlar, bankalar ve ofisler yer alır. Ev ve araba içi iklimlendirme sistemleri, soğutma ya da ısıtma için su kullanmadığından dolayı bu alanlarda hastalığa yakalanma ihtimali son derece düşüktür.
Klima Hastalığının Semptomları Nelerdir?
Hastalığın semptomları genellikle bakteri insan vücuduna girdikten sonra 2 ile 10 gün arasında ortaya çıkar. Zatürre hastalığının semptomları ile benzerlik gösteren hastalığın öncül semptomları arasında;
- Baş ağrısı,
- Titreme,
- Halsizlik,
- Kas ağrısı,
- Yüksek ateş bulunur.
Hastalığın ilerleyen günlerinde karşılaşılan semptomlar ise;
- Mukuslu öksürük,
- Nefes darlığı,
- Göğüs ağrısı,
- Kusma,
- İshal,
- Dikkat eksikliği,
- Duygu durum bozukluğu şeklindedir.
Hastalığın teşhisinde geç kalındığı durumlarda ölümle sonuçlanabilen bazı ciddi komplikasyonların oluşma ihtimali de bulunur. Tedavide geç kalındığı durumlarda en sık karşılaşılan komplikasyonlar akciğer yetmezliği, septik şok ve akut böbrek yetmezliğidir.
Klima Hastalığının Risk Faktörleri
Klima hastalığı, tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen bir akciğer enfeksiyonudur ve her yaştan insan bu enfeksiyona yakalanabilir ancak belirtmek gerekir ki bakteriye maruz kalan herkes hasta olmaz. Hastalığa yakalanma riski yaşla birlikte artar, ancak bazı özel durum ve alışkanlıklara sahip insanlar daha büyük risk altındadır. Hastalığa yakalanma ihtimalini artıran durumlar aşağıdaki listelenmiştir.
Sigara Kullanımı: Akciğer sağlığına büyük ölçüde zarar veren sigara kullanımı, birçok hastalığa olduğu gibi klima hastalığına da yakalanma ihtimalini artırır.
Zayıf Bağışıklık Sistemi: HIV ile yaşayan insanlar, kanser tedavisi alan kişiler ve bazı ilaçları düzenli kullananların bağışıklık sistemleri sağlıklı insanlara göre daha zayıftır. Bu nedenle bu kişilerin klima hastalığına yakalanma ihtimali daha fazladır.
Kronik Rahatsızlıklar: Diyabet, obezite, böbrek rahatsızlıkları vb. kronik hastalıkları olan kişiler de hastalığa karşı daha savunmasızdır.
İleri Yaş: Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerin klima hastalığına yakalanma ihtimalinin daha fazla olduğu bilinir.
Klima Hastalığının Teşhisi
Zatürre ile çok benzetilen ve karıştırılabilen bir hastalık olan klima hastalığının tedavisinin başarılı olması için sebebinin net teşhisi çok önemlidir Enfeksiyona sebep olan bakterinin cinsini anlamak teşhis süreci için kritiktir. Teşhis sürecinde laboratuvar testleri kullanır. En sık tercih edilen teşhis yöntemleri aşağıdaki gibidir:
- İdrar testi
- Kan testi
- Göğüs röntgeni
- Akciğer doku testi
Klima Hastalığının Tedavisi
Klima hastalığı, bakteriler aracılığıyla ortaya çıktığı için tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Erken teşhis ve tedavi ile ciddi komplikasyonların oluşması engellenebilir. Çoğu klima hastalığı vakasına hastane yatışı verilir. Zamanında teşhis edilen hastalığın son derece başarılı bir tedavisi bulunur.
En sık tercih edilen yöntem damar içi antibiyotik tedavisi ve hastanın semptomlarının şiddetine göre oksijen desteğidir. Birkaç gün hastanede yatış sonrası hasta evinde ağız yoluyla antibiyotik tedavisine devam eder. Tedavinin evde devam eden sürecinde hastanın beslenme düzeni ve sağlık durumunu kontrol altında tutması son derece önemlidir. Kişi bu süreçte bol sıvı tüketmeli, alkol ve sigara tüketiminden ve ağır güç gerektiren işlerden kaçınmalıdır. Zatürre benzeri bir hastalık olması nedeniyle bitkisel tedaviler klima hastalığı tedavisinde de destekleyici olarak kullanılabilir ancak bitkisel tedavilerin klima hastalığını tek başına ortadan kaldırma ihtimali yoktur. Standart ilaç tedavisine ek olarak kullanılacak bitkisel tedavilerin kullanılmadan önce kesinlikle doktora danışılması gerekir.