Sindirim sistemimiz, vücudun dış dünyayla en çok etkileşime geçen bölümlerinin başında gelir. Aldığımız gıdaların kimyasal ve biyolojik yapıları ilk olarak sindirim sistemimizi etkilediğinden, sindirim sisteminde çeşitli sağlık sorunları görülebilir. Bu anlamda, mide-bağırsak sisteminde sık görülen hastalıklardan biri mide-bağırsak iltihaplanması olarak da adlandırılan dizanteridir.
Dizanteri Nedir?
Dizanteri; çeşitli mikroorganizmaların etkisiyle mide-bağırsak doku bütünlüğünün zarar görmesi ve iltihaplanması olarak tanımlanabilir. Bunun sonucunda uzun süreli, kanlı, mukuslu ve sulu ishal görülebildiği gibi; hastalığın şiddetli seyretmesine bağlı olarak vücudun diğer bölgelerinde de birtakım belirtiler ortaya çıkabilir. Farklı mikroorganizmalar dizanteriye neden olabileceğinden, hastalarda ortaya çıkan klinik belirtiler farklılık gösterebilir.
Şiddetli dizanteri vakalarında hastanın hayatını tehdit eden durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, dizanteri belirtilerinin görülmesi halinde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak uzman bir hekimin durumu değerlendirmesi kritik önem taşır.
Dizanteri Nasıl Gelişir?
Dizanteriye neden olan etkenler; genellikle iyi temizlenmemiş gıdalar veya kirli su tüketimi ile vücuda giriş yapar. Benzer şekilde, kişisel hijyenine dikkat etmeyen kişilerin ellerinden de mikroorganizmalar sindirim sistemine geçebilir. İlgili mikroorganizmanın hastalık yapma gücü ve özelliğine göre, dizanteri farklı şiddet ve sürede ortaya çıkabilir.
Dizanteriye genel anlamda bakteriyel etkenler neden olsa da amip gibi bazı protozoa türleri, mantarlar ve virüsler de kanlı ishalle seyreden dizanteri hastalığına yol açabilir. Bu anlamda, dizanteriye neden olan etkenin doğru tespit edilmesi; etkili bir tedavi açısından oldukça önemlidir.
Patojen etkenler mide-bağırsak duvarına yerleşerek buradaki hücrelere zarar verir. Bunun sonucunda, mide-bağırsak dokusundaki kan damarları hasar görür ve bağırsak boşluğuna doğru kanama gerçekleşebilir. Aynı şekilde, bağışıklık sisteminin mikroorganizmalarla mücadele ettiği sırada görülen enflamasyonlar nedeniyle; durum daha da şiddetlenebilir ve kanlı, mukuslu (iltihaplı) ishal görülebilir.
Bazı durumlarda etken mikroorganizma, bağırsak duvarındaki kan damarları üzerinden tüm vücuda yayılım gösterebilir. Bakteriyemi adı verilen bu durumda, etken patojen başka organlara yerleşim gösterebilir veya kanda hızla çoğalarak sepsis veya kan zehirlenmesine yol açabilir. Bu durumun bir sonucu olarak, hastanın genel durumu hızla kötüleşerek ateş, solunum sıkıntısı, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü gibi ciddi belirtiler de bu belirtilere eşlik edebilir.
Dizanteri Nedenleri Nelerdir?
Dizanteriye çok farklı mikroorganizmalar neden olabileceğinden, bu patojenlere bağlı hastalıklarda dizanteri ortaya çıkabilir. Aşağıdaki mikroorganizmalar ve ilgili hastalıklar sıklıkla dizanteri veya dizanteri benzeri kanlı ishal vakalarında karşımıza çıkar:
- Bakteriyel (basilli) dizanteri: En sık görülen dizanteri türü, bakteri enfeksiyonlarından kaynaklanır. Bu bağlamda, Shigella adı verilen bakteri türünün salgıladığı özel toksinler ve yüksek hastalık yapma gücü kanlı ishale yol açarken, bu durum aynı zamanda hemolitik üremik sendrom adı verilen ve böbrek yetmezliği ile seyredebilen rahatsızlığa da neden olabilir.
- Amipli dizanteri: E.hystolitica adı verilen amip türünün yol açtığı bu dizanteri türünde, bakteriyel dizanteriye benzer şekilde kanlı ishal görülür. Bununla birlikte, amip vücuda yayılım göstermez; ancak bağırsak dokusunda ciddi tahribata yol açabilir.
- Tifo: Salmonella bakterilerinin neden olduğu tifo ve paratifo vakalarında kanlı ve mukuslu ishal ile birlikte yüksek ateş ve ciltte döküntü gibi belirtilere rastlanır.
- EHEC: E.coli bakterisinin çeşitli alt türleri kanlı ishale neden olabilir. Bu anlamda, enterohemorajik (EHEC), enteropatojenik (EPEC) ve enteroinvazif (EIEC) E.coli türleri bağırsak duvarında bozulmalara yol açarken; EHEC bakterisi Shigella bakterisinde olduğu gibi toksin üretimi ile birlikte hemolitik üremik sendroma sebep olabilir.
- Bazı besin zehirlenmeleri: Campylobacter ve Yersinia gibi çeşitli bakteri türleri bozulan besinlerin içerisinde üreyerek bağırsak sistemine geçtiğinde kanlı ishalle seyreden hastalıklara neden olabilir.
- Özel enfeksiyonlar: Şarbon veya Brusella gibi hayvanlardan bulaşan bazı enfeksiyonlar bağırsakta ciddi hasara yol açarak kanlı ishale neden olabilir.
- Antibiyotik kullanımı: Gereksiz veya yanlış antibiyotik kullanımı sonucunda bağırsaktaki yararlı bakterilerin yok edilmesine bağlı olarak, C.difficile türü bakteriler hızla çoğalarak bağırsak enfeksiyonlarına neden olur.
