
Birçok araştırma orucun hücresel süreçler ve işlevler üzerindeki faydalarını göstermektedir. Bilim insanları, orucun, birçok kronik hastalığın kökeninde yatan bağışıklık sisteminin aktivitesinin potansiyel olarak zararlı bir sonucu olan iltihabı azaltabileceği ortaya koydu.
Oruçluyken metabolizmanız birincil yakıt kaynağını glikozdan ketonlara çevirir, bu da hücresel büyüme yollarını azaltmak ve hücresel onarım ve geri dönüşüm mekanizmalarını artırmak için bir dizi hücresel sinyallemeyi tetikler. Orucun devam ettiği günlerde artan insülin duyarlılığı, antioksidan savunmaları ve mitokondriyal işlevi içeren hücresel adaptasyonları tetikler.
Metabolizma nedir?
Metabolizmanız vücudunuza tutarlı, dengeli bir enerji kaynağı sağlamaktan sorumludur. Metabolizmanızın tüm bu işlevleri sürdürebilmesi için kaloriye ihtiyacı vardır. Özellikle yediğimiz yiyeceklerdeki enerjiyi vücudunuz için kullanılabilir formlara dönüştürme kimyasal sürecini ifade eder. Bu süreç, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere çok çeşitli vücut fonksiyonlarını düzenler:
- Şekerlerin parçalanması
- Proteinlerin yaratılması
- Yağların oluşumu
- Mitokondriyal aktivite
Metabolizma hızı nedir?
Metabolizma hızınız (bazal metabolizma hızı (BMR) veya dinlenme metabolizma hızı (RMR) olarak da adlandırılır) temel bedensel işlevleri çalıştırmak için gereken enerji miktarıdır. Bu işlevlere kalp atışı, nefes alma, beyin gücü ve sizi hayatta tutan diğer tüm süreçler dâhildir.
Dinlenme metabolizma hızı (metabolizma), vücudunuzun dinlenme halindeyken temel işlevleri (nefes alma ve sabit bir vücut sıcaklığını koruma gibi) yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu enerji miktarıdır.
Genlerimizin çoğu, özellikle metabolizmamızı düzenleyenler (yiyeceklerden gelen enerjiyi nasıl sindirdiğimiz ve kullandığımız), doğuştan gelen sirkadiyen ritimlerimize (uyku/uyanıklık döngümüz) göre her gün açılıp kapanır.
Aç kalınca metabolizma yavaşlar mı?
Orucun metobolik aktiviteyi daha da düşüreceği düşünülse de yapılan araştırmalar bunun aksini söylemektedir. Oruç metolizmayı olumlu yönde etkileyebilir. Çalışmalar oruç tutmanın dinlenme metabolizma hızını önemli ölçüde azaltmadığını bulmuştur. Çalışma ayrıca dönüşümlü olarak oruç tutmanın yağ yakımını artırdığını bulmuştur.
İnsanlar enerji metabolizmasında adaptif ve iyi düzenlenmiş zamana bağlı değişiklikler yoluyla orucu makul derecede iyi tolere edebilirler. Oruca karşı adaptif yanıtın temel özellikleri, beyin için glikoz üretmek üzere karaciğer glikojeninin ve kas proteininin parçalanması ve yağ depolarının kademeli olarak tükenmesi, bunun sonucunda gliserol ve yağ asitlerinin kan dolaşımına salınması ve karaciğerde keton cisimlerinin üretilmesidir.
Enerji harcaması, yiyecek alımından bağımsız olan bir gündüz-gece ritmi gösterir. Buna karşılık, hem karbonhidrat hem de yağ oksidasyonunun gündüz-gece ritmi esas olarak yiyecek alımı tarafından yönlendirilir.
Oruç tutunca ödem olur mu?
Oruç tutulan süre zarfınca su tüketilmemesi ilk günlerde vücutta ödem oluşmasına sebep olabilir. Bu etki geçicidir. Oruç sırasında elektrolitler, vücudunuzda su dengesi ve hücresel hidrasyonun düzenlenmesi de dahil olmak üzere önemli rol oynayan minerallerin kaybedilmesine sebep olabilir. Bu nedenle oruç tutarken sıvı alımı çok önemlidir; oruç tuttuğunuz zamanlarda bol miktarda sıvı aldığınızdan emin olun.
Oruç tutarken zayıflanır mı?
Oruç tutarken kilo yönetimi sağlanabilir ve tip 2 diyabet gibi bazı hastalıkları tedavi etmek için uygulanabilir. Tabi bu iftar ve sahur vakitlerinde tüketilen besinlerle ve gün içi hareketlilikle de alakalıdır. İftar ve sahur vakitlerinde öğünlerde karbonhidrat ve bazı yağları abartılmadan tüketilmelidir. Ramazan ayında oruçla birlikte kaybedilen sıvı miktarı mutlaka telafi edilmelidir.
Karbonhidrat içeren yiyeceklerden aldığımız glikoz (şeker), günün büyük bölümünde vücudumuzun ana yakıt kaynağıdır. Yağlar oruç sırasında alternatif bir yakıt kaynağı olabilir. Yakıt olarak glikozu mu yoksa yağları mı kullandığımız, vücudumuzun beslenme-oruç döngüsünün hangi aşamasında olduğuna bağlıdır.