Sağlık Ansiklopedisi

Link panoya kopyalandı!
Normal
entry image

Gastrit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tanı ve Tedavisi Nasıldır?

Gastrit nedir?

Gastrit, mide iç yüzeyini kaplayan koruyucu tabaka olan mide mukozasının inflamasyonu ile karakterize bir sindirim sistemi hastalığıdır. Bu inflamasyon çevresel, enfeksiyöz, kimyasal ya da otoimmün etkenlerle meydana gelebilir. Gastrit, akut veya kronik formda gelişebilir ve altta yatan nedenin belirlenmesi, doğru tedavi açısından büyük önem taşır. Gastrit, hafif bir rahatsızlıktan mide ülseri gibi daha ciddi problemlere kadar ilerleyebilecek bir sağlık sorunudur.

Endoskopide raporlanan “antral gastrit”, “pangastrit” ne demektir?

Antrum, midenin çıkışına yakın, duodenum diye tabir ettiğimiz onikiparmak bağırsağı ile birleşen alt bölümüdür. “Antral gastrit”, midenin antrum bölgesinde gelişen, mide mukozasının inflamasyonu ile karakterize bir gastrit türüdür. Antral gastrit midenin en sık görülen gastrit formudur.

Midenin anatomik bölümlere ayrıldığı kardia, fundus, korpus ve antrum bölgelerinin tamamını kaplayan tüm mide mukozasının inflamasyonuna ise “pangastrit” denmektedir. 

Kronik gastrit nedir?

Kronik gastrit, mide mukozasının uzun süreli ve genellikle yavaş seyirli inflamasyonu ile karakterize bir hastalıktır. Bu durum, genellikle haftalar, aylar ya da yıllar boyunca süren hafif fakat sürekli mukozal hasara yol açar. Midenin mukoza tabakasında hücresel hasara ve zamanla doku kaybı yani atrofi, intestinal metaplazi gibi yapısal değişikliklere neden olabilir. Kronik gastrit, çoğunlukla asemptomatik seyretmesine rağmen, bazı bireylerde sindirim sistemi ile ilgili belirgin şikâyetlere yol açabilir ve ilerleyen dönemlerde bazı risk faktörleri de varsa mide kanseri riski artabilir.

Gastrit oluşma sebebi nedir?

Gastrite yol açabilecek birçok etken vardır. Gastritin en yaygın nedeni enfeksiyöz etken olan helicobacter pylori enfeksiyonudur. Spiral şeklindeki bu bakteri, mide mukozasına tutunarak inflamasyona yol açar. Uzun süreli helicobacter pylori enfeksiyonu, kronik gastrit, peptik ülser ve mide kanseri riskini artırabilir.

  • Bazı ilaçlar örneğin aspirin, ibuprofen ve naproksen gibi ilaçların uzun süreli kullanımı mide mukozasında prostaglandin üretimini baskılayarak koruyucu bariyeri zayıflatır. Bu durum asit etkisine karşı duyarlılığı artırarak gastrit gelişimine neden olur.
  • Alkol ve sigara kullanımı gastritin hem gelişimini hem de şiddetini artırabilir. Alkol, mide epitelini tahriş ederek mukozal hasara neden olur. Sigara, mide mukozasını irrite eder, kan akışını azaltır ve iyileşme sürecini geciktirir.
  • Strese yol açan ağır travma, büyük cerrahi girişimler, ciddi yanıklar (Curling ülseri) ve sepsis gibi durumlarda da stresle ilişkili mukozal hasar yani gastrit gelişebilir. Bu tür gastrit genellikle yoğun bakım hastalarında görülür.
  • Psikolojik stres doğrudan gastrite yol açmasa da, mide asidinde artışa ve belirtilerin şiddetlenmesine neden olabilir.
  • Otoimmün gastrit, bağışıklık sisteminin mide mukozasını hedef alarak parietal hücreleri tahrip etmesiyle ortaya çıkar. Bu durum genellikle pernisyöz anemi ile ilişkilidir. Mide asidinde azalma ve intrinsik faktör eksikliği sonucunda B12 vitamini emilimi bozulur.
  • Safra reflüsü de gastrite yol açabilir. Safra sıvısının duodenumdan mideye geri kaçması, özellikle gastrik cerrahi geçirmiş bireylerde görülebilir. Safra asitleri, mide mukozasını kimyasal olarak tahriş ederek gastrite neden olabilir.
  • Onkolojik tedavi sırasında radyoterapi sırasında mukoza bütünlüğü bozulabilir. Bu tip gastrit genellikle ağır ve yaygın mukozal hasarla seyreder.

Akut gastrit belirtileri nelerdir?