- Fırsatçı enfeksiyonlar: Özellikle AIDS hastası veya bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişilerde bağışıklık sisteminin baskılanmasına bağlı olarak çeşitli mantar enfeksiyonları veya sitomegalovirüs gibi viral etkenler kaynaklı kanlı ishal görülebilir.
Dizanteri Belirtileri Nelerdir?
Dizanteri görülen kişilerde enfeksiyona yol açan etkenin özellikleri, hastalık şiddeti ve gelişen diğer hastalıklara bağlı olarak farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Dizanteride sıklıkla görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- Kanlı, mukuslu, sulu ishal
- En az 3 – 7 gün süren ishal
- Ateş
- Bulantı ve kusma
- Dehidratasyon
- Tansiyon düşüklüğü
- Halsizlik ve yorgunluk
Dizanteri Nasıl Tedavi Edilir?
Dizanteri genel olarak enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak gelişen bir rahatsızlık olduğundan, tedavi öncesi ilk yapılması gereken hastalık etkeninin doğru tespit edilmesidir. Bu kapsamda, uzman bir hekim tarafından hastalık öyküsü ayrıntılı olarak sorgulanır, detaylı fizik muayene yapılır ve gerekli ek görüntüleme veya laboratuvar tetkiklerine başvurulur. Hastadan alınan dışkı örneğinin mikroskobik ve mikrobiyolojik olarak incelenmesi de oldukça önemlidir. Aynı zamanda, yapılan ileri antibiyotik testleri ile etkenin duyarlı olduğu en uygun ilaç belirlenebilir.
Belirlenen hastalık etkenine göre uygun antibiyotik tedavisine başlanması dizanteri tedavisinde temel yaklaşımdır. Hastanın mevcut klinik durumu ve belirtilerinin şiddetine göre, tedavi ayaktan takip edilebileceği gibi; hastanın hastaneye yatırılması şeklinde de uygulanabilir. Hasta ek şikayetlerine göre semptomatik ilaç tedavileri ile desteklenir. Bunun yanı sıra, ishal nedeniyle ciddi sıvı kaybı yaşayan hastalara damardan serum ile sıvı tedavisi uygulanması gerekebilir.
Dizanteri sonucu çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Dolayısıyla, dizanteri tedavisinin yanı sıra, oluşabilecek bu komplikasyonların da vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi büyük önem taşır. Dizanterinin neden olabileceği komplikasyonlar aşağıda sıralanmıştır:
- Reiter sendromu: Eklem iltihabı (artrit), göz iltihabı (konjonktivit) ve idrar yolu iltihabı (üretrit) üçlüsüne neden olan Reiter sendromu, özellikle basilli dizanteri sonrası bağışıklık sisteminin normalden şiddetli şekilde aktifleşmesine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
- Sepsis veya kan zehirlenmesi: Patojen etkenin kan dolaşımına geçerek burada üremeye devam etmesi sonucu tüm vücutta enfeksiyon ve iltihaplanmaya yol açması durumudur. Hayatı tehdit eden ve acil müdahale gerektiren bir rahatsızlık olan sepsiste, hastanın genel durumu hızla kötüleşebilir.
- Epileptik nöbetler: Çocuklarda daha sık görülen bu geçici nöbetler, dizanteri enfeksiyonu sonrası görülebilir.
- Hemolitik üremik sendrom: Basilli dizanteri ve EHEC tarafından salgılanan toksinlere bağlı olarak kırmızı kan hücreleri ve böbrek dokusunun zarar görmesi sonucu gelişen bu durum, böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Apse: Özellikle amipli dizanteriye bağlı karaciğer dokusunda apse gelişimi görülebilir.
- Toksik megakolon: Bağırsak duvarının ciddi anlamda hasar görmesine bağlı olarak, bağırsak fonksiyonlarının kaybı ve bağırsağın belirli bir bölgesinin hacim olarak şişmesi ile karakterize olan acil bir durumdur. Etkilenen bağırsak dokusu yırtılarak hayatı tehdit edecek boyuta ulaşabilir.
- Rektal prolapsus: Kanlı ishalle birlikte sık dışkılamaya bağlı olarak bağırsağın son bölgesi olan rektumun anal kanaldan çıkarak vücut dışına sarkması durumudur.
Dizanteriden Korunmak için Neler Yapılabilir?
Dizanterinin ortaya çıkması sıklıkla mikroorganizmalarla kontamine olmuş su ve gıdaların tüketimi ile ilişkili olduğundan; enfeksiyon gelişmeden bu hastalıktan korunmak mümkündür. Bu bağlamda, dizanteriden korunmak için alınabilecek önlemler şu şekildedir:
- Ellerin sık sık, bol su ve sabunla yıkanarak temizlenmesi son derece önemlidir. Özellikle yemek öncesi ve sonrasında ve tuvalete gittikten sonra el hijyenine dikkat edilmelidir.
- Özellikle meyve ve sebze olmak üzere gıdaların tüketilmeden önce bol su ile yıkanması gerekir.
- Klor ile dezenfekte edilmemiş havuzlarda yüzülmemesi ve yüzerken su yutulmaması da dizanteriden korunmak için alınabilecek önlemler arasında yer alır.
- Açıkta satılan gıda ve sıvı ürünler tüketilmeden önce, hijyen kurallarına uyulduğundan emin olunmalıdır. Mümkün olduğunca hazır gıda veya fast-food tüketiminden kaçınılmalıdır.
- Süt ve süt ürünlerinin hazırlanırken ve tüketilmeden önce yüksek sıcaklıkta kaynatılması veya pastörize ürünlerin tercih edilmesi oldukça önemlidir.