Bir veya daha fazla sinüsün iltihaplanması anlamına gelen sinüzit, sinüslerin tıkanmasına ve sıvıyla dolmasına neden olabilir. Mukusun normal bir şekilde akması engellendiğinde enfeksiyon meydana gelebilir.
Çocuklar dahil her yaştan insanı etkileyebilen sinüzit; burun tıkanıklığı ve akıntısı, öksürük ve yüzde baskı hissi gibi semptomlara yol açar. Semptomlar, kişilerin fiziksel, işlevsel ve duygusal olarak olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Sinüzit, genellikle ilaçlar ile tedavi edilse de ilerleyen vakalarda cerrahi de bir seçenek olabilir.
Sinüzit Nedir?
Sinüzit, sinüsleri kaplayan dokunun iltihaplanmasıyla karakterize bir hastalıktır. Genellikle sinüslerde iltihaplanma olarak nitelendirilse de alerji, enfeksiyonlar, sinüslerin kendinden kaynaklanan sorunlar veya hava değişiklikleri gibi birçok nedenle meydana gelebilir.
Paranazal sinüsler, yüz iskeletinin içindeki ince bir mukoza tabakası ile kaplı hava dolu uzantılardır. Dar yollarla burun geçişlerine bağlanır. Solunan havanın filtrelenmesi ve nemlendirilmesi için bunların her zaman açık olması gerekir. Bulundukları kemiğe göre sınıflandırılan dört sinüs mevcuttur:
- Sfenoid sinüs: Burnun arkasında yer alır.
- Maksiller sinüs: Elmacık kemiklerle birlikte burnun her iki yanında bulunur.
- Frontal sinüsler: Alın kemiğinin içinde bulunur.
Etmoid sinüs: Burnun her iki yanında gözlerin arasında bulunur.
Sağlıklı sinüsler, sinüslerin ve burun kanallarının içini nemlendiren mukus üretir. Burun çevresinde yer alan sinüsler; kafatası ağırlığının azaltılması, burundaki hızlı sıcaklık dalgalanmalarında hassas yapıların korunması, yüzde meydana gelen travmaların etkilerinin azaltılması, immünolojik savunma gibi farklı görevlere sahiptir.
Sinüzit meydana geldiğinde ise şişen ve iltihaplanan mukozal astar, çok daha fazla miktarda iltihaplı mukus üretir. Bu durum; sinüslerde tıkanıklık ve rahatsızlık, burun akıntısı ve tıkanıklığı, koku duyusunun azalması gibi semptomlar ile kendini gösterir.
Sinüzit Çeşitleri Nelerdir?
Sinüzit, üç farklı kategoride sınıflandırılır:
Akut Sinüzit
Akut rinosinüzit olarak da bilinen akut sinüzit, virüs ya da bakteri nedeniyle meydana gelebilir ve dört hafta kadar sürebilir. Çoğu kişide semptomlar 7 ila 10 gün içinde kaybolur. Viral rinosinüzit ya da soğuk algınlığı, semptomların genellikle 5-10 gün içinde iyileşmeye başladığı bir durumdur. Bakteriyel rinosinüzit ise soğuk algınlığının düzelmemesi ve haftalarca sürmesi durumunda ortaya çıkar.
Kronik Sinüzit
Kronik rinosinüzit ya da kronik sinüzit, devam eden sinüs iltihabının aşamalı sürecini ifade eder. Akut sinüzitten geçişle karakterizedir. Bu durumun oluşması için semptomların en az 12 hafta boyunca devam etmesi gerekir.
Nazal polipozisli kronik sinüzit, sinüs mukozasının şiddetli bir şekilde şişmesi ile ortaya çıkar. Çoğunlukla aşırı inflamatuara yol açan altta yatan bir immün fonksiyon bozukluğundan kaynaklanır. Semptomların kronik birikmesi, koku kaybına ve bazen de yüz ağrısına neden olabilir.
Alerjik rinit veya astımı olan kişilerin kronik sinüzitten muzdarip olma olasılığı yüksektir. Bunun nedeni, bu hastalıkların varlığında solunum yollarının iltihaplanma olasılığının daha yüksek olmasıdır.
Mantar Sinüziti
Mantar organizmalarının neden olduğu mantar sinüziti, üç farklı şekilde görülebilir:
- Mantar miçetomu: Genellikle sadece bir sinüsü etkileyen en yaygın mantar sinüziti türüdür. Mantar, sinüs içinde büyüyerek lokal iltihaba neden olur.
- Alerjik fungal rinosinüzit: Her iki tarafta ve birden fazla sinüsü etkileyen, sinüs mukozasında belirgin şişlik ve kalın alerjik mukus akıntısı ile birlikte görülen bir durumdur. Burun alerjisi öyküsü olan genç kişilerde daha yaygın olarak görülebilir.
- İnvazif fungal sinüzit: Diyabet hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanan hastalarda ortaya çıkan ciddi ve potansiyel olarak ölümcül bir durumdur. Mantar, burun ve sinüslerin içindeki ve çevresindeki dokuların tahrip olmasına neden olur.
Sinüzit Neden Olur?
Sinüzit, sıcaklık veya hava basıncındaki değişiklikler ya da sinüse neden olan veya mukus temizliğini engelleyen herhangi bir faktör nedeniyle ortaya çıkabilir.
Sinüzit için risk faktörleri şunları içerebilir:
- Alerjiler
- Burun spreylerinin aşırı kullanımı
- Sigara içmek
- Yüzme veya dalış
- Nazal polipler
Sinüs içinde virüs, bakteri ya da mantar gelişmesi durumunda sinüzit; sinüs enfeksiyonuna dönüşür. Bu tür enfeksiyonlar, virüsün sinüs astarına saldırarak şişmeye ve daralmaya neden olduğu soğuk algınlığının ardından gelişebilir. Vücudun daha fazla mukus üretme tepkisi, kısıtlı drenajla birleştiğinde bakteri büyümesine neden olan bir ortam yaratır ve sinüs enfeksiyonuyla sonuçlanır.
Sinüzit Belirtileri Nelerdir?
Sinüzit belirtileri arasında aşağıdakiler bulunur:
- Yüz ağrısı ve basınç
- Burun tıkanıklığı
- Burundan nefes almada zorluk
- Burundan sarı veya yeşil mukus akıntısı
- Dişlerde ağrı
- Geceleri öksürük
- Koku veya tat alma duyusunun kaybı
- Baş ağrısı
- Yorgunluk
- Boğaz ağrısı
- Ağız kokusu
Bu belirtilere ek olarak; ateş, yüz veya gözde ağrı ya da şişlik, yanak veya göz çevresinde kızarıklık, şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı veya boyun tutulması gibi semptomların görülmesi durumunda vakit kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmak gerekir.
Sinüzit Nasıl Teşhis Edilir?
Sinüzit teşhisi, bir alerji uzmanı ya da immünolog tarafından konabilir. Fizik muayene, septum deviasyonu veya nazal polipler gibi fiziksel anormalliklerin olup olmadığının ve sinüs açıklıklarının ne kadar tıkalı olduğunun belirlenmesini sağlar.
Alerjilerden kaynaklanan sinüzitin teşhis edilmesi için alerji testi istenebilir. Bu test, kronik veya tekrarlayan sinüs enfeksiyonlarının altında yatan tetikleyicilerin belirlenmesini sağlar.
Mevsimsel alerjik sinüzit; vücudun bağışıklık sistemi, ağaç poleni veya küf sporları gibi belirli bir mevsimde yaygın olan alerjenlere aşırı tepki verdiğinde gelişir. Çok yıllık alerjik sinüzit ise yıl boyu süren bir durumdur. Toz, evcil hayvan tüyü, kirletici maddeler veya tütün dumanı gibi günlük tetikleyiciler nedeniyle meydana gelebilir. Testler sayesinde bu durum teşhis edilebilir.
Kronik veya ağır vakalarda nazal endoskopi adı verilen bir teknik kullanılarak burun içi incelenebilir. Bu prosedürde sinüs geçişlerinin görüntülenmesi ve tıkanıklıkların belirlenmesi için burun deliğinden yukarıya doğru ince ve esnek bir alet yerleştirilir.
Bazı durumlarda dar drenaj geçişleri, polipler gibi sinüs anormalliklerinin araştırılması için bir tomografi ya da MR istenebilir. Bu taramalar, sinüsler gibi yumuşak dokuların da görüntülenmesini sağladığı için fizik muayene ile görünemeyen anatomiyi görselleştirmeye yardımcı olabilir.
Sinüzit Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Sinüzit tedavisinde en sık kullanılan tedaviler, ilaçlar ve sinüs cerrahisidir. Spreyler, antibiyotikler ve steroidler gibi ilaçlar, sinüzit semptomlarını tedavi etmek için öncelikli olarak tercih edilir. Buhar solumak ya da nazal tuzlu su spreylerini veya damlaları kullanmak da sinüs rahatsızlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu ilaçlar; sinüslerin içindeki şişliği azaltmada, enfeksiyonla mücadelede ve tıkanıklıkları gidermede etkili olabilir.
Akut sinüzitte hastaların çoğu ilaç tedavisi olmadan iyileşebilir. Sebep bakteriyel bir enfeksiyon ise, antibiyotik tedavisi akut sinüzitin süresini kısaltabilir ve semptomların şiddetini de azaltabilir.
Kronik sinüzit ise bakterilerden kaynaklanmadığı için antibiyotik tedavisine yanıt vermez. Bu durumda belirtilere neden olan tetikleyicilerin belirlenmesi ve bunlardan kaçınılması gerekebilir. Mantardan kaynaklandığında ise antifungal ilaç reçete edebilir.
İlaç tedavisinden yanıt alınamadığında sinüs cerrahisi önerilebilir. Cerrahi; fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi olarak bilinen geleneksel yöntem ya da balon sinuplasti ile gerçekleştirilebilir.
Balon sinoplasti işlemi, minik balonlar da dahil olmak üzere sinüs boşluklarının açılmasını sağlayan gelişmiş bir prosedürdür. İşlem sırasında endoskopide de kullanılan ince ve esnek tüplerden yararlanılır. Cerrah, bu tüpleri kullanarak tıkalı sinüs geçiş yoluna küçük bir balon yerleştirir. Daha sonra sinüs geçiş yolunun yapılandırılması ve açılması için balon şişirilir.
Bu işlem, normal sinüs drenajını ve fonksiyonunu geri kazandırmaya yardımcı olur. Genellikle herhangi bir doku veya kemiğin çıkarılması ihtiyacını ortadan kaldırdığı için geleneksel sinüs cerrahisinden ayrılır.
Ameliyatın ardından özellikle kronik sinüzit tekrarlayabilir. Sinüs ameliyatı geçiren hastalar, kronik sinüzitin tekrarlanmaması için devam eden tıbbi tedaviye ihtiyaç duyabilir.