Akut gastrit mide mukozasında ani başlayan inflamasyonla karakterize bir klinik tablodur. Nedenine bağlı olarak hafif semptomlardan ciddi komplikasyonlara kadar geniş bir spektrumda seyredebilir. Akut gastrit belirtileri kişiden kişiye ve altta yatan nedene göre değişiklik gösterebilir. En yaygın görülen belirti midede ağrı ve yanmadır. Genellikle karın üst kısmında göğüs kemiği yani sternum ile göbek arasındaki bölgede hissedilir. Keskin, yanıcı veya kemirici tarzda olabilir. Yemek yedikten sonra artabilir. Bunun dışında bulantı ve kusma görülebilir. Gastrik mukoza iritasyonuna bağlı olarak gelişir. Kusmukta safra görülebilir. Kusma, geçici rahatlama sağlayabilir. Ayrıca karında şişkinlik ve erken doygunluk hissi mide boşalmasının yavaşlaması sonucu ortaya çıkabilir. Özellikle yemeklerden sonra belirginleşir. İştahsızlık olabilir. Hasta gastrit atağı sırasında mide rahatsızlığı nedeniyle hasta yemek yemekten kaçınabilir. Bu da kilo kaybına yol açabilir. Geğirme ve hazımsızlık görülebilir. Yemek sonrası rahatsızlık, gaz çıkarma, midede dolgunluk ve baskı hissi sık görülür. Mide mukozasında erozyon ya da ülserasyon gelişmişse kanlı kusma veya melena diye tanımladığımız siyah, katran renginde dışkılama görülebilir. Bu kanamalı durumlar acil müdahale gerektirir. Bazı hastalıklar vardır ki akut gastrit ile karışabilmektedir. Örneğin peptik ülser hastalığı, akut pankreatit, miyokard enfarktüsü (kalp krizi), safra kesesi hastalıkları gibi. Bu nedenle, tanı koyarken dikkatli bir ayırıcı tanı yapılması gereklidir.

Kronik gastrit belirtileri nelerdir?

Kronik gastrit, genellikle uzun süren şikayetlerle seyreder. Şikayetlerin şiddeti, hastalığın derecesine, nedenine ve bireysel hassasiyete göre değişkenlik gösterebilir. Kronik gastritin en yaygın belirtisi midede ağrı, yanma, dolgunluk veya midede kazınma hissi şeklindedir. Yemeklerden sonra artabilir veya açken daha belirgin hale gelebilir. Bazen ağrı yerini sadece rahatsızlık hissine bırakabilir. Karında midede şişkinlik ve gaz mide motor fonksiyonlarının bozulması sonucu ortaya çıkar. Özellikle yemek sonrası belirginleşen şişkinlik, geğirme ve gaz şikayetleri yaygındır. Hafif ya da orta şiddette, süreklilik gösteren bulantı görülebilir. Kusma nadiren eşlik eder. Mide mukozasının kronik hasarı mide boşalmasını etkileyebilir. Bu durum hastaların erken doymasına ve zamanla iştah kaybı yaşamasına neden olur. Özellikle helicobacter pylori enfeksiyonu ile ilişkili olgularda ağızda kötü tat veya ağız kokusu gelişebilir.

Otoimmün gastrit ile ilişkili durumlarda B12 vitamini eksikliği ve pernisyöz anemi belirtileri görülür. Yorgunluk, çabuk yorulma, solukluk, özellikle el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, hafıza sorunları, konsantrasyon güçlüğü, dil üzerinde kızarıklık ve yanma hissi gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler, midedeki parietal hücrelerin tahribi sonucu intrinsik faktör eksikliğiyle B12 vitamin emiliminin bozulmasına bağlı gelişir.

Kronik gastrit, mukozal mikrokanamalara, gizli kan kaybına neden olabilir. Bu da zamanla demir eksikliği anemisine yol açabilir. Belirtiler arasında halsizlik, baş dönmesi, tırnaklarda kırılganlık ve solukluk bulunur.

Kronik gastritin nedenleri nelerdir?

Kronik gastrit birçok sebepten dolayı gelişebilir. En sık görülen neden Helicobacter pylori enfeksiyonudur. Bakteri mide mukozasına yerleşerek kronik inflamasyona neden olur. Uzun süreli enfeksiyon, mide mukozasında atrofiye ve kanser öncesi değişimlere yol açabilir. Kronik gastritin bir diğer sebebi olan otoimmün gastritte bağışıklık sistemi paryetal hücreleri ve intrinsik faktörü hedef alır. Otoimmün gastrit B12 vitamini eksikliği ve pernisiyöz anemi ile ilişkilidir. Bu tip gastrit daha çok fundus ve korpus bölgelerinde görülür. Otoimmün gastrit ve H.pylori gastriti dışında kronik gastritler, safra reflüsü veya uzun süreli ağrı kesici ilaç kullanımı sonucu da ortaya çıkabilir. Mukozaya zarar vererek kronik enflamasyona neden olabilmektedirler. Son olarak aşırı alkol, sigara gibi mide mukozasını tahriş eden faktörler de kronik gastrit yapabilmektedirler.

Kronik gastritin komplikasyonları nelerdir?

Kronik gastrit, sinsi seyreden ancak zamanla ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir mide hastalığıdır. Erken tanı, düzenli takip ve uygun tedavi ile hem semptomların kontrol altına alınması hem de malignite riskinin azaltılması mümkündür. Özellikle uzun süreli mide şikâyeti olan bireylerin, endoskopik değerlendirme ile altta yatan gastrit tipi ve derecesinin belirlenmesi büyük önem taşır. Kronik gastrit tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir. Örneğin atrofik gastrit, intestinal metaplazi, displazi, pernisiyöz anemi, mide adenokarsinomu gibi sonuçlara neden olabilmektedir.

Gastrit nasıl teşhis edilir?

Gastrit teşhisi, hastanın semptomlarına dayanarak ön tanı şeklinde konulabilir; ancak kesin tanı için çeşitli klinik, laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Gastritin kesin tanısı için en güvenilir yöntem endoskopik incelemedir. Mide mukozasında eritem, ödem, erozyon, atrofik değişiklikler gibi bulgular saptanabilir. Mukozadan örnek alınarak histopatolojik inceleme yapılır. Gastritin tipi (aktif, kronik, atrofik vs.) belirlenebilir. Helicobacter pylori varlığı doğrudan görülebilir. İntestinal metaplazi veya displazi gibi prekanseröz değişiklikler yani kanser habercisi değişiklikler saptanabilir.

Gastrit tedavisi nasıl olur?

Gastrit tedavisi, altta yatan nedenin doğru tespiti ve hedefe yönelik uygulanması ile başarılı olur. Gastrit tedavisinde yeme alışkanlığında değişiklik ve beslenme önerileri önemlidir. Tedavi yaklaşımı, hastalığın nedenine, şiddetine ve eşlik eden komplikasyonlara göre değişir. Amaç, inflamasyonu azaltmak, semptomları hafifletmek, mukozal iyileşmeyi sağlamak ve komplikasyonları önlemektir.

Gastrit Tedavisinde gastrite neden olabilecek sebep var ise ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin, Helicobacter pylori enfeksiyonu varsa buna yönelik tedavi yapılmalıdır. Mideye zarar veren kullanılan bazı ilaçlar, alkol, sigara ve stres gibi faktörlerin değerlendirilmesi gerekir. Mide asidini kontrol altına alarak mide mukozası için koruyucu ve iyileştirici ortam oluşturulmalıdır. Bu amaçla asit baskılayıcı ilaçlardan proton pompa inhibitörleri (omeprazol, lansoprazol, esomeprazol, pantoprazol gibi ilaçlar) mide asidini azaltarak mukozanın iyileşmesini destekler. H2 reseptör antagonistleri de mide asidini azaltabilmektedir. Sukralfat gibi ilaçlar mukozayı korur ve iyileşmeyi hızlandırır.  Baharatlı, aşırı yağlı, asitli yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Kronik gastritli hastalarda özellikle atrofik gastrit veya intestinal metaplazi gelişmişse düzenli olarak endoskopik kontrol önerilir.

Gastrit diyeti nasıl olmalıdır?

Gastriti olan kişinin beslenme alışkanlıkları semptomları artırabilir ya da hafifletebilir. Bu nedenle gastrit diyeti, mideyi tahriş etmeyen, sindirimi kolaylaştıran ve mukozanın iyileşmesini destekleyen yiyeceklerden oluşmalıdır. Uygun beslenme, gastritin tedavisinde önemli bir tamamlayıcı unsurdur.

Baharatlı, asitli ve aşırı yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır. Sık ve küçük porsiyonlarla beslenmek, mideye aşırı yüklenmemek gerekir. Aşırı sıcak veya çok soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. Kahve, kola, enerji içecekleri gibi kafein içeren içecekler, asitli meyveler ve meyve suları, alkol ve gazlı içeceklerden kaçınılması gerekir. Yemekler yavaş ve iyice çiğnenerek yenmelidir. Yemekten hemen sonra yatmaktan kaçınılmalı, en az iki saat beklenmelidir. Gece geç saatte ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Sigara kullanımı gastrit tedavisini zorlaştırır, bırakılması önerilir. Gastrit diyeti, mide mukozasının iyileşmesine katkıda bulunur ve semptomların kontrol altına alınmasını sağlar. Beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek, tedavinin etkinliğini artırır ve hastalığın kronikleşmesini önleyebilir.

İlgili Tıbbi Birimler

author

Prof. Dr. İbrahim Ertuğrul

Gastroenteroloji

MEDICANA ATAKÖY

Doktor Profili
Oluşturma 5.11.2025 09:52:14
Son Güncelleme 5.11.2025 09:53:04
Oluşturanlar İbrahim Ertuğrul

Benzer İçerikler

Sağlıklı Bilgiler

İkinci Görüş Alın

hastane

En Fazla Görüntülenenler