Horlama; uyku esnasında solunum yollarında gerçekleşen daralmaya bağlı olarak hava akımının engellenmesi neticesinde ortaya çıkan tıbbi durumu ifade eder. Genellikle boğuk ve yüksek solunum sesleriyle kendini dışa vuran bu yaygın durum, kişinin ve çevresinin yaşamını son derece olumsuz yönde etkileyebilir. Horlamanın kronik bir duruma dönüşmesi, kişi için ciddi sağlık sorunlarının işareti olabilir. Horlama, aynı zamanda aynı ortamda bulunan diğer kişilerin uyku kalitesini düşüren bir unsurdur.
Horlama Nedir?
Horlama, genellikle uyurken kasların gevşemesi ya da hava yolunun belli ölçüde de olsa tıkanmasıyla beraber ortaya çıkan durumu ifade eder. Horlamayla beraber çıkan gürültülü ses ise hava yolunda yer alan dokuların birbirine değmesi neticesinde meydana gelen titreşimin doğal bir sonucudur. Yetişkinlerin büyük bir kısmında zaman zaman horlama kendini var edebilir ancak bunun belli bir süreklilik içinde kendini tekrar etmesi, önemli sağlık sorunları için bir referans oluşturabilir. Horlamayı ortadan kaldıracak ameliyatlar ya da tıbbi cihazlardan söz etmek mümkündür ancak bu çözümler herkes için uygun olmayabilir.
Üst solunum yollarında gerçekleşen yumuşak doku titreşimleri, horlama sorununu kaçınılmaz kılar. Söz konusu titreşimlerin arkasında yatan ana neden, havanın görece dar bir alandan geçmeye çalışmasıdır.
Yetişkinler kadar olmasa da bebeklerde ve çocuklarda da görülebilen horlama, çoğu zaman uykunun daha hafif olan evrelerinde ortaya çıkar. Horlamanın şiddeti, süresi ya da sıklığı, herkeste birbirinden farklı düzeylerde olabilir. Genel olarak horlama vakaları olağan karşılanır ve ciddi sağlık sorunlarına işaret etmez. Fakat şiddeti ve sıklığı oldukça yüksek olan horlama vakaları, başta uyku apnesi olmak kaydıyla pek çok solunum sorununun bir habercisi olabilir.
Horlamanın Belirtileri Nelerdir?
Horlama, özellikle alkol ya da sigara tüketiminin yoğunlaştığı günlerin gecesinde üst hava yollarında gerçekleşen daralmalar ile görülebilir. Bu durum, hava akışını zorlaştıracağı için horlama vakalarının ortaya çıkması doğaldır.
Söz konusu olgular, genellikle haftada 1-2 günle sınırlı olduğu sürece endişe verici bir durumu beraberinde getirmez. Fakat haftanın en az 4-5 günü uzun saatler boyunca horlamanın devam etmesi, uyku bozukluğu rahatsızlıklarının açık bir göstergesidir. Bunun yanı sıra horlamayla beraber oluşan belirtiler, kimi hastalıkların erken dönemde keşfedilmesine yardımcı olabilir. Horlamaya dair genel belirtiler şu şekilde aktarılabilir:
- Uyku esnasında şahit olunan solunum duraklamaları
- Gündüz saatlerinde aşırı şekilde uykulu olma hali
- Konsantrasyonda zorlanma
- Sabah saatlerinde şiddetli baş ağrısı
- Uyanma sırasında boğazda ağrı hissi
- Yüksek tansiyon
- Huzursuz uyku hali
- Gece saatlerinde göğüs ağrısı
- Çocuklarda davranış ve odaklanma problemleri
- Konuşma bozuklukları
- Ağız kuruluğu hissi
Horlamanın Nedenleri Nelerdir?
Horlama tedavisinde durumun nedenlerin somut olarak saptanabilmesi kritik bir rol oynar. Horlamada genel olarak genetik faktörlerden hormonal değişimlere, burun içi problemlerden obezite rahatsızlıklarına kadar birçok nedenden söz etmek mümkündür. Hava yolundaki daralmanın artması, hava akışının da sertleşmesine neden olur. Bu durum, doku titreşimini ve horlamanın yarattığı etkiyi yükseltir. Horlama rahatsızlığının en temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
- Ağzın genel anatomisi horlamanın boyutlarını doğrudan etkiler. Kilolu bireylerin boğazlarının arka kısmında hava yollarını iyice daraltabilecek ek dokular bulunabilir. Diğer yandan “uvula” adı verilen yapı hava akışına engel teşkil edebilir.
- Fazla alkol tüketimi horlamayı tetikleyebilir. Alkol kullanıldığında boğaz kasları gevşer. Bu da tıkanıklık karşısında doğal savunmanın zayıflamasına yol açar.
- Kronik olarak burunda oluşan tıkanıklık ya da eğrilik sorunları, horlamayı etkiler.
- Yeterli düzeyde uyumamak, boğazın gevşemesini tetikler.
- Yanlış uyku pozisyonları da aynı biçimde solunum yollarını daraltan ve horlamaya neden olan unsurlar arasındadır.
- Sakinleştiriciler ya da çeşitli uyku ilaçları, horlama vakalarını artırabilir.
- Sigara kullanmak, üst solunum yolu iltihabına sebebiyet verebilir. Bu durum da horlama vakası için tetikleyici bir unsur olabilir.
Horlama Oluşumundaki Risk Faktörleri Nelerdir?
Horlamanın oluşumunda birçok faktör etkili olabilir. Bu faktörler çoğunlukla solunum yollarının görece daralmasına yol açarak horlamanın şiddeti üzerinde etkili olur. Risk faktörleri herkes için birbirinden farklı seviyede olabilir. Öncelikle geniz eti büyüklüğü ya da ağız yapısı gibi anatomik unsurlar, önemli risk faktörleri arasında sayılabilir. Öte yandan fazla kilolu bireyler için de risk oldukça yüksektir. Obezite problemi, uyku apnesi ve horlama gibi durumların görece daha kolay şekilde ortaya çıkmasına neden olabilir.
Boyun bölgesinde yer alan ekstra dokular, hava yolunun daha da kısıtlanmasına yol açar. Aynı şekilde burun yapılarının biçimi de bu yolları daraltabilir. Septum deviasyonu olan bireylerin horlama ihtimali daha fazladır. Tüm bunların yanında postmenopoz, hamilelik, yaşlılık, yoğun şekilde alkol ya da sigara kullanımı ve burun tıkanıklığına yol açan alerjiler diğer risk faktörleri arasında yer alır.
Uyku Pozisyonlarının Horlama Üzerindeki Etkisi Nedir?
Kimi uyku pozisyonları, kişinin gece boyunca normalden çok daha gürültülü bir şekilde horlamasına yol açar. Söz konusu durum bilhassa sırt üstü uyumayı benimseyen kişilerde gözlemlenir. Sırt üstü yatılması durumunda dil kökü aşağı kayar ve nefes yolunu daraltır.
Doğru pozisyonda uyumak, kişinin hem daha az horlamasını hem de çok daha verimli bir şekilde nefes alabilmesini sağlar. Yan uyumak, horlamanın etkisini ve yoğunluğunu görece düşüren bir unsurdur. Uyku pozisyonunu ayarlamakta zorluk çeken kişiler, yan uyumaya zorlayan duruş alarmlarından, yatak tamponlarından, yatak başını yükselten ayarlanabilir yataklardan faydalanabilir.
Horlama Teşhisi ve Tedavi Süreci
Horlama vakalarının teşhis ve tedavi süreçlerinde birçok yöntemden yararlanılabilir. Horlama şikâyetiyle uzman hekime başvurulduğu zaman horlamanın düzeyi, kişinin sağlık geçmişi ve yaşam tarzına ilişkin detaylar saptanır.
Genel olarak ilk aşamada hastanın ne sıklıkla horladığı, horlama sesinin ne düzeyde olduğu ve gün içinde kendini yorgun hissedip hissetmediği öğrenilir. Eğer çok daha ciddi bir uyku bozukluğundan şüphe ediliyorsa hekim, polisomnografi adı verilen uyku testine öncelik verebilir.Uyku testinde kişinin beyin dalgası aktiviteleri, nefes alma ve nefes durmaları, oksijen düzeyi, kalp atış hızı, uyku esnasında gerçekleştirdiği hareketler ve uyku döngüleri analiz edilir.
Ameliyatsız horlama tedavileri; yaşam tarzında ciddi değişiklikler, ilaçlar, oral aparatlar ve burun şeritleri gibi unsurları içinde barındırır. Bunun yanında şiddet düzeyi yüksek olan horlama vakalarında cerrahi çözümlere yönelmek gerekir. Bu tip ameliyatlarda temel amaç, fazla olan dokuyu ufaltmak/çıkarmak ve böylece hava akışını rahatlatmaktır. Septoplasti, Konka Küçültme, UPPP (Uvulopalatofaringoplasti), Adenoidektomi ve Tonsillektomi, Dil Kökü Küçültme ve Supraglottoplasti sık tercih edilen cerrahi yöntemler arasındadır.
Septoplasti
Septum deviasyonu görülen bireylere burun içindeki kıkırdak ve kemiklerin yeniden şekillendirildiği septoplasti önerilebilir. Hava yollarını genişleten bu operasyon, horlama olasılığını düşürebilir.
Konka Küçültme
Horlama tedavisinde konka küçültme, burun tıkanıklığına neden olan alt burun konkalardan bir veya her ikisinin cerrahi olarak küçültülmesini içeren bir prosedürdür. Konkalar, burun içinde bulunan kemik ve yumuşak dokuların kıvrımlarıdır ve bazen büyüyebilirler, burun tıkanıklığına neden olabilirler. Konka küçültme işlemi, horlama ve uyku apnesi gibi solunum sorunlarını tedavi etmek veya hafifletmek amacıyla yapılabilir.
UPPP (Uvulopalatofaringoplasti)
Horlama ve obstrüktif uyku apnesi gibi solunum sorunlarının tedavisinde kullanılan cerrahi bir prosedürdür. Bu işlem, hava yolunun genişletilmesine ve daha iyi hava akışının sağlanmasına yardımcı olarak horlamayı ve uyku apnesini hafifletebilir.
Adenoidektomi ve Tonsillektomi
Horlama ve uyku apnesi gibi durumların tedavisinde bademciklerin alınması olan tonsillektomi ameliyatı önerilebilir. Benzer şekilde adenoidektomi yani geniz eti ameliyatı da burnun arkasındaki fazla dokunun alındığı ve uyku kalitesini artırıldığı bir cerrahi yöntemdir.
Dil Kökü Küçültme
Horlamanın nedenlerinden biri olarak kabul edilen dil kökünün fazla büyük olması veya burun tıkanıklığına yol açan bir dil pozisyonunun düzeltilmesi amacıyla uygulanan cerrahi bir işlemdir. Bu prosedür, obstrüktif uyku apnesi ve horlama tedavisi için uygulanır.
Supraglottoplasti
Horlamada epiglatoplasti, horlamayı ve uyku apnesini tedavi etmek için kullanılan bir cerrahi prosedürdür. Bu işlem, hastanın epiglottis adı verilen boğazdaki bir yapıyı yeniden şekillendirmeyi veya sabitlemeyi içerir.
Yaşam Tarzı Horlamayı Etkiler mi?
Horlamayı önleyici tedavi yöntemleri her ne kadar önemli bir gelişim göstermiş olsa da bu noktada kişinin yaşam tarzı da belirleyici faktörler arasında kabul görür. Horlamanın yarattığı etkiyi azaltmak adına kişinin yaşam tarzına dikkat etmesi şarttır. Yaşam tarzı değişiklikleriyle belli ölçüde de olsa horlama probleminin önüne geçilebilir. Tıbbi tedavilerden bağımsız olarak kişinin yaşam tarzında gerçekleştirebileceği temel değişiklikler şunlardır:
- Kilo verilebilir ve yeme-içme alışkanlıklarına dikkat edilebilir.
- Uyku öncesinde alkol tüketiminden ya da ağır olarak tabir edilebilecek yemeklerden kaçınılabilir.
- Belli bir uyku rutini oluşturulabilir. Kişi aşağı yukarı aynı saatlerde uyuyabilir ve uyanabilir.
- Horlamayı tetikleyen sırt üstü uyuma alışkanlığı terk edilebilir.
- Uyku öncesinde sakinleştirici ilaçlar kullanılmayabilir.
- Bol bol egzersiz ve yürüyüş yapılabilir.
- Sigara alışkanlığı terk edilebilir.
Horlama Neden Olur? Tedavi ve Teşhis Süreci Hakkında Sık Sorulan Sorular
Horlamayı önleyici tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile horlama probleminin önüne geçilebilmektedir.
Kimi uyku pozisyonları, kişinin gece boyunca normalden çok daha gürültülü bir şekilde horlamasına yol açabilmektedir